Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri var 2 Ekim’de.
Bu bir yarış, insanlar projelerini anlatacak, kendilerini tanıtacak, yaptıklarını ve yapacaklarını kamuoyuyla, elbette ki en önemlisi de TSO üyeleriyle paylaşacak. Çok yakından takip ediyorum, bazı adaylar, projelerinden, yapacaklarından çok kendi şahıslarını tanıtıyor.
Yani, bir ‘ego’ var.
Nasıl mı?
Fotojenik, son derece şık kıyafetler eşliğinde, sanki podyuma çıkacaklar mış gibi fotoğraflarını kentin değişik bölgelerindeki billboardlara astırmışlar. Anladığım kadarıyla, buralara fotoğraf astıranların niyeti DTSO değil, ondan da öte bir şey. Kendilerini bu yolla tanıtıp, gelecekle ilgili bazı hazırlıklar yapmak.
Kolay gelsin!
Daha önce de yazmıştım, uyarmıştım.
Bu seçim milletvekili ya da Belediye Başkanlığı seçimi değil ki!
Billboard alanları da evlilik duvarı değil, kimse de evine damat aramıyor!
Ya da herhangi bir film senaryosuna oyuncu/artist aranmıyor beyler.
Ticaret ve Sanayi Odasına Başkan seçilecek, o kadar.
Onu da ticaret erbapları belirliyor.
Sonuç olarak; Ticaret ve Sanayi Odasına Meslek komitesi seçilecek. O komitelerin içinden seçilmiş biri çoğunluğun oyuyla başkan seçilecek. Yani, tamamen içe dönük bir seçim döngüsü var.
Kentte yaşayanların tamamı da Diyarbakır ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı değil.
Ayrıca, halk o billboardlarda kimsenin fotoğrafını, şahsını tanımak, görmek zorunda da değil.
Yeşil listenin billboardlarda başkan adayının artistik fotoğraflarını aradım, belki diğerlerine rekabet için astırmıştır diye, yok, göremedim. Düz, sade birkaç afiş gördüm, yapılanlar ve bundan sonra yapılacakların özeti not edilmiş, kimseyi de rahatsız etmiyor.
Bu yazıyı neden yazdım?
Çok telefon aldım, yolda çevirip sordular;
Kim bunlar?
Neden astırmışlar?
Bize ne?
‘Kendilerini oda üyelerine anlatsınlar’ gibi cümleler duydum.
Vatandaşın sesine kulak vermek lazım, benim de kötü huyum, öyle yapıyorum.
Ticaret erbabı bir 4 yıl daha YEŞİL liste diyecek gibi görünüyor.
Çünkü ticaret dünyası, iş insanları yapılanlara, yapılacaklara bakarak kararını veriyor.
CHP’nin Belediye Başkanları da yaptıkları hizmetleri kendi fotoğraflarıyla bilbordlara yansıtıyorlardı. Çok tepki aldılar, uyarıldılar.
Şimdi var mı yok mu bilmiyorum.
Varsa da onları da kaldırtmak için uyarmak lazım, çok itici bir durum çünkü.
Vatandaşı başkanların fotoğrafı değil, hizmet ilgilendiriyor.
Popülizm yok, izin de yok!