Oluşumuna göz yumulan antidemokratik ortamlar,caydırıcı olmayan cezai müeyyideler, Sosyoekonomik alanda rafa kaldırılan adalet ve hakkaniyet birden çok illegal yapıyı meydana getireceği gibi terör örgütlerini beslemeye devam eder..
Toplumda, bireysel bir boş vermişlik söz konusu, hani şu "Bana dokunmayan yılana binlerce yıl biçenlerin" dinazor versiyonu.Ne enteresandır, din,gelenek, görenek ve geçmişi ile aidiyeti olmayan yoz topluluklarda, çok çalışmanın ahmaklık ve suç sayıldığı, iyiliğin cezasız kalmayacağı, mükafatının(!) olduğu kanaati hasıl olmuştur.
Toplumsal çürüme ve bireysel yozlaşmanın iliklerinize kadar hissedildiği, teknoloji tüketiminin medeniyet sayıldığı,kolay yoldan para kazanmanın erdemlilik kabul edildiği, "Devlet malı deniz yemiyen domuz" sözünün atalardan miras yoluyla nesilden nesile aktarıldığı, toplulukların kendi elleriyle helak olmaları kaçınılmazdır. Kimi toplumda, kimlik arayışında olan bireyler,din, iman,adına dayatılanı hazmedememekten kaynaklı. Havale (konvülsiyon) geçirmektedir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovduktan sonra, onuncu köyde de öldürmeye çalışanların, bu yolun yolcularını 'Doğrucu Davut' diye istihzayla ötekileştirme operasyonu garipsenmemelidir..
Merak edenler için not:1.köyde pes ettirilenler 9. köye ulaşamadılar.Sahi kimler kaldı ki bu patika köy yollarında..
Kamu malını,düşman malıymış gibi (Ki peygamber düşman malına bile ihanet etmemiştir) har vurup, harman savuralanların olduğu ortamda, boynun eğri dendiğinde alaycı gülümseme ile 'Ma neresi doğru ki " diyen deve öncüsü, ilim yüklü merkeplerin, kergeleleri ..vahki vah..
Ortaya konuşsan, birçoğunun yarası var, gocunur.Hava yağmurludur dersen, "Bana ördek diyerek hakarette ettin", suçlamasıyla karşı karşıya kalırsın.
Hırsızın, arsızın, yolsuzun ahlâkî çulsuzun ve ekmek bulan namussuzun itibar gördüğü, kürke kişilik kazandıran, yalaka takımının önünde el pençe durulduğu, 'Bizi doyuran Firavun dur' diyerek sofrasında oturup İşkembe-i Kübralarını dolduranların, Medeni hukuk nezdinde kişilik hakları olsa da, Allah nezdinde ve toplum vicdanında olmayan kişiliklerini ifşa etmek vaciptir. Ez kazara, tahammül edemeyip küfür ederseniz, suçlanırsınız, soruşturulursunuz, ceza alırsınız.. Merak etmeyin, her inançta; Hırsız hırsızdır. Arsız arsızdır. Namussuz namussuzdur. Bunun lâmı cimi yok vesselam..
Kamuda liyakatsizlik atama derseniz,atayanlar dudak büker.STK'nın sivil ayağı yitirdiniz derseniz küsen "ağabey" var ki, Aa bunlar da mı? demeden edemezsiniz.
Sözlerim afaki kalabilir bazıları için..Deneyimleyin bana olmasa da yazılana inancınız pekişir.
Allah hırsızlığı haram kıldı, ayetini yazarsanız bazı ulema, rüşvet alan, veren melundur hadistir, derseniz kimi idareciler, işi ehline teslim ediniz ayetini okursanız bazı bürokratlar, yalan,iftira, gıybet haramdır diye vaaz edersiniz birkaç basın grubu, çocuklar;ateizme,deizme mi kayıyor sorumlusu din tacirleri derseniz sayıları azımsanmayacak kadar hacı, hoca,sofi takımı, faiz haramdır 'Nas' var,derseniz finans kuruluşları,toplumsal gidişat kötü,akıbet parlak değil; tespitine iktidar kanadı, tersini iddia ederseniz muhalefet cenahı,memura,işçiye iş yaptırırsanız bilimum sendikalar,size gardını alır. ülkemde huzurun hakim olması lazım deyi verin hele legal/ illegal örgütler.. kaostan ve terörizden beslenen yetmeler.. Velhasıl , hangi konu hakkında, hakikati konuşursanız konuşun,sizi düşman belleyen, gırtlağınıza sarılıp,parmaklarını gözünüze sokan olacaktır,
"Sana mı kaldı bu işler koçum, otur da ekmeğine bak" diyen akıl hocaları, "Aman sen mi kurtaracaksın, keyfine bak, salla başını al maaşını" diyen aile efradınız. Haklısın ama "Her hakkı her yerde söyleme" diyen sosyal grup yoldaşlarınız,eksik olmaz yani başınızdan.. Merak etmeyin mahkûm edildiğiniz kişisel hırs egoları ile inşa ettikleri çöllerde, sizi ilk terk eden, bir lokma ekmekten, bir yudum sudan marrum bırakanlar de bunlar olacaktır.
Beddua etmeyi peygambere yakıştırmayan bir topluluk, peygamberin birçok olumsuzluk karşısında sert davranışlarını,beddua ettiğini bilmez de .. Bence bilmelidir. Bilmesinde de fayda vardır.Çünkü bazen beddua en büyük silahınızdır.
Ya Rabbi! Bi'ri Maûne'de olduğu gibi,Utbe bin Ebî Leheb'in yaptığı edepsizlik karşısında nebi'nin söyleyiş şekliyle,Hendek Muharebesinde Medine önlerinde toplanan düşmanın perişan olması için yürek içtenliği ile sana havale ediyoruz.. Hak edenlerin hakkından ancak sen gelirsin..
İkrah olan her şeyin toplumu yozlaştırmaması gerektiğini en doğru ama acıtan bir dille haykıran Ebu Zerri’-l Ğıfari,
“Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan israftır. Eğer halkın parasıyla yaptırdıysan ihanettir ve haramdır. Kul hakkına girer. Bunu ancak firavunlar yapar." Yüzüne lafı evirmeden söylemesi birileri için ne kadar uç tur, değil mi? Dili ne kadar sivridir?
Ah Ebu Zer! Senin diline ve doğruluğuna ne kadar çok ihtiyacımız var bir bilsen
Problemleri bilmek, eleştirmek (Yapıcı eleştiri,demek istemiyorum. Çünkü eleştiri,yanlışı yapan kendini düzeltirse bu yapıcı eleştiridir.Yok,eleştirileriniz karşınızdakini düzeltmiyorsa, tırsıp eleştiriniz aynı tonda devam eder veya sesinizi kısarsanız, başçavuşun zortlayan eşeğin pozisyonunda kalır itibarınız)
Sonuç mu?
Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin...” Hz. Muhammed (S.A.V) asırlar öncesi hedefi çizerken "Sizi Rahatsız Etmeye Geldim" diyen, eşek arısı yuvasına çomak sokan, babayiğitlerin varlığına ihtiyaç vardır.