CHP’nin bölgedeki il teşkilatları uzun bir aradan sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Diyarbakır’da toplanıyor. Bu bölge toplantıları seçim startı olarak da kabul edilebilir ki, CHP bu kez bu işi biraz daha erken başlattı.
Kılıçdaroğlu teşkilatlarına, il başkanlarına, kamuoyuna Kürt meselesiyle ilgili sürpriz bir mesaj vermek için mi geliyor? Hayır, özel ve sürpriz bir mesaj için gelmiyor. Rutin, programlanmış toplantılardan biri daha Diyarbakır’da yapılıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu aslında Kürt meselesi ile ilgili söylenmesi gerekenleri; Evrensel demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, evrensel hukuk, eşit ve özgür yurttaş bağlamında birlikte yaşamın gerekliliğini Avrupa birliği müktesebatına uygun tanımlarla anlattılar, anlatmaya çalıştılar.
Ne kadar kabul gördü?
‘Çok fazla kabul görmedi’ diyebiliriz, ancak zaman ilerledikçe karşı çıkanların dahi daha gerçekçi bulduğu CHP’nin Kürtlerle ilgili genel bakış açısının, birlikte yaşam algısının doğru yerlere oturtulması bakımından mutlaka tartışılması gerekiyor diye düşünüyorum.
Bazı fikir ve önerilerin bütün gerçekliğine rağmen, toplum nezdinde yâda uluslar arası siyasi parametreler nedeniyle zamanı gelmediği için mevcut koşullarda kabul görmemiş olması her zaman mümkünler içindedir. Ancak, günün koşullarına göre zik-zak çizmeden aynı doğrular üzerinden ısrarcı olmak, sonuçta haklılıkla birlikte doğru ve gerçekçi politikaların geçerliliğini de mümkün kılar.
Bunun aksine; Doğru ve gerçekçi olmayan fikir ve öneriler sürekli popülizm ile sunulduğu için her zaman kabul görmüş olmasına rağmen, son kullanım tarihleri her zaman yakın olmuştur.
AK Parti iktidarının bir taraftan Avrupa Birliği derken diğer yandan hepimizin, bütün ülkenin beyin trafiğini Ortadoğu coğrafyasına yönlendirmiş olmasının ortaya çıkardığı sıkıntılara rağmen, Kürt meselesi ile ilgili çözüm konusunda zikzaklar arasında gidip-gelmesinin yaratacağı sıkıntıları şimdiden görmek mümkün. Varılacak son noktanın Avrupa Birliği yerel yönetimler özerklik şartı çerçevesi olduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde, iktidarın hala ‘şerh’i kaldırmamış olması samimiyetsizliğin en net örneğidir. Cumhuriyet Halk Partisi, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ve Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Sosyalist Enternasyonalin üyesi olmalarından kaynaklı sinerjinin sorunun/sorunların ortaklaşarak çözümünü daha da kolaylaştıracağını düşünebiliriz.
Bu anlamda, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’da vereceği mesajın bu çerçevede olması, bu çerçevede tartışılması evrensel bir bakış açısına hitap eder diye düşünüyorum. İki taraf açısından da daha çağdaş gibi duruyor.