Dediler ki, ‘Gelen gideni arattı’.
‘Hayırdır’ dedim.
Dediler ki; ‘Yabancı vurgunu bitti, yerli vurgunu başladı’…!
Şaşırmadım.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi mi diye sormaya fırsat kalmadan anlattılar.
Sineğin yağını çıkarıyor mübarekler!
Çalışmış, çaba göstermişler, ‘dolmuş hattı uzatma’ modelini devreye sokmuşlar, uygun formülü üretmişler. Minibüs kooperatifleri, şoförler odası, cemiyeti falan, filan tamamının bilgisi dâhilinde diye duydum.
Dağ kapı, Balıkçılar başı, Bağlar-Fakülte, Seyran tepe-Fakülteye uzatmalar yapıp, 25’er adet ek minibüs hattı, yani toplamda 100 adet üzerinden hazırlıklarını tamamlamışlar.
Kolaylıklar diliyorum, başarılı bir çalışma!!!
Şimdi gelelim meselenin rantlı kısmına.
Dediklerine göre, ben diyenlerin yalancıyım demeyeyim de, çünkü ortada bir yalan durum olacağını sanmıyorum, şimdiye kadar olduğu gibi. Büyükşehir Belediyesinde olanlar, daha sonra yapılacak olanların teminatı oldu.
Her hat için belirlenen rakam 2 milyon 800 bin TL. Sonrası kooperatif ve cemiyetin belirleyeceği rakam üzerinden taliplisine pazarlanmaya kalıyor. Bu aşamaya kadar ki işlemler 29 yıllığına kiralama yöntemi uygulanarak gerçekleşecek (miş)
Neden kiralama? Onu tam olarak bilmiyorum, ancak yönteme denk getirme ile ilgili bir yöntem olabilir diye düşünüyorum. 30 Kasım tarihine kadar kooperatifler bu teklife evet demez ise, ondan sonraki süreçte açık ihale usulüyle 100 uzatmalı minibüs hattı halka arz edilecek.
‘İhtiyaçtır, güzergâh uzatmak gerekiyor, vatandaşın sıkıntısını gidermemiz gerekiyor’ diyebilirler, diyecekler de. Belediyenin toplu taşıma sistemi, otobüs hatlarının uzatmaları üzerinde çalışmalar olsa kamu yararı olmaz mı? Ulaştırma daire başkanlığı ne işe yarıyor?
Menkul, gayrimenkul, mal-mülk-arsa-arazi, ne var ne yok, satıp memleketi çıplak bıraktıkları yetmez, geleceğe dönük de elde avuçta hiçbir şey bırakmamaya yeminliler. Geleceği de satıyorlar. 29 yıllığına bir satış-ihale formülünün arkasında kim/kimler var, şimdi olmasa da sonra ortaya çıkar da, biz şimdiden ‘Vurgun niyetinden haberdarız’ işareti koyalım istedik.
Kayyumlar tam coğrafik işaret gibi oldular vallahi.
Sayıştay, soygun ve talan deyince akla ‘Kayyumlar’ geliyor.
Ben yoruldum dostlar, yaz-çiz, bitmiyor.
Duyarlı dostlardan ricam var; Ben de not ediyorum da belki gözden kaçan olur diye hatırlatayım, Gelen-giden ne kadar kayyumun başı, genel sekreter, genel sekreter yardımcısı, daire başkanı, ilçe belediye başkanları ve yardımcıları, özel kalem mensubu isim var ise siz de not edin, günü geldiğinde mal varlıkları, bu mal varlıklarının oluştuğu yılları araştıracak namuslu yargı mensuplarına desteğimiz olsun.
100 minibüs hattını 3 milyondan hesapladığınızda ortaya çıkan rakamı da bir zahmet siz hesaplayın, benim matematik konusunda sıkıntılarım var. Gerçi çarpıp, önüne sıfırları oturttuğunuzda rakam buradan da anlaşılıyor da, telaffuzu zor. Çok sayıda kişinin sebepleneceği bir rakam var ortada. Tepsiyi geniş tutmuşlar.
Kentte bütün kuşlar bitti, tükettiler, sıra leylekte!
*
Sur’dan Büyükşehir’e gidenler saltanat kurmuşlar, öyle dediler.
Eskiden kalan bir hesapla, Kervansaray otelinin önünde Mehmet İpek’in yaptırdığı lavabo-tuvalet düzenini de yıkmışlar. Onu da inceliyorum, neden-sonuç ilişkisini yazacağım.
Yeni kayyum, yeni genel sekreter, yeni genel sekreter yardımcıları, yeni kadro, yeni, yeni yöntemler. Seçim sürecine kadar çok işimiz var.