Cumhuriyet Halk Partisi’nin son derece önemli bir sınava hazırlık yaptığını, bu sınavı kurumsal kimliğinin yanı sıra kurucu kimliğinin sorumluluğu gereği bileşenleri ile birlikte kazanması gerektiği beklentisine, tartışmalarına, özellikle yenilenen İstanbul seçimleri sonrası sık tanıklık ediyoruz.
Ne sınavı diye soruyorsanız, elbette ki İKTİDAR sınavı.
Doğal olarak, içeride ve dışarıda CHP ne yapmalı sorusu ve tartışmaları da sürekli gündem oluyor, çünkü Türkiye halkları nefes almak, ayağa kalkarak, dimdik durmak istiyor. İşte bunun için son derece önemli ve mutlaka kazanılması gereken bir sınav.
‘Ormanın içindeyken sadece ağaçları görürüz, ancak dışına çıkınca ormanın büyüklüğünün tamamını görmek mümkün.’
CHP, artık ormanın içinde değil. Yerel seçimler ve özellikle yenilenen İstanbul seçimleri ile birlikte Halk CHP’yi, bileşenlerini, demokrasi güçlerinin ittifakını ormanın dışına taşıdı, ormanın büyüklüğünün tamamını seyretme imkanını sundu.
**
Parti içinde kurultayın bir yıl ertelenmesi fikrinin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ret edilip, örgüt seçimlerinin ve kurultay’ın zamanında yapılması talimatı önemli, ancak, şimdiye kadar ki alışkanlıkların, dar grupçu anlayışların kontrolünün dışında bir seçim stratejisinin izlenmesi şart. ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar’ görüntüsünü ortadan kaldıran bir strateji olmalı.
CHP, iktidar sınavında artık yalnız değil, farklı ideolojik bakış açısı ile siyaset yapan bileşenleri var, bu sınavdaki cevapların şıkları sınırlı değil, çokludur, sadece bir şıkkın işaretlenmesi doğrunun adresi değil. Çok sayıdaki soru şıklarının ciddi bir analizi yapıldıktan sonra çok sayıda doğrunun işaretlenmesi gerekiyor ki, sadece parti tabanı değil, ülkenin tamamı işaretlenen o doğrularda kendini bulmalı, sınavın bir parçası olduğunu içselleştirmelidir.
İl, ilçe teşkilatları, başkanlar; İstanbul örneğinde olduğu gibi dizayn edilmelidir diye düşünüyorum. Yani bütün kesimlere hitap eden, kucaklayan, iktidar sınavının birlikte(Bileşenler/demokrasi güçleri) verilmesi gerektiğine inanan, pratikte de bunu yansıtan kadroların yönetim kademelerinde olmasının kazanmanın önemli argümanlarından biri olduğunu İstanbul örneğinde gördük, bu nedenle fazla uzatmaya gerek yok, hep birlikte anlamış bulunmaktayız.
**
Bu sınavda elbette ki belediyelerin önemi çok büyük, 1989’daki ‘belediyeler faciasını’ hafızasında diri tutan CHP, başkanların ve yönetim kadrolarının yanlışa düşmemesi yönünde ciddi tedbirler almakla meşgul, bu çok önemli. İktidar sınavının en önemli ayaklarından biri olan Belediye kazanımlarının korunması, sürdürülebilir güvenli bir zemine taşınması, kazanıma ciddi desteği olan bileşenler ve demokrasi güçlerinin CHP çatısını desteklemeye devam etmesi için ciddi işaret olacaktır.
**
Ciddi bir öneri; İçi boşaltılmış belediyelerin maddi sıkıntılar nedeniyle büyük projelere imza atması biraz zaman alacaktır. Bu süreci ‘kriz yönetimi’ gibi algılamak gerekiyor. Şeffaf belediyecilik bu sürecin ciddi bir ayağı olacağı gibi, halkı yönetimle ortaklaştırmak gibi ihtiyacını duyduğumuz modelin hayata geçirilmesini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, bu süreci yürütürken belediyelerde Medya, sosyal medya, halkla ilişkiler, enformasyon gibi son derece önemli alanları memur zihniyetinden uzak, pratik, işin ehli, aynı zamanda parti politikalarını iyi analiz ederek dışarıya yansıtacak elemanlarla yürütülmesi son derece önem arz ediyor.
Belediyeler bu birimler üzerinden bulundukları alanlarda yerel medya ile kavgadan uzak ciddi ilişkiler oluşturmalı, başkanlarla medya arasında samimi, inanılır, güvene dayalı ilişki köprüleri oluşturmalıdır. Belediyelerin doğru adımları, genel iktidar sınavındaki doğru şıkların işaretlenmesinde ciddi bir payı olacağı için bu alanlardaki tasarruf hakkının başkanlarla birlikte Genel Merkezin uhdesinde olması son derece verimli olacaktır.
Evet; Ormanın dışına çıkıp tamamını görme zamanı.