Allah tarafından insanlara gönderilen "islam"; a dan z ye her şeyimize müdahildir.
Gücümüz nisbetinde uymak ve bir bütün olarak kabul etmek zorunda olduğumuz bir dindır.
Parça parça kabul etmek, kendimize göre kurallarıni belirlemek ve bir kısmına uyup diğerini boş vermek doğru olmadığıdir.
Böylesi bir durum; "islam"ın dünya ve ahiret nimetlerinden istifade etmemize de engeldir.
Yüce Allah:
"Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedi cehennemdedirler." (Müminun suresi 103 ayet)
"Ama kimin de tartıları hafif gelirse,(8)
İşte onun anası (varacağı yer) Haviye'dir.(9)
Sen Hâviye'nin ne olduğunu ne bileceksin?(10)
O kızgın bir ateştir. (11) (Karia suresi)
Buradaki tarti; ölumden sonra mahşerde kurulacak mahkeme-i kubrada ki kişinin günah ve sevabların tartılması olayıdır.
Her günah ve sevabin Allah katında bir ağırlığa vardır.
Bizler de bunu; farz, sunnet, mustahap, caiz, haram ve mekruh olarak bilmekteyiz.
Terazimizde bize en çok faydasi olacak amel ise " Nasuh bir Tövbe" dir. Çünkü böyle bir tövbenin silmiyecegi günah yoktur.
Bir arkadaşla söhbet ediyorduk. Arkadaşım "hocam islam ülkeleri içinde islamiyet ülkemizde en iyi yaşanıyor" ben "mesela?" O "ihtişamli camiler, sesi ve okuyuşu mukemmel muezzinler, mevlithanlar, mahyalar, kandiller, kurbanlar ve benzeri ibadetler" ben "daha daha" o "daha ne olsun? Okunan selalar ve ezanlarin güzelliği ve disiplini, Kur'an'ı muhteşem okuyan hafızlar, birer şaheser olan camiler başka ülkelerde varmi?" Ben "(Camilerdeki israfa kaçan nakışların, avizelerin, kible tarafi suslemelerin mekruh olduğunu ona söyleyemedim münakaşa ederdik) Camideki cemaat durumu nasıl?" O "sabbah ve yatsi çok az, diğer vakitler eh bazen bir iki saf ancak cuma namazi cami doluyor." Ben "Ya zekay?" O "hocam sorma veren yok gibi." Ben "adalet?" O "berbat durumda" Ben "Faiz" O "bulaşmayan kalmamış." Ben: "ahlak, edep, tesettur" O "hocam sorma dibe vurmuşuz" Ben "Ne acı bir durum."
Gerçekten tuhaf bir din anlayışımız oluşuş.
MÜSLÜMAN desek; Zulüm, kul hakkı, İçki, faiz, kumar, yalan, dolandırıcılık ve benzeri günahlar diz boyu.
Gavur desek; kelime-i şehadet getirmesi, namaz kılması, hac, umre, tesbihat ve benzeri ibadetlere ne diyeceğiz.
Ben bir karar veremedim.
Bize özgü bir din anlayışi.
Bu durumu; Hacisiyla, hocasıyla, şeyxile ve diyanetleriyle kabullenmişiz.
Mahkeme-i kubrada durumumuz ne olur?
İste orada çok ama çok zorlanacağız gibi geliyor bana.
Selam ve dua ile.