Eğitim konusu, başlı başına incelemeyi gerektiren bir konudur. Bu konu kapsamlı ele alınıp
irdelenmediğinde, eğitim sorunları devam eder ve herkes bundan etkilenir.
Öğrencinin eğitim müfredatı, bir taslaktır. Bu taslağı geliştirecek olan, eğitimden sorumlu
eğitimcilerdir. Eğitimle ilgili olan, eğitimden sorumlu görevliler, taslak olarak aldıkları bu
müfredatı, bulundukları okulun eğitim çalışmalarında, yaratıcı ve üretken bir duruşun sahibi
olarak uygulayabilirler. Eğitmen, ne kadar yaratıcı ve inisiyatif sahibi ise, öğrenciler de o
kadar yaratıcı bir gelişimin sahibi olur.
Mekan
Tarih boyunca, iyi bir eğitim için, eğitim mekanları öne çıkmış veya oluşturulan özel
mekanlarla eğitim çalışmaları yürütülmüştür. Mekanın önemi, insan buluşmasını sağlamak,
belli bir program eşliğinde, insanları, yaşamsal düzene karşı sorumluluk sahibi kılmak
olmuştur. Akademiler, bunun için oluşturulan önemli paylaşım yerleridir. Yaşanan pratik
deneyimler, eğitim ihtiyacını ve eğitim mekanlarını ön plana çıkararak İlkokul, ortaokul, lise
ve üniversite gibi daha sistemli kurumlara gidilmiştir.
Mekan ve dekorasyon
Mekanın önemi kadar iç dekorasyon da önem taşımaktadır. İlkokuldan üniversiteye kadar,
öğrencinin duruş ve gelişim seviyesini göz önüne alan dekorasyonların güncellenmesi önem
arz eder.
Dekorasyonun göz ardı edilmesi, göze ve zihne hitap eden görselliğin ortadan kaldırılması
olur ki, bu da öğrencinin eksik ve yetersiz kalmasına yol açar. Görseller, dikkat çekici bir
özelliğe sahip olduğundan, direk zihne hitap eder. Kullanılacak olan resimler, portreler,
yazılacak yazılar, renkler, desenler, işaretler, ekolojik görsellik bunların başında gelir.
Eğitim ve Bilgi
Eğitim, genelde bilgiye dayalı bir çalışma olduğundan, özenle ele alınıp irdelenmek
durumundadır. Bilgi, çok az sorgulanan bîr konudur. Bilginin düzeyi, seviyesi ve niteliği ne
olursa olsun, insan gelişimini, paylaşımını ve iletişim durumunu kolaylaştıran materyaldir.
Bilgi, insanı yutan, anlamsız bir rekabete yol açan ve güç için kullanılan bir araç değildir.
Çocuklar ve gençler, iyi ve doğru bir eğitim alabilmeleri için bilgiye ihtiyaç duyarlar. Bilginin
önemi, bütün ayrıntıları ve üstlendiği rol itibarıyla açımlandığında ve basit bir anlatıma
indirgendiğinde, çocuklar bilginin kontrolü altında kalmaz ve zihin bu eksende işlenmiş
olmaz. Önce bilgiyi ne için kullandığımız işlenmeli ve bilginin yaşam önemi bu boyutuyla
ortaya konmalıdır. Bilgi amaçlı bir eğitim, insanı bir bilgisayar gibi donanımlı kılabilir ama ne
kadar donanımlı kılarsa kılsın, bu durum sorgulanmaya değerdir. Nitelikli bir eğitim için bilgi
ne kadar önemliyse, bilgiyi kullanan insan da o kadar önemlidir. Çocuklar bu bilinçle
eğitildiğinde, bilgi iyi şeyler için kullanılacak ve yanlışlar içinde kalınmayacaktır.
Öğrenci ve Eğitmen Seviyesi
Öğrencinin eğitim seviyesi, öğretmenin eğitim seviyesi ile paralel ilerler. Gerçeğin farkında
olan bir öğretmen, bilgiyi doğru kullanmak kadar, öğrencisini de bu paralelde eğitir. Kendini
bilen öğrenci, doğru bir yaşamın sahibi olmak kadar, doğru bir duruşun, doğru bir paylaşımın
ve doğru bir iletişimin de sahibi olur. Bu, öğretmenin duruş, ilişki ve iletişimi, paylaşım düzeyi
ve nasıl yaşadığıyla orantılıdır. Duruşu, ilişki ve paylaşımı bütünlüklü olmayan bir
öğretmenin, eğitim düzeyi ne kadar iyi olursa olsun, öğrencilerini doğru yetiştiremeyecek ve
müfredatı da yaratıcı bir şekilde uygulayamayacaktır.
Öğrenci Eğitmen ve Kurum İdaresi
Öğrenci, öğretmen ve kurum idaresi bir bütünü ifade eder. Bu bütünün bozulması, ayrışması
veya kopuklukların olması hem öğrenciyi, hem öğretmeni hem de kurum idaresini zayıflatır
ve güçten
düşürür. Öğrenci, öğretmen ve kurum idaresinin iletişim bütünlüğü, öğrenci üzerinde yüksek
bir etkiye yol açar. Öğrenci, öğretmen ve kurum idaresinin doğru duruşunu önemser. Doğru
duruş sahibi öğretmen ve kurum idaresi, başarılı öğrenciler ve kurum nezdinde güzel
sonuçlar ortaya çıkarır. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan, duygusal, kişisel, hesapçı yaklaşımlara
tevessül etmeden, göstermelik uygulamalara girmeden kurulacak öğrenci öğretmen ve
kurum idare ilişkisi bütünlüğü getirir. Bu durum, öğrenci ve tüm kurum çalışanları üzerinde
olumlu bir etkiye yol açar.
Disiplin
Disiplinin kelime anlamı, öğrenmek demektir. Katı kurallar, keyfe dayalı uygulamalar,
duygusal ve tepkisel yaklaşımlar kesinlikle disiplin değildir. Disiplinin gerçek içeriği
anlaşılmadığında, yapay kurallar devreye girer. Kural ile disiplin çok ayrı şeylerdir. Öğrenmek
disiplin olduğuna göre, öğrenen insan öğrenme bütünlüğünü esas alan kuralları içselleştirir
ve bu kurallara sahip çıkar. Bunun için birilerinin devreye girmesine ihtiyaç kalmaz. Disiplin,
bir öğrenme hali olarak ele alınmadığında, kurallar bir takım düzen oluştursa da, bu düzen
içsel bir bütünlüğü kapsamadığından, sahip çıkılmaz ve öğrenciler bunu boşa çıkarmak için
çabalar. Öğrenmek, herkesi kapsayan bir uygulama olduğundan öğrenci, öğretmen, kurum
idaresi gibi ayrışmayı getirmez. Öğrenmek, her anda dır. Her an öğreniriz. Öğrenci de olsak,
öğretmen ve kurum idaresi de olsak, her an, bizlere bir şeyler öğretir. Sadece öğretmenler ve
kurum idareleri öğretmez, öğrenci de öğretir. Öğrenmek, içsel bütünlüğü kapsadığından
gerçek disiplini ifade eder. Bunun özel bir koruyucusu da olmaz. Çünkü öğrenen insan,
koruyan, kollayan ve buna sahip çıkan insandır. Öğrenci bu gerçek içinde öğrendiğinde hem
kendisine, hem öğretmenine, hem kurum idaresine ve hem de kurumuna sahip çıkar. İyi ve
doğru bir toplumda bu öğrencilerle gelişir.
Duruş…
Bir kurumun niteliğini gösteren öğretmen ve kurum idaresinin duruşudur. Öğretmen ve kurum
idaresi nasıl bir duruşun ve paylaşımın sahibidir? Durduğun yeri bilmek, kendini bilmek,
kurumunu bilmek, öğrencisini bilmek, paylaşım ve nasıl bir iletişim içinde olmayı
bilmektir. Öğretmen ve kurum idaresi içinde, birbirini gözeten, birbirinin ihtiyaçlarına karşı
duyarlı ve sorumluluk sahibi olan, ne zaman ve nerede ve nasıl hareket edeceğini kestiren
eğitimci, hiçbir zaman sıkıntı, problem yaşamaz. Yaşasa bile bu pek göze batmaz.
Dayanışma, destek, ihtiyaçları giderme, sorumluk sahibi olma, boşlukları doldurma ve
bütünü gören bir eğitim farkındalığı, öğrenci ve kurumu değerli kılan hale gelir. Bunlar
olmadan öğrencinin sağlıklı bir gelişimi olmaz ve olmayacaktır. Neticesinde her öğrenci bu
niteliğe sahip öğretmen, kurum personeli ve kurum idaresine sahip olmak ister ve bu onun
temel hakkıdır. Doğru, çalışkan, dürüst, paylaşımcı, ilişkiyi kolaylaştıran ve iletişimi sağlıklı
yapan öğrenci, kurumun yukarıda saymış olduğumuz özellikleri ile bütünlüklü yapan
öğrencidir. Bu bütünlük sağlandığında, sağlıklı bir eğitim ve öğrenci olacaktır. Başarılı bir
eğitim yılı olması dileğiyle.