Bağlar eski Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu, şu günlerde Diyarbakır kamuoyunun radarında. Hem de ciddi anlamda bir takip çemberinde. Sadece halkın takip çemberi değil, devletin, devletin adli kurumlarının da radarında. En sonda söylenecek olanı en başta söyleyeyim; Diyarbakır kamuoyu meseleyi çok ciddi takip ediyor ve sonuç bekliyor.
Beyoğlu, Diyarbakır’da, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta nasıl bir gayrimenkul portföyünü, bununla beraber ne kadar bir nakit parayı kontrolünde bulunduruyor. Haksız elde edilen bir makam oldu. Haksız, hukuksuz uygulama hepimizin gözlerinin önünde gerçekleşti, 5 yıl sürdü. Bu süre içinde kendisi ve çevresi ile ilgili sayısız iddialar gündeme geldi, suçüstü rüşvet olayı ile durum tescillendi.
Sadece Diyarbakır’ın değil, Türkiye’nin de merak ettiği bir konu var; Bağlar eski Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu’nun ve çevresinin mal varlığı nedir diye? Hafta içinde kendisinin ve 14 yakınının evlerine baskın yapılınca bu konu biraz daha meraklandırdı. Çünkü iddia edildiği gibi bir zenginleşme var ise, ‘Belediye görevi sırasındadır’ diye düşünülüyor, kamuoyunu ciddi bir şekilde ilgilendiriyor. Aynı şekilde adli makamlarında radarında olan bir durumdur. Zaten öyle olmasa, savcılık izni söz konusu olmasa, baskınlar da olmazdı.
Sanırım yakında yürüyen davalarının duruşması var. Duruşma öncesi yapılan ev baskınlarında, ciddi miktarda altın, para, döviz cinsinden mal varlığına el konuldu. Bu da ciddi bir soruşturmanın yürütüldüğü konusunda fikir veriyor.
Suçüstü yapılan rüşvet olayından sonra, yurt dışına çıkış yasağının konulması, ciddi bir soruşturmanın yürütüldüğüne dair işaretti. Ancak, varılacak sonuç ne olur bilemiyoruz. Tek bilinen şey, yasal tespitler olmasa da ciddi bir mal varlığı edinildiği yönündeki kanaatin hâkimiyeti.
*
Biz, kentli olarak, Diyarbakır’ın tescilli bireylerinin bağımsız yargıdan ricası, sadece Hüseyin Beyoğlu ve etrafındakilerle sınırlı bir soruşturma ya da yargılama ile sınırlı kalınmasın. Kamu adına, 8 yıllık kayyum yönetimleri ile ilgili iddia, belge, bilgilerin, ihalelerin de değerlendirilsin. Sadece Hüseyin Beyoğlu ve etrafı zenginleşmedi!
Yurttaş hukukuna sahiplenmek, soruşturma ve inceleme, Sayıştay raporları doğrultusunda çerçeveyi geniş tutmak kamu yararınadır, ayrıca kamu vicdanını rahatlatmak demektir.