Onlar şimdi hüzünlü bulutların yoldaşları.
Uğur Mumcu
Ali Gaffar Okkan
24 Ocak’a denk getirilmiş iki hüzünlü gidişin tanıkları olarak dün yine andık o aydınlık yüzlü güzel insanları.
Sevmiştik onları
Onların bizi sevdiği gibi
Zaten onlar bizi, bizler de onları sevdiğimizdendir zamansız gidişleri.
Karanlık yüzlerin, zihniyetlerin en iyi bildiği şeydir sevgi kıskançlığı.
Karşılıklı sevgileri karanlığa gömenlerin en iyi bildiği şeydir sevgiyi karanlığa gömme çabası.
Bilmedikleri ise, gömdüklerini zannediyor olmalarıdır!
Ölüm yıldönümlerinde yüz binlerce ortak sevgi insanı bir aradaydı, Uğur Mumcu’yu 24 yıl, Ali Gaffar Okkan’ı ise 16 yıl sonra hüzünlü bulutların arasından alarak ortak sevgi yumağına sardı ve yüreklerde yaşattı.
Hiç gitmemiş gibiydiler.
Zaten onlar hiç gitmediler ki.
Vardılar
Var olacaklar
Halkın sevgisidir yüreklerde yaşatan.
Onların, karanlık yüzlerin en fazla korktuğu şeydir halkın yürek sevgisi, çünkü hep diridir, aydınlıktır, umutludur, umut verendir gelecek için.
O yüreklerin karanlığa ‘HAYIR’ deyişidir onları korkutan.
Korktukça karanlığa ‘EVET’ diyorlar.
**
İkisinin de aydınlık bir yüreği o yüreğe göre aydınlık bir kavgası vardı aydınlık bir gelecek için. Kavgayı da barışı da en iyi bilenlerdi. Sorumluluğunu omuzlarında hissettikleri halkın omuzlarında başları dik yürüdüler ihtişam içinde. Yüz binlerin omuzlarında karanlık beyinlere inattı bu yürüyüş.
Onların gidişine denk geliyordu Ferhat Tunç’un türkü sözleri.
Hep birlikte okuyarak anıyoruz o iki güzel insanı.
Ölümler gördüm bir ihtişam içinde
Saklamış tüfekleri akşam içinde
Ölümler gördüm toprağa karışırken
Kavgası filizlenir yaşam içinde
Ölümler gördüm vurulmuş yatağından
Sanki güller fışkırır al yanağından
Ölümler gördüm kırılan camlar gibi
Hücrede bir mezarı adımlar gibi
Ölümler gördüm türküler söyleyerek
Doyumsuz bir iksiri yudumlar gibi
Ölümler gördüm vurulmuş yatağından
Sanki güller fışkırır al yanağından
Ölümler gördüm dağların heybetinde
Kurşunların çıldıran isabetinde
Ölümler gördüm bilekler zincirliyken
Öfkenin başkaldıran cesaretinde
Ölümler gördüm vurulmuş yatağından
Sanki güller fışkırır al yanağından.