Hayatımızı kökten değiştirecek sihirli kelime, sevgidir. Dünya insanlarının temel problemi aynı olduğuna göre, çözümü de aynı kapsamdadır. Bilge kadınla bunları konuştuk.
Sevginin eylemi için ne dersin?
BK: Sevginin ekstra bir eylemi yoktur. Sevginin kendisi eylemdir. Bu eylemi yaşamayan insanlar, bir eylem aramaya başlarlar. En büyük hata da budur. Bu açıdan düzen ve düzensizlik kavramları, gerçeğin eylemi olarak ele alınabilir. Sevgi bütünlüğüne girmeyen insanlar, sevgiye bir eylem biçerler. Sevgi, kurulacak düzenin, en güzel yapı taşıdır. Öncelikle bunu görmek gerekir.
Anda yaşanan bütün enerjiler sevgiye evrilir ve akar. Bütün hesaplarınızdan kurtulduktan sonra açığa çıkan sevgi olur. Hesapsızlık sevgiyi getirir.
Sevginin tanımını neye göre yapıyorsun?
BK: Sevginin bir tanımı var mıdır, bu yanlış bir soru değil midir? Bu paylaşımları okuyabilirsiniz ama, beni dinlediğinizi sanmıyorum. Unutmayın, var olan bir şeyi tanımlamaya kalktığınız anda yok olur. Zihnimizin esaret haliyle gerçeğin dilini değiştirdik, kodlarımızla oynadık. Burada bir dakika duralım, kendimize dönelim ve nasıl bir zihin yapısı içinde olduğumuzu sorgulayalım. Dinleme eylemi içinde olmayanların görme düzeyi olabilir mi? Önce dinleyelim ve görelim. Kendimizi görmüyoruz, doğayı dinlemiyoruz ve sevgiyi anlamıyoruz. Bu halimizle sevgi eylemi içinde olmak istiyoruz. Bu mümkün müdür? Sevgi, kendin olma halidir.
Sevginin bir tanımı yok ise sevgiyi ele alma biçimimiz neye göre olacaktır?
BK: Sevgiyi bir tanıma ve birilerine göre ele almak zorunda mıyız? Sevgi, evrensel bütünlükte içimize taşıdığımız kodlardır. Bu kodları görmeyip de bir tanıma veya birilerine göre ele alırsak, çok ciddi bir yanlış yaparız. İnsanın doğası, sevgi bütünlüğündedir.
Sevgi ne zaman ölür?
BK: Bir şeylerin peşinde koşmaya başladığımız zaman sevgi biter. Bir hesap peşine düştüğümüz zaman -ki bunun adı makam olur mevki veya başka şeyler olur- yani bu dünyanın maddi değerlerinin peşinde koştuğunuz an sevgisizliğe girersiniz. Yani kendimizin dışına çıktığımız zaman sevgi yok oluyor .
Sevgi bütünlüğünde kendimizi nasıl görebiliriz?
BK: Kendimizi görmeye başladığımız zaman sevgi açığa çıkmaya başlar. Gerçekten bunu görmek istiyor muyuz, bunun açığa çıkması için kendimize dönüyor muyuz ve sevginin açığa çıkması için kendimizi inceliyor muyuz? Sevgiyi istemediğimiz için bu haldeyiz. Gerçek anlamıyla sevgiyi isteyen ve bunu yaşamına yediren, sevgi dışında kalamaz.
Peki sevgi hakikati nedir?
BK: Evrenin gerçeği sevgidir. Biz bunu göremiyoruz. Bunu göremediğimiz için de sevgiyi başka yerlerde arıyoruz. Mesele, evren bütünlüğünde kendini ve kendi yerini görebilmektîr. Evren bütünlüğünde kendimizi görebilirsek, sevgi gibi bir sorunumuz olmaz. Ama bizler evrenin gelişim hattı içinde değiliz. Bundan kopuğuz. Anlamadığımız da budur. Bunu anlamadığımız için de sevgi arayışı içine giriyor ve bunun peşine düşüyoruz. Sevgi peşine düşülerek bulunacak bir şey değildir. Sevgi kapsamında isek, bunu aramaya gerek yoktur. Varlığında olan şeyi arayamazsın. Sendeki sevginin açığa çıkması için, kendi karanlığından kurtulmalısın. Bunun önündeki engelleri temizlemelisin. Kaybettiğimiz yer sevgi bütünlüğünden kopmamızdır. Aramamız gereken yer de orası olmalıdır. Kaybettiğimiz yerden başlarsak sevgi bütünlüğüne gireriz.
Size ilginç gelecek bir şey söyleyeyim, soru sormaya başladığımız andan itibaren sevgi bütünlüğünden koparız. Bu, soru sorulmaz anlamına gelmez. Soru gerçek anlamıyla sevgi bütünlüğünde bir farkındalık yaratılarak sorulduğunda, o yakalanabilir ama bu farkındalık yakalanmadığında sevgiden koparız, ondan uzaklaşırız ve sevginin yanından bile geçemeyiz.
Doğadaki herhangi bir canlının sevgi bütünlüğünde miyim, değil miyim gibi bir arayışı yoktur. İnsan bunu neden yapar? Mesela doğadaki herhangi bir canlının böyle bir derdi var mıdır, o zaman insanın neden böyle bir derdi vardır? Çünkü o, doğadaki canlılar gibi kendi bütünlüğü içinde değildir. Bu bütünlüğü yaşamadığından sorgulama yapar. Ama sorgulamanın gidişatında bir terslik var. Sevgiyi sorgulamak kendi bütünlüğünü sorgulamaktır. Bu bütünlüğü sorgulayamayız. Bundan kopuşumuzu sorgulayabiliriz. Ve şu an yaptığımızda budur. Size, sevgi nedensizliktir dersem ne dersiniz?
Ne demek istiyorsunuz?
BK: Bir şeyi nedenlere bağladığınız an, onu materyal haline getirmiş olursunuz yani materyalle düşünme boyutuna girer, şikayetçi bir dil geliştirirsiniz. Bu boyuta neden girelim, buna girmek zorunda mıyız, sevgi bu mudur? Sevgi, insanın, doğanın ve evrenin doğal akışıdır. İnsan doğası gereği verici olmalıdır. Yaptığı her eylemde bir hesap peşine düşen insan, karşılık bekler. Beklediğini bulamayınca da kaygı, öfke, şiddet ve hırs seline kapılır. Hesapsızca vermek, sevginin özünde vardır. Görmemiz gereken belki de budur.