Gord'a veda zamanı. En yaşlı o kıpkızıl gökadadan evin evine dönüş zamanı. Rojarya sırların sırrına erişin ferahlığıyla tamamlanmış olarak döndü özüne, anayurduna. Madalyon ancak onu ilk döven üstadın ilk günkü heyecanı, azmi, saflığıyla yeni sahibinde canlanabilirdi.
Bu öz duygulara dönüş için kendi içine bir yolculuk yapmalıydı. Bunun için karadelikleri ilk doğuran büyük boşluğun merkez noktasında kırk perdeyle örtülmüş anlam kuyusuna ulaşması gerekiyordu. Oraya ışınlanmak için komşu gökadadaki ulu çınarı ziyaret etti. Çınar samimiyetini hissetti, Rojarya'yı kentilyon ışık yılı uzağa, fezanın o en tenha noktasına ışınladı.
Bu öyle bir yer ki daha önce varmak isteyenler kıyısında seraplarla havada asılı kalarak can verdi. Rojarya galaktik seraplara aldanmadan ulaşması gerekene ulaştı, perdeleri yırttı, fezanın en sessiz kuyusuna ulaştı, derinler derinine indi, bambaşka bir boyuta girdi, yaşam gölünün önündeydi, aziz suya dalmalıydı, bu inişin çıkışı olmayabilir dedi gölün antik bekçisi, gözünü kırpmadı, daldı.
En uzun yolculuk belki de buydu, insanın kendi içindeki kainata yolculuğu, içteki kainat dıştaki kainat gibi uçsuz bucaksızdı, derinliğini ancak herşeyin sahibi tek Rab bilebilirdi. Rojarya'nın bilinci kapandı, gözler içe çevrildi, idrak ruhun derinliklerine indi, bu iniş yıllar sürdü, ilk varılan yer şevk dağıydı, dağdan heybeye bir parça toprak istedi, dağ toprağı memnuniyetle sundu, sonra gayret mağarasında uzlete çekildi, envai renklerden dersler aldı, en son saflık ormanına vardı, bu orman bir labirent gibiydi, ancak içini temizleyenler bu ormandan sağ çıkabilirdi, Rojarya türlü sınavlardan geçti bu ormanda, nefsinin türlü vahşi hayvanlarıyla boğuşup onlara galip geldi, en sonunda ormanın nadide bahçesinden en özel burcuları doldurdu heybesine, ormandan çıkıp yola koyuldu, çıkış da giriş gibi yıllar sürdü. Rojarya kuyunun derininde uyandığında sakalına bir tutam aklar düşmüştü, vazife tamamlanmıştı, heybesiyle vatanına kesin dönüş için artık hazırdı, ışın saati devreye girdi ve geriye dönüş başladı. Ve Rojo yurduna döndü.
Döndüğünde galaksiler arasında kozmik savaş çoktan başlamıştı. Nizam-ı alem için tam zamanıydı. Madalyonu heybeye attı, sonra da kalbini kattı. Madalyon heybeden Rojarya'nın kendi kalbinin rengiyle çıktı, artık madalyon ona, o madalyona aitti, kadim zincir boynunda parlıyordu.
Haykırdı göklere, duydu nice yürek kulesi, fezanın en cesur ordusunu topladı, akın akın akıncılar aktı Rojarya'nın yurduna, madalyon kötülerin eline geçmeden ehlinde kemale ermişti artık, artık bu barış ışığıyla, savaşların karanlığını boğma zamanıydı.