Seçim atmosferinin en yoğun olduğu bir dönem içindeyiz.
Hükümetin; tıkanan ülkenin önünü açmak için aldığı erken seçim kararı hepimize hayırlı uğurlu olsun.
Normal şartlarda iktidarda olan parti ve liderinin böyle bir karar aldıktan sonra ülkenin önünün açılması için kenara çekilmesi “aday değilim” demesi gerekir.
Ülke durup dururken önü tıkanmaz, yanlış politikalar ve kararlar neticesi oluşan olumsuzluklar neticesi olur. Dolayısıyla hesap makamında olanlar bir kenara çekilmesi gerekir. Diyelim yapmadılar o zaman demokratik hakkımızı kullanarak seçimde ülkenin menfaatini de düşünerek mevcut iktidar ve liderine kırmızı kart gösterilmelidir.
İnancım o ki ülkenin ali menfaatleri her şeyden üstün olmasıdır. Yanlıştan direnmenin, görevi bırakan ve erken seçim kararı alan iktidar ve liderini seçmenin faydalı olmayacağı kanaatindeyim.
Referandum öncesi başkanlık sisteminin bize uygun olmadığını, güçlü parlamenter sistemin daha uygun olduğunu defalarca dile getirmiş dinimizde istişarenin önemli olduğunu yeterli olmasa da demokrasinin daha iyi olacağını birçok yazımda yazmıştım.
Hz. Ebubekir (ra) seçildikten sonra okuduğu ilk hutbede:
“Yanlış yaparsam ne yaparsın” sorusuna, “seni kılıcımızla düzeltiriz” diyen cemaate teşekkür edip şükür secdesine gitmesi.
Hz. Ömer (ra) hilafeti döneminde kadınlar hakkında verdiği bir kararda bir kadının itiraz etmesi, Hz. Ömer (ra) geri adım atıp hutbede “kadın doğru söyledi Ömer yanıldı” deyip kararını iptal etmesi sadece iki örnektir.
Maalesef referandum sonucu yetersiz olsa da kör ve topal olan parlamenter sistemin yerine başkanlık sistemine geçiş onaylandı ve yürürlüğe girdi.
Doğru mu yanlış mı oldu?
OHAL ve referandum sonrası oluşan 14 Nisan 2017 ile 16 Nisan 2018 tarihleri arası ekonomik tablolarda; faiz % 11,46 dan %14,40 a çıkarak %25 artması, Doların 3,68 tl den 4.10 a %11 artması, Euro 3.90 dan 5.08 tl. % 30 artması, Altının; 136 tl. den 176 tl ye %17 artması (kaynak Fox Haber) gidişatın ne kadar kötüye gittiği bir gerçektir.
Yine OHAL ve KHK lerle ülkeyi idare etmeyi olağan hale gelmesi mevcut hükümetin “Ülkenin Önünü açmak” inin erken seçim kararı alması başkanlık siteminin yanlışları olarak görülmekte ve bunun müsebbibi olan iktidarın artık miadının doldurduğu kanaatindeyim.
Ustad bediü-zamman:
“Eski zamanda değiliz. Eskiden hakim bir şahs-i vahid idi. O hakimin müftüsü de, onun gibi münferid bir şahıs olabilirdi. Onun fikrini tashih (düzeltme) ve ta’dil (hafifletmek, yumuşatmak, normal hale getirmek) ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hakim, ruh-u cemaatten çıkmış az mütehassis (hislenen, hislenmiş, duygulanmış, duygulu), sağırca, metin bir şahs-ı manevidir ki, şuralar (danışma meclisi, konuları çözüme kavuşturmak için bir araya gelmiş yetkili ve uzman kadrosu..) o ruhu temsil eder… Yoksa ferd, dahi(hüküm eden) de olsa, cemaatin ferd-ı manevisine karşı sivrisinek kalır. (Sunahat)
Ülkemizin OHAL yani şahsi vahid ile idare edildikten kısa bir zaman diliminde sonra oluşan olumsuzluklar Bediüzzaman’nın tespitinin ne kadar doğru olduğunu gösterilmiştir.
İşin garip bir tarafı şahs-i vahidin Zaralarını ve tüm bu gerçekleri bilen bazı nur talebelerinin buna vesile olmaları ve oluşan bu sıkıntılarda onların da payının olmasıdır.
Ve yine bir kısın Nur Cemaati içinde kendini Abı konumuna koyup şahsi vahid makamına oturmaları ve nur şakirtlerine emir ve telkinlerde bulunmasıdır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem vahyin dışındaki tüm kararlarını istişare ile alması ve Kur’an da Şura isminde bir surenin olması ve aynı sürenin 36-38 ayetlerinde ;
“Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan çekinen, ÖFKELENDİKLERİNDE bile bağışlayan, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve süreklidir. ONLAR İŞLERİ ARALARINDA DANIŞMA İLEDİR. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.” (diy. Meal)
Önümüzde bir seçim olacak, istişareyi yanı yeterli olmasa da güçlü parlamenter sisteme zemin veya geçiş yapacağını vaad eden oluşum ve siyasilere destek vermek bana göre zorunludur.
Nasıl ki bu kısa zamanda oluşan sıkıntılarda ve oluşan veballerde her kes, oyu ve etkilediği oy oranında sorumlu olduğu gibi bundan sora oluşacak sıkıntılarda vereceğimiz oy ve etkilediğimiz oy oranında sorumlu olacağımızdır.
Bu seçim sistem seçimi olmalı, şahsi vahide karşı şahsi manevi arasında olmalı ve bizlerin şahsi manevi safında yer almamızdır.
Selam ve Dualarla