Yaygın gazetelerden birinde yayınlanan haberi okuyorum;
Diyarbakır’daki CHP-HDP-AK Parti temsilcilerini bir araya getirmişler, çözüm süreci, mevcut durum analizi yapıyorlar.
Başlık dikkatimi çekiyor.
Ne kadar ortaktır bilemiyorum
3 temsilcinin ortak görüşü yansımış haberin başlığına
‘Bıraksalar sorunu çözeriz’
İronik mi değil mi, onu da bilemiyorum, pek anlaşılmıyor.
Ancak, müzakere ve diyalog sürecini boşa çıkaran bir söylem ve başlık okuyorum.
İlginç!
Konuşulan konu ile ilgili 3 partinin de direk, endirek sorumlulukları var.
Ancak temsilcileri;
‘Süreç çok önemli, genel merkezler bize kulak vermeli.
Ankara’dan bakınca fotoğraf değişik görünüyor’ diyorlar.
Biraz daha haberin içine dalıyorum
‘Bıraksalar sorunu çözeriz’ diyen temsilciler, ilginçtir, ilk kez bir araya gelmişler.
Daha önce bir araya gelmeyenler, gazetecinin daveti olmasa yine bir araya gelmemiş olacaklar ve birbirlerini tanımayacaklar.
Birbirlerini tanımayanlar nasıl sorun çözer diye biraz düşünmemiz gerekiyor değil mi?
İsmen tanışıyor olmaları sorunu çözmek için yeterli zemini hazırlamıyor!
Zaten sorunlarımızın neden çözülemediğini, benzemezlerin bir araya gelerek kendileri de inanmadıkları halde toplumun inanacağını zannettikleri ortak popülist söylemlerden anlamak mümkün.
Kafama takıldı, yazdım.
Başka ne diyeyim?
Ne MİT
Ne Kandil
Ne İmralı
Ne de iktidar
‘Aha da bıraktık, buyurun çözün’
**
Meseleye Ankara’dan mı, Diyarbakır’dan mı, uzaydan mı bakılır?
Çok önemli değil!
Bunlar ayrı ve ayrıştıran pencereler
Asıl olan demokrasi penceresidir.
Bu pencereden bakınca sorunların çözümü kolaylaşır
Demokrasi penceresinden bakmayanlar/bakamayanlar sorun çözemez.
**
Demokrasi penceresinden bakmayanlar ne yapar?
Ancak mendil sallar
Elinde mendil olmayanlar ne yapar?
Halayın en başına kendini atar, mendil kapar, sallar
Nereye ve ne zamana kadar?
Başka biri kendini halayın başına atıncaya ve mendili kapıncaya kadar