Akılların muallimi, ruhların sultanı, nefislerin terbiye edicisi ve kalplerin sevgilisi olan Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurur: “beli bükülmüş ihtiyarlar, otlayan hayvanlar ve süt emen yavrular olmasaydı belalar sel gibi üzerinize dökülecekti.”
Belaların önüne geçmesine vesile olan ihtiyarlar…
Maalesef illetli olan şu asrın insanları olarak bizler bencilliği iliklerimize kadar hissetmekteyiz.
Mimsiz medeniyetin tarz-ı hayatını benimsenin bedelini anlaşılan o ki ağır ödeyeceğiz.
Bizler, ihtiyarlara hürmet ve merhamet konusunda sınıfta kalmış ve eksi almış durumdayız.
Millet olarak bu konudaki vaziyetimiz hiç de iç açıcı değildir.
Maalesef “günümüzde hürmet ve merhamet gayet sarsılmış.”Bundan en çok payını alanlar da gözü yaşlı yaşlılar…
Halbuki Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle ihtiyarlar; “bereket direği, rahmet vesilesi ve musibet dafiasıdırlar.”
Yani yaşlılar; rahmet-i İlahiyeye vesiledirler, berekete sebeptirler ve musibetlerden muhafaza olunmaya vesiledirler. Masumiyet kesbeden imanlı ihtiyarların rızıkları da bereket suretinde
gönderiliyor.
Çelişkiler çağındayız. Mesela: evlerimiz büyüyor, ancak ailelerimiz küçülüyor. Geniş ailenin bereketinden ve tecrübesinden mahrum bir haldeyiz.
Eskiden babaanneye anneanneye ve onların şefkatli, tecrübeli ve merhametli ellerine emanet edilen çocuklar ve torunlarımız…
Şimdilerde ise torunlar kısacası yeni nesil; internete,televizyona, tablet ve akıllı telefonlara ve onların tuzaklarına, ahlaksızlığına ve zaman israfına emanet …… Sonra klasik bir soru gelir bunun ardından…
Yeni nesil neden bozuldu? Cevabı çok basittir ve şöyledir:
Neslimizi; dinimizden, değerlerimizden ve dedelerimizden ayırıp sanal dünyanın tehlike ve tuzaklarına emanet ederek bir neslin bozulmasına sebep olduk. Çare ise dinimize, değerlerimize ve büyüklerimize sığınmaktır.
Ey insan düşün! Sen genç ölmezsen ihtiyar olacaksın. Önümüzde iki yol. Ya genç ölmek veya ihtiyar olmak… Sen ihtiyarlara özellikle de anne ve babana hizmet ve hürmet etmezsen senin evladın dahi sana hizmet etmeyecektir.
Acilen yaşlılarımızı evlerimize hemen almalıyız. Eğer sorun ev hanımından kaynaklanıyorsa hemen onu da bu konuda şuurlandırmalı ve kurtarmalıyız. Aksi halde Resulullah’ın şu şiddetli uyarısına muhatap olmuş olacağız: “bir kimse hanımını annesine tercih ederse o zaman kıyameti bekleyin, yakındır” diye buyurmuştur şefkat Peygamberi (sav)…
Allah Teala, bir hadis-i kudsi’de“ben müslüman bir yaşlının duasını geri çevirmeye hicab ederim” diye buyurur.
İhtiyarlar; sadakadır, duadır, rahmet hazinesidir ve bereket direğidir.
İhtiyarlara hürmet ve merhamet insana saadet-i dareyni yani iki dünya saadetini inşaallah kazandırır.
Bediüzzaman Hazretleri, şu illetli asrın biçare ihtiyarlarına teselli verir ve der ki:
Madem iman gibi hadsiz derecede kıymetdar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur. Nâhoş bir şey varsa; o da günahtır, sefahettir, bid'atlardır ve dalalettir.” Yani kısacası Allah’tan uzak yaşamaktır. Lemalar adlı kitabında ise “ madem iman-ı ahiret var ve ebedi bir hayat ve saadet bizi bekliyor. O halde ihtiyarlığınıza ağlamayınız. Ehl-i dalalet ve gaflet ağlasın” ifadeleriyle imanlı ihtiyarlara Kuran’dan hakiki bir teselliler verir.
Cenab-ı Hak, ihtiyarların hakkını ve hukukunu bilen ve ona göre hareket eden ve böylece rahmet ve bereket-i İlahiyeye mazhar olan ve dua musluğu olan ihtiyarların makbul dualarına mazhar olan müttaki ve salih kullarından eylesin. Âmin…