Kabileleri, kavimleri, küçük toplulukları ve çok genel anlamda toplumları irdelediğimizde;
Ana tema bireylerdir.
Toplumların varlık nedeni olan bireylerin var olduğu her zeminde, her coğrafyada mutlak sorun vardır. Su sorunundan tutun, elektrik, yol, trafik, komşu ilişkileri, insan ilişkileri, çöp, yakıt gibi, sizinde buradan hareketle çoğaltabileceğiniz sayısız sorunla günlük yaşamda sürekli yüz yüze ve iç içeyiz.
Kimlik sorunu mu?
Elbette, birey ve toplumun olduğu her coğrafyada mutlak kimlik sorunu vardır.
Kimlik ayrıca tam anlamıyla bir aidiyettir. Yukarıda saydığımız bütün sorunlar da kimlik sorununun içindedir. Zaten bir toplum bu sorunların tamamı olmasa bile yüzde 90’nını çözememişse, aidiyet ile ilgili kimlik sorununu da çözmesi mümkün değildir ve varlığını Gel-Git’lerle sürdürmeye mahkûmdur. Gel-Git’lerin olmaması için aidiyetin tam anlamıyla toplumun derinliklerine nüfuz etmesi lazım.
BİREY-TOPLUM-SORUN-SÜREÇ-ÇÖZÜM
BİREY; Bunun olabilmesi içinde bireyin öncelikle kendisiyle, ait olduğu toplumun bireyleriyle barışık ve bitişik olması gerekiyor. Aynı toplumun barışık olmayan bireylerinin, ortak sorunlarını aynı zeminde çözme gibi sonuca ulaşması mümkün olabilir mi?
TOPLUM; Bireyleri barışık ve saygılı ise sorunlarını ortak tespit eder. Ön yargılardan arınma söz konusudur. Sorunu kişisel, gurupsal, ailesel mantığa indirgemeyen bireyler topluluğunun, sorunları çözmedeki mahareti daha etkindir. Demokrasilerde baskı gurupları olarak algıladığımız sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları da bu çerçevenin içindedir ve başarılıdır.
SORUN;
Bu çerçevede başarı var ise; sorunların çözümü konusunda da ortaklaşma var demektir. Birlikte yola çıkılabilir. Her kafadan ayrı sesler çıkmaz, ortak sorunlarla birlikte, ortak çizgide yol yürüyüşü yapılabilir. Sorunda ortaklaşanlar, sorunları tartışma konusundaki muhataplarını da karşısında ortaklaşmış bir vaziyette bulur. Çözüm ile ilgili yolda ilerlemek daha da kolaylaşmış demektir.
SÜREÇ; Kısa, orta ve uzun vadeler olarak algılamamız gereken bir mesafe, bir zaman dilimi mi? Ortak algı bu ise; O zaman bireyler, toplumun sorunlarını, o toplumun yararlarına göre bu vadeleri akılcı bir şekilde kullanmak durumundadır. Süreci öne almak ya da ötelemek gibi bir toplumsal mühendislik harikası yaratmak diye bir durum söz konusu değildir. Şartları ve koşulları iyi yöneterek, süreci çok iyi değerlendirmek mümkün olabilir.
ÇÖZÜM; Şartlar ve koşullar iyi değerlendirildiği takdirde, sorunların çözümü ile ilgili sürecin kısa, orta ve uzun vadelerini kapsayan planlamaları yapmak daha da kolaylaşır. Artık sorunların çözümü de yakındır demektir.
Birey ve toplum ile ilgili sorunların çözümü ancak planlama ile mümkündür. Bireysel, gurupsal algı ve çözüm yöntemleri çağdaş demokrasilerde olmuyor.