Ülkemiz; tüm dünyayı pençesine alan pandemi sürecinde en zor günlerin eşiğinde, bu kış çok çetin geçecek.
Diyarbakır olarak, her türlü olumsuzluğa hazırlıklı olmalıyız. Belki birkaç hafta sonra pandeminin doruklarında bulacağız kendimizi. Yasakların başlamasıyla yine binlerce işsiz, binlerce çaresiz insan göreceğiz etrafımızda.
Özellikle de ülkemiz genelindeki hizmet sektörünün yüzde atmışını oluşturan restoran, kafe tarzı işletmeler ve tabi ki kahvehaneler kapatılınca; işsiz sayımız inanılmaz boyutlara ulaşacak.
Şöyle kabaca bir hesap yaparsak;
İki şubeli büyük bir restoranı düşünün.
En az 100-120 civarında çalışanı mutlaka vardır. Buralarda paket servis sistemine geçildiği zaman, her şubede ancak 15 kadar elaman çalıştırabilecekler. Yani toplamda 30 çalışan işine devam edebilecek. Geriye kalan; 90 çalışan işsiz kalacak. Bu kaçınılmaz…
Fakat acaba paket servis ya da gel al sistemi ile, bu lanet salgının önüne ne denli geçilebilecek? İnsanımız birkaç ay sonrasının bilinmezliğinden elbette ki oldukça rahatsız, ne yazık ki, başka hiçbir çare ya da ilaç yok şimdilik…
Aileler birbirine eskiye oranla daha da sıkı sıkıya bağlanmalı, daha da destek olmalıdır. Diyarbakır bir nebze şanslı. Bu yöredeki aile bağları ve ataerkil aile yapısı sayesinde, geleneklerini sürdürebilen Diyarbakır insanımız; bu kış her zamankinden çok daha fazla aile içinde dayanışmayı sergileyecektir, eminim.
İşsizine sahip çıkacak, hastasına, yaşlısına kol kanat gerecek, çocuklarına daha fazla özen gösterecektir. Sonuçta; zor günler insanların dayanışma ruhunu bir kat daha perçinler.
Fakat bu yasakların anlaşılmaz tarafı, kapalı mekanların kat be kat tehlike saçtığı bilinmesine rağmen AVM gibi mekanların kapatılma kararının alınmamış olması. Sadece belirli yerlerin kapatılmasıyla amaçlanan sonuçlara ulaşıla bilinecek mi dersiniz?
İnşallah her şey bir an önce düzelir ve bizler de bir an önce eski güzel günlerimize geri dönebiliriz. Allah tüm insanlığı korusun. Artık korkmayan kalpler de korkmaya başladı…Lütfen kişisel önlemlerimizi alalım, almayanları uyaralım. Ve tabi ki, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayalım.
BİR HATIRLATMA
Cumartesi ve Pazar günü belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı olduğundan, bütün meslek dalları sabah saat 10.00’da açılıp akşam saat 20.00’de kapanacaktır. Hafta içi ise:
İŞYERİ AÇMA RUHSATINDA bakkal, büfe, şarküteri, kuruyemiş yazan esnaflarımız; saat uygulamasından muaf olup eski saatlerinde açıp kapatabilirler. (Alkol satışı yapanlar hariç) Fakat ruhsatlarında “Market” yazan esnaflar, 10.00 ve 20.00 saatleri arasında açıp kapayabilecekler.
Ben de üzerime düşeni yapıyor ve Diyarbakır’da gezilerime bir süre ara veriyorum. Eski güzel günlerin özlemiyle geçireceğimiz şu zor günlerde, birbirimizin kıymetini daha çok bilelim. Sevdiklerimize sıkı sıkıya sarılalım ve şimdiye kadar söylemediysek eğer “sevdiğimizi haykıralım” …Büyüklerimizi, ana babamızı daha sık arayalım, onların gönlünü hoş tutalım.
İşsiz kalacağız belki.
Belki hasta olacağız…
Çocuklarımızın masum isteklerini yerine getiremeyeceğimiz zamanlarımız da olacak.
Yakınlarımızı da kaybedeceğiz belki.
Yaralanacağız taaa derinden!
AMA YİNE DE YILGINLIĞA KAPILMAYACAĞIZ….
ÇÜNKÜ MECBURUZ!
UNUTMAYALIM; HER KIŞIN SONUNDA BİR BAHAR VARDIR! VE ŞÖYLE DER MEVLANA:
“TÜM İYİ ŞEYLER SABIRDAN SONRA GELİR”
Haftaya görüşmek üzere şimdilik hoş çakalın…
MELTEM GÖNÜLLÜ