33 bin seyirci kapasiteli yeni Diyarbakır stadına her gidişimde hem mutlu oluyorum, hem de hüzünleniyorum. Mutluluğun sebebi böyle güzel bir eserin Diyarbakır’a kazandırılması. Her vesile ile bu eseri Diyarbakır’a kazandıran cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ancak bu kadar güzel bir eserin içinde en az TFF 1.Lig takımımız olması gerekirken bunu görememek insanı derinden hüzünlendiriyor. Aklımıza haliyle Diyarbakırsporlu eski yıllar geliyor. Kimin Diyarbakırsporla hatıraları yok ki. Her birimiz için mutlaka unutulmaz bir anısı vardır. “Alın bu günleri, getirin o günleri” dememek elden mi. Hayal etmek bile güzel fakat o günlerin çok uzağındayız. Şehirde, bölgede sporda büyük bir sahipsizlik, dağınıklık, bölünmüşlük söz konusu. Bir lokomotif, bir denge unsuru, bir lider aranıyor ama ortada yok. Herkes kendi projesinin, hayalinin peşinde sürüklenip gidiyor. Herkes resmin küçük ve kendisini oluşturan tarafıyla ilgileniyor. Kimsenin resmin büyüklüğünü düşündüğü yok. Oysa büyük resim çok daha farklı yerde duruyor. Büyük resimde her kesimin etrafında toplanabileceği, siyasetten uzak, her kesimi temsil eden bir yapı var. Bölge için en doğrusu bu ancak bunu hayata geçirecek irade yok.
Diyarbakırspor’un misyonunda bölgenin spordaki lokomotifi olmak, lider ve ağabey olmak vardı. Her düşünceden ve her kesimden insanların ortak değeriydi Diyarbakırspor. Dengeyi çok iyi sağlıyordu. 1968’den önce şehirde sporda bölünmeler var iken bu parçaları birleştirerek kurulmuştu. Şehirde ve bölgede söz sahibi olan üç kulübün birleşmesiyle meydana gelmişti. O gün Diyarbakırspor’u bu parçaları birleştirerek kuranların siyasi hesapları yoktu. Tam aksine zıt kutuplardaki siyasi kesimler ve kentin ileri gelenleri bir araya gelerek Diyarbakırspor’u inşa etmişti. Diyarbakırspor, aldığı bu misyonla sonraki yıllarda bölgede lider ve ağabey pozisyonuna geldi, hem kendisi büyüdü hem de bölgede sporun gelişmesine vesile oldu. Ne yazık ki Diyarbakırspor’un çökmesiyle bu çatı yıkıldı, denge unsuru kalmadı.
Şimdi Diyarbakır kenti ve bölge başarının çok uzağında. Dağınıklık, parçalanma hakim. Mevcut tablodan başarı çıkması, kentin ve bölgenin sporda arzulanan noktaya gelmesi oldukça zor hatta imkânsız gibi. Başarı isteniyorsa herkes siyasi hesaplarını, apoletlerini ve kaygılarını bir tarafa bırakacak, kentin ve bölgenin doğrularını esas alarak hareket edecek. Bunun için iyi niyet, samimiyet şart. En önemlisi buna öncülük edecek ortak akıl ve irade olması lazım. Tüm bunlar yapılırken 1968 ruhu incelenmeli ve o zaman nasıl hareket edilerek başarı elde edilmiş ise bunlar örnek alınarak bir yapı oluşturulmalı.
Diyarbakır’ın ve bölgenin ortak paydası olarak kabul edilecek, herkesi ve herkesimi kucaklayacak bir spor yapısına ihtiyaç var. Diyarbakırspor gibi. Yoksa bunca yıllık tecrübelerimize dayanarak ifade edelim ki mevcut tablodan başarı çıkmaz. Böyle alt liglerde sürünmeye devam ederiz. Yeni nesillerin Süper Lig ve üst düzey başarıların hayalleri de hayalden öteye gitmez.
Saffet Azbay