Bizim Zîlan, Diyarbakırlı kadın bir dengbêj…

Zülküf Kışanak

Bir yerden başlamalıyım Zîlan Tigris’in hikayesine. En iyisi mi Diyarbakır’ın can damarından, şehrin en belengaz yerinden, Bağlar’dan, Şeytan Pazarı’nın oradan başlayayım. İstasyona çıkan alt geçidin loş halini, peronlardaki sevimsiz lambaların ta evlerine kadar gelen dağınık ışıklarını, bir gün bile şaşırtmadan hep tam vaktinde istasyona yanaşan trenin sinir bozucu düzenini, lokomotifin her bir yanı aydınlatan, öyle ki raylardaki vidaları, hatta taşları bile bir bir gösteren tepe lambasının rahatsız edici parlaklığını es geçmeden yazmalıyım…

Belki de es geçmeliyim bütün bunları yazıyı ayrıntılara boğmadan…

*

Güzel sesi yedi dilde, on dilde, belki de daha fazla dilde şarkıya can olan, melodiye ruh olan kadını, hepimizi ürküten, her birimizin yüreğini ağzına getiren depremde kaybettiğimiz kadını, geçmişinden gelen hikâyesini anlatmalıyım, yazmalıyım.

Belki de annesi Cemile Hanım’dan, Kürtlerin efsane sesi Ayşe Şan’ın Dabanoğlu’daki kapıkomşusu, gençlik sırdaşı, dengbêjlik yoldaşı Cemile Hanım’dan başlamalıyım yazmaya. Dabanoğlu’nu bırakıp yoluna giden Ayşe Şan’a kızsa da içten içe ona hayranlık duyan, onunla can ciğer olmakla övünen, yufka yürekli annesi Gulê ona sırt çıksa bile bıçakçı babası Sofi Mehemed’in belasına düşmemek için dizini kırıp evinde oturmasına hayıflanan, bir Kurmanc, bir Sünni olarak büyütülmüş annesi Cemile Hanım’ın daha küçücük yaşta Büyük Felaket’ten (Qafil Qeda) kurtulan Elazığlı Ermeni büyük babasının, büyük annesinin hikayesinden başlamalıyım yazmaya…

Kendini bir Sünni, dini bütün bir Bingöl Zazası olarak belleyerek Diyarbakır’ın küçelerinde büyüyen babası Mustafa Bey ise Büyük Felaket’ten kurtulmayı başarabilmiş Bingöl’lü Ermeni bir aileden geliyordu. Bir anlamıyla annesi Kurmanc, babası ise Zaza bir Kürt olarak büyümüş, hayat bulmuş Ermeni’ydi…

*

Gelelim Zilan’a…

Sesinin güzelliğini, müziğe olan sevgisini annesi Cemile Hanım’dan almış olmalı. Daha çocuk yaşta kılamlar, şarkılar söylemiş. Liseden sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Korosu’na girdi, yıllarını oraya verdi. Belediyenin kültür çalışmalarında onlarca, belki de yüzlerce çocuğa müzik dersi verdi, küçücük çocuklara, gençlere Kürtçe, Türkçe şarkıları sevdirdi. 2002 yılında Türkiye’nin efsane sanatçısı Sezen Aksu’ya Kürtçe şarkı söyleten, “Türkiye Şarkıları” dizisine Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Çocuk Korosu ile katıldı. Büyük ilgi gören konserler aynı zamanda “30 Ağustos’ta bu ne bölücülük” gibi tepkiler aldı. Aram Tigran’ın Amed Konseri’nde sanatçıya vokal yaptı. Daha sonra 2006 yılında Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuarı Türk Müziği Ses Eğitim bölümünü okudu.

Belediye çalışmaları yanı sıra 1992 yılında ‘İro’yu, 1998’de ‘Adlê’yi, 2018’de ise Geliver adlı albümü yaptı. Her geçen gün biraz daha müziğini geliştirdi, biraz daha varlığını hissettirmeye çalıştı. Kendi tarzını oluşturmaya, besteler yapmaya yöneldi, Kürtçe kılamları, Türkçe, Ermenice şarkıları bir başka söyledi.

Zilan’ın kısa hayat hikayesi, kişisel tarihi böyle…

*

O, bildiğimiz en büyük kırımın hafızasını, en ağır hikayesini sırtlayarak, dahası tarihte eşi benzeri olmayan Büyük Felaket’in bitmek bilmeyen, bir türlü geçmeyen acısını yaşayarak var olmaya çalıştı. Her şeye rağmen hayata tutunmuş olması, inadına var olmaya çalışmış olması dile kolay. Kimlikteki resmi adı Türkçe, sanatçı adı Kürtçe, baba tarafı Ermeni Zaza, ana tarafı Ermeni Kurmanc, ilk eşi Sünni Kurmanc, ikinci eşi Alevi Kurmanc, Zîlan’ın. Bir kadındır, bir annedir, bir sanatçıdır, bir Diyarbakırlıdır, bir dengbêjdir bizim Zîlan…

*

Ofis’te, Kurt İsmail Paşa 2. Sokak’ta çöken Sözel Apartmanı’nın enkazı başında altı gece boyunca her yaştan öğrencisi bir umut sabahlara kadar dua etse de olmadı, en kötü sonun önüne geçilemedi. Tabutu kadınların omzunda taşınan Zîlan, belki de bütün bir ömür boyunca emek verdiği değerlerin hayat bulduğunu bu dünyada, o daracık yerde, o Allah’ın belası enkazın altında son altı gününde görmüş, hissetmiş olmalı…

Babaannesi ya da anneannesi gibi Ermenice, annesi gibi Kürtçe söylemiş olmalı Zîlan, kendisi gibi ise Türkçe söyledi şarkılarını, bestelerini. Üç kuşağın sesini, üç dilin zenginliğini temsil etti Zîlan. Zamansız, olabildiğince zamansız, 6 Şubat Maraş depreminde kaybetsek de onu, iyi ki o hep var oldu, iyi ki o hep var etti şarkılarını, iyi ki o hep ses verdi bu topraklara, bize…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.