Beşikçi'yi ağlatan olay

İsmail Beşikçi, Irak’taki Kürtlerin bir dönem yaşadıkları baskıları anlattığı sırada gözyaşlarına hakim olmadı. Diyarbakır’da, Kürtler için gözyaşı döken Beşikçi’nin sunumunu dinleyenlerin sayısı az olması dikkat çekti.

Ali ABBAS YILMAZ

Beşikçi'yi ağlatan olay

İsmail Beşikçi, Irak’taki Kürtlerin bir dönem yaşadıkları baskıları anlattığı sırada gözyaşlarına hakim olmadı. Diyarbakır’da, Kürtler için gözyaşı döken Beşikçi’nin sunumunu dinleyenlerin sayısı az olması dikkat çekti.

İsmail Beşikçi yene çıkan kitabı “Kürtler ve Geleceğini Belirleme Hakkı” için düzenlenen imza töreninde okurlarıyla bir araya geldi. Diyarbakır’da kurulan İsmail Beşikçi Vakfı (İBV) tarafından düzenlenen imza gününde okurlarıyla biraraya gelen Yazar- Dr. İsmail Beşikçi, Saddam Hüseyin döneminde Irak Merkez Süleymani’ye Karargahı’nda Kürtlere yönelik işkence olaylarını anlatırken gözyaşlarına hakim olmadı. “Sizi alıp götürüyorlardı, annenizin dışında kimsenin haberi bile olmuyordu. Bir tek anneniz sizin için ağlardı….” diyen Beşikçi, sözlerinin devamını getiremedi. Boğazı düğümlenen Beşikçi, daha fazla gözyaşlarına hakim olmadı. 78 yıllık ömrünün büyük çoğunu Kürtlerin hak mücadelesine adayan bu uğurda 17 yıl cezaevi yatan Beşikçi’nin Kürtlerin karşılaştığı baskıyı anlattığı sırada, Kürt halkının temsilcilerinin, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin Beşikçi’nin sunumuna ilgi göstermemesi dikkati çekti. Beşikçi’nin sunum yaptığı Vakıf’ın salonundaki dinleyicilerin sayısının bir elin parmaklarının geçmediği gözlerden kaçmadı.

‘ANTİ-KÜRT NİZAM KURULMUŞ’

İsmail Beşikçi, kitabına ilişkin sunum yaparken, kitabına da konu ettiği Kürtlerin geleceğinin belirleme hakkı önünde en büyük engellin “uluslararası anti-Kürt ittifakı” olduğunu vurguladı. “Anti-Kürt ittifakı”nın 1920’lerde İngiltere denetiminde kurulduğunu dile getirdi. Kürtlerin bu sistemi kabul etmediğini ve sürekli bu kendilerine dayatılan statüsüzlüğü ortadan kaldırma teşebbüsünde bulunduğunu belirten Beşikçi, 1961-1970’deki Irak’taki Kürt isyanının 1920’deki “anti-Kürt” nizamına karşı ilk defa sınır belirleme girişimi olduğunu kaydetti. Bu girişimin Cezayir Anlaşması’ya İran’ın Kürtlerden desteğini çekmesiyle engellendiğine işaret eden Beşikçi, “Bunu sadece Irak engellemedi. Arkasındaki güçler, İngiltere, Fransa, Almaya ve diğer uluslar arası sistemin aktörleri var.

‘IRAK KENDİ BAŞINA DEĞİL’

Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yaptığı “Bağımsızlık Referandumu”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Beşikçi, 2005’te hazırlanan Irak Anayasası’nda tartışmalı bölgelerde en az iki yıl içinde referandum yapılmasının yer aldığını hatırlattı. Beşikçi, “Ancak Irak bu bölgelerde günümüze kadar bu referandumu yapmadı. Kürtler bunu tek taraflı yaptı. Irak’ın kendi başına değil, Amerika ve anti-Kürt nizamı savunanların desteği ile Irak bu bölgelerdeki sayımı ve referandumu yapmadı” şeklinde konuştu.  

‘KÜRDİSTAN’A SÖMÜRGE BİLE DİYEMİYORUZ’

Tartışmalı bölgelerde Irak ve anti-Kürt nizamın onay vermemesiyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin sınırlarının belirlenmesinin gerçekleşmediğini dikkati çeken Beşikçi, “Onun için Kürdistan sömürge bile diyemiyoruz” dedi.

Kürtlerin “devletleşmesine” karşı bir uluslararası sistem olduğuna işaret eden Beşikçi, bu sistemin 1920’lerde kurulduğunu, 1960’da ise Birleşmiş Milletler (BM)’in “Sömürgelere Bağımsızlık Bildirgesi”yle karar altında alındığını kaydetti. BM’nin “Sömürgelere Bağımsızlık Bildirgesi”yle deniz aşırı sömürgelere bağımsızlık hakkı tanıdığını söyleyen Beşikçi, ancak ana ülkelerle birleşik durumda olan sömürgelere bağımsızlık hakkı tanınmadığını aktardı. Beşikçi, bu durumunda anlaşmanın ikinci bölümünde yer alan “ülkelerin toprak bütünlüğü” kavramı ile güvence altına alındığını belirtti.

Kürt Bölgesel Yönetimi’nin sınırlarını belirleme girişiminin referandumla bir kez daha denendiğini, ancak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden Pavel Talabani ve ona bağlı peşmergelerin “ihanet” etmesi sonucu bu girişimin bir kez daha başarıya ulaşamadığını hatırlattı.

‘BATI KÜRTLERE KARŞI OTORİTER REJİMLERİN YANINDADIR’

Yapılan referandumun yüzde 93 ‘evet’ oranıyla kabul edildiğini anımsatan Beşikçi, “Bu sonuç önemlidir. Ancak Batı, bunu görmezden geliyor. Söz konusu Kürtler olunca Batı, kendi değerlerinin yanında değildir. Kimin yanındadır; baskıcı, otoriter Ortadoğu rejimlerinin yanındır. Saddam Hüseyin döneminde de bu böyleydi” şeklinde konuştu.

GÖZ YAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Kürtlerin bir daha katliamlarla yüz yüze kalabileceğine dikkati çeken Beşikçi, “Irak bir zamanlar katliam yapmış. Şimdi bunu tekrar neden yapmasın. Saddam Hüseyin döneminde Süleymaniye Merkez Karargahı vardı. Sizi alıp götürürdüler, annenizin dışında kimsenin de bundan haberi olmazdı. Bir tek anneniz sizin için ağlardı…” diyen Beşikçi, sözlerini tamamlayamadı. Boğazı düğümlenen Beşikçi, daha fazla gözyaşlarına hakim olamadı.

“Anti-Kürt nizamının” Kudüs sorunundan daha derin olduğunu dile getiren Beşikçi, “Amerika’da güçlü bir İsrail lobisinin olduğu dile getiriliyor. İsrail, Kürdistan konusunda samimidir. Ama İsrail lobisi, anti-Kürt nizamının kırılmasında etkisi yetmedi. Kudüs konusunda İsrail lobisi başarılı oldu, isteklerini Amerika’ya kabul ettirdi” diye konuştu.

‘KÜRTLERİ BEKLEYEN TEHLİKE…’

Kürtleri bekleyen en büyük tehlikenin Kürt şehirlerinin sokaklarında oynayan çocukların oyunlarını Kürtçe oynaması olduğuna işaret eden Beşikçi, “Diyarbakır, Bitlis, Hakkari Van’da sokaklarda oynayan çocuklara bakın oyunlarını hangi dilde oynuyorlar. Eğer bu şehirlerin sokaklarında çocuklar oyunlarını Kürtçe oynamıyorsa bu Kürtler için çok büyük bir tehlikedir” diye belirtti.

Sunum, soru ve cevapların ardından sona erdi. Beşikçi sunumun ardından son çıkan kitabını imzaladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum-yaşam Haberleri