Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel merkezinden konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Diyarbakır D tipi Kapalı Cezaevi’nde sürgün edileceği gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutulmuş 19 Şubat günü ise Rize Kalkandere Kapalı Cezaevi’ne götürülmüştür. Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için onlarca gardiyanın saldırısına maruz kalmış, bayılıncaya kadar işkence devam etmiştir.”
Rize Kalkandere Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’a dönük gerçekleşen saldırıya ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve işkenceye ilişkin DBP Genel merkezinde dün bir basın açıklaması yapıldı.
OHAL altında hak ihlalleri…
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra başta cezaevleri olmak üzere demokrasi mücadelesini yürüten tüm kesimlere yönelik içeride ve dışarıda başlatılan faşizm uygulamaları 12 Eylül askeri darbe mekanizmasını kat be kat aşan bir noktaya varmıştır. Bilindiği gibi 15 Temmuz ile beraber başta DBP, HDP, DTK ve HDK birleşenlerine, gazetecilere, akademisyenlere ve genel olarak iktidara muhalif bütün kesimlere yönelik siyasi soykırım operasyonları başlatılmıştır. Bu operasyonlar günlük yaşamın rutini haline getirilmeye ve toplum üzerinde bir sindirme aracına dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bu açıktan zulmün, faşizmin tezahürüdür. Ülkeyi üstü açık bir cezaevine dönüştüren AKP-MHP iktidarı cezaevlerinde artık açıktan insanlık dışı politikalar uygulamaktadır.”
Cezaevlerindeki hak ihlalleri…
Tek tip kıyafet düzenlemesinin yapıldığı 696 sayılı KHK ile cezaevlerinde tek tip kıyafet düzenlemesinin baskı ve işkenceleri arttırdığına vurgu yapılan açıklamada,” İktidarın cezaevi politikaları kapsamında yıllardır devam eden çıplak arama ve ayakta sayım dayatmaları bilinen bir gerçekliktir. Yine OHAL kapsamında görüş sürelerinin bir saatten yarım saate indirilmesi, buna itiraz eden tutsakların, ailelerinin gözleri önünde darp edilmesine kadar varan uygulamalar yaşanmaktadır. Hasta tutsakların tedavilerinin yapılmaması veya hastaneye dahi kelepçeli götürülmesi, kadın tutsakların erkek asker gözetiminde muayenelerinin yapılması dayatılmaktadır. İnfaz yasalarında da yer alan sosyal ve kültürel faaliyet haklarının sürelerine uygun davranılmayarak kısıtlamalara gidilmiş, yasaklanmamış kitap ve dergiler dâhil olmak üzere kitap, gazete ve benzeri yayınlar tutukluların ellerinden alınmış veya verilmemiştir” denildi.
‘Onlarca gardiyanın saldırısına maruz kalmış…’
6 Şubat günü gözaltına alınarak tutuklanan DBP Eş genel başkanı Mehmet Aslan’ın durumuna ilişkin olarak ise açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Diyarbakır D tipi Kapalı Cezaevi’nde sürgün edileceği gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutulmuş 19 Şubat günü ise Rize Kalkandere Kapalı Cezaevi’ne götürülmüştür. Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için onlarca gardiyanın saldırısına maruz kalmış, bayılıncaya kadar işkence devam etmiştir. Kalkandere cezaevinde kalan diğer tutsaklarında aynı şekilde işkenceye maruz kaldıkları ve bunun kameraların olmadığı noktalarda yapıldığı, bazı tutsakların kollarının kırıldığı bazı tutsakların işkence esnasında kalp krizi geçirdiği beyan edilmiştir. Cezaevlerinde rutin hale gelen işkenceler için tutsakların darp raporu alması da engellenmektedir.”
‘Tecrit ve işkence uygulamaları karşısında asla sessiz kalmayacağız’
Söz konusu DBP açıklaması şöyle sonlandırıldı: “Eş Genel Başkanımız Sayın Mehmet Arslan, şahsında cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve işkenceleri kabul etmiyor, şiddetle kınıyoruz. Bu tecrit ve işkence uygulamaları karşısında asla sessiz kalmayacağımızı belirtiyoruz.”