BIRAKALIM ÇOCUKLARIMIZ KENDİLERİ OLSUNLAR

Birsen İnal

Özellikle çocuk yaşlarda ebeveynlerce başlayan ve çevre faktörüyle devam eden “Şöyle ol, böyle ol, hayır bu sen değilsin!” lere kulağımızı kapatarak, kendi benliğimizle hareket etmeli ve duygularımızı bastırmamalıyız. Zira çocuk yaşlarda sürekli bastırılan ‘ben’, on beş, yirmi yaşına gelince en ufak bir gerilimde tekme tokat girer müdahalecisine.

Diyelim ki bu müdahaleci sizsiniz ve on beş, yirmi yaşındaki de çocuğunuzdur. Şaşkınlıklar içindesinizdir bu beklenmedik durum karşısında. Çevreye kulak kabarttığınızda; “Olur, olur gençliktir, gençlerin suyu dikine gider.” leri duyarak bu kez de çareler aramaya kalkışırısınız.

Çocuklarımıza, “Bu işi sen yaparsın, sen başarırsın, sana güvenim sonsuzdur…” gibi yapıcı söylemlerimizle, başkalarının başarısızlıklarına parmak uzatarak “bu, şu, o…” demelerine fırsat vermeden “Ben bunu yaparım.” diyerek başlamalarını ve zoru aşmalarını sağlamalıyız.

İmkansız diye bir şey yoktur! Başarılı insanlar; her koşulda imkansızlıkları imkanlı yaparlar. Anne-baba olarak yerimizde oturup, imkansız demekle olmayacağının rol modeli biz olmalıyız. Öncelikle çevre faktörünün etki alanına girmeden ‘ben’ olmayı biz başarabilmeliyiz. Sonra da çocuklarımızı ‘ben’ olma arayışı içinde yalnız bırakmamalı ve doğru model olmalıyız.

Sınavlarla yatıp kalkan bir toplumun bireyleri olarak yine bir sınav arafesindeyiz. Lütfen sakin olalım, rutin işlerimizi yapalım, sıradan bir gün gibi güne başlayalım, okunmuş pirinçlerden, sulardan medet ummayalım. Yatır kapılarını aşındırmayalım. Tüm bunların çocukları germekten başka bir yararı yoktur. Kapasite diye bir şey vardır. Gereksiz bekleyişlerle hayal kırıklıkları yaşamayalım.

Çocuklarımızın tenlerine doğru zamanda ve doğru yere ‘BEN’ ler kondurabilmişsek, onlara gereken güveni sağlayabilmişsek; bildiklerini zaten doğru kodlarlar. Tereddütlerinde ise tenlerine kondurduğumuz ‘BEN’ lerle hiç şüphesiz onlar doğru seçeneğe dokunacaklardır. Sınav her şeyin ne başıdır ne de sonudur. Önemli olan ruh sağlığı yerinde, mutlu bireyler yetiştirmektir. Mutlu birey demek, mutlu toplum demektir.

Sınava Girecek Sevgili Gençler,

Olumlu ve gerçekçi düşünceler oluşturmaya çalışarak stresinizi yenebilirsiniz. Sonuç her ne olursa olsun; ‘Ailem ne der?’ yerine, ‘Ailem beni seviyor. Bu sınavda başarılı olacağım. Elimden geleni yapacağım. Bu sınav için yeterliyim. Ben akıllı biriyim.’ Diyerek sınava girin lütfen.

Bunu gerçekleştirdiğiniz zaman % 50 başarı cepte sınava başlamış olursunuz. Gerisi için ‘Allah kerim!’ diyelim mi?

Unutmayın lütfen, başarınız ne olursa olsun; sizi seviyor ve size güveniyoruz…

Hayde rast gele...

Dicle Fırat Kolejinde son mezun ettiğim 'geleceğimizin umut çiçekleri' dediğim sevgili öğrencilerim bu hafta sonu üniversite giriş sınavına girecekler. Onlara dört yıl boyunca dediğim gibi sonsuz güveniyor ve başarılar diliyorum. Ayrıca ülke genelinde sınava girecek olan tüm gençlere de gönülden başarılar diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.