Gazeteciliğin 17. Yüzyılın başlarından itibaren bir kitle iletişim aracı olarak toplumsal yapıda yer bulmasından günümüze değin etkisi giderek artmaktadır. Başlangıcında haber nitelikli bir hüviyete sahip olan gazetecilik, süreç içerisinde etki alanını genişleterek spor, magazin, eğlence, ekonomi, sağlık ve siyaset alanlarında da söz sahibi olmaya başlamıştır. Dünyada 1605 yılında John Carolos’un Almanya’da yayımladığı ilk kağıt baskılı gazeteden, Osmanlıda yayımlanan ilk gazete Tercuman-ı ahval’a kadar gazetecilik ve yazarlık hep devrimci ve haktan yana bir çalışma alanı olarak görülmüştür. Bu algı, günümüzde aşınmaya uğramışsa dahi hâlâ bu mesleği onurlu ilkeler çerçevesinde ısrarla sürdürenler var ve ben bu yüzden buradayım…Tigris Haber’deyim…
Medyanın iletişim olanaklarının artmasıyla beraber gazetecilik de form değiştirmeye başladı, Buna rağmen kağıt (baskı) gazeteciliği varlığını sürdürmeye devam ediyor. Her ne kadar sanal ve sosyal medyanın ulaşılabilirliği klasik gazeteciliğe sekte vurmaya çalışmışsa da mürekkep kokusunun cazibesi eksilmemiştir.
İşte bu cazibenin etkisiyle uzun bir ara verdiğim gazeteciliğe yeniden ruhumu bulmak ve siz değerli okurları edebiyatın, sinemanın ve bir bütün olarak sanatın cenderesine almak için dönüyorum.Diyarbakır ve genelde ülkemizin elbette güncelini de yazılara özümseterek, sizlere duyumsatarak haftanın bir günü olanaklar çerçevesinde bu köşede hasbıhal edeceğiz.
Diyarbakır’ın binlerce yıllık kültüründen esinlenerek günümüzün şiirini, hikayesini, romanını, sinemasını, tiyatrosunu, resim ve fotoğrafını yorumlayacağız. Bu anlamda duygu ve düşünce dünyamızın kapılarını yeni olana açarak güzelliklerle süsleyeceğiz. Sizler için sergileri takip edecek, tiyatro ve sinema filmlerini izleyecek, müzik dinletileri ve konserlere katılacak gözlemler yapacak, yorumlarımızı sizlerle paylaşacağız.
Zaman zaman kentimize gelen sanatçılarla röportajlar yapacağız, kentin ara sokaklarında kır çiçekleri gibi açan ve sanatını amatörce icra eden genç yeteneklerimizi bulacak, onları sizlerle tanıştıracağız. Dolayısıyla bu aynı zamanda bir çağrıdır. Diyarbakır kamuoyuyla buluşmak isteyen, sesini duyurmak isteyen sanat yolcularına bu köşe açık olacak.
Sadece sanatla ilgili konuları mı ele alacağız?
Elbette, hayır! Kentimizde, bölgemizde ve ülkemizde gelişen aktüel olaylara ve değişimlere tabiki köşemizi kapatmayacağız. Nerede aşkla kırılan bir insan kalbi varsa, nerede çırpınan bir serçe kanadı varsa ona ses, ona nefes olmaya çalışacağız.Düşen yaprağın hışırtısını, devrilen ağacın gürültüsünü içimizde hissedeceğiz. Hiçbir acıya yabancı, hiçbir sevince uzak durmayacağız.
Gazetemizde bu köşe, sadece benim değil, bizim, hepimizin… Okurlarımın böyle görmesini dilerim. Köşede işlenen her konu, hepimizi ilgilendirecek ve herkesten bir parça taşıyacak. Belki de bazı anlar, kollektif gibi hareket edeceğiz, birbirimize ve bu kutlu kentimize daha güzel anılar, daha güzel düşler kazandıracağız. Paylaşmanın erdemini, yaşatmanın kıvancını el ele vererek yaşayacağız.
Bu anlamda Tigris Haber, tüm güzellikleri ve hoşgörüsüyle bize sayfalarını açtı.Biliriz ki gönül kapılarından sadece aşkla, sadece erdemle geçilir.