Uzun yıllardan beri herkesin kafasını meşgul eden, ilgisini çeken bir konu var; başka gezegenlerde yaşam var mı?
Okulda uzay araştırmaları konusuna geldiğimde öğrencilerimin en fazla merak ettiği, ilginç bulduğu soru buradan gelmektedir. Hocam evrende bizden başka yaşayan canlılar var mı? Yada başka bir tabirle uzaylılar gerçek mi? Diye sorduklarında;
Çocuklaraönce Dünyamızı sonra Dünyamızın da içinde bulunduğu Güneş Sistemini ve Güneşin de yer aldığı Galaxi’yi ve son olarak Evreni boyutlarını kısaca özetliyorum.
Buradan da kısaca özetleyip takdiri sizlerin ufkuna bırakmak istiyorum.
Dünyamıza en yakın olan gök cismi Ay’dır. Yaklaşık 384 bin km uzaklıktadır. Saate 1000 km hızla hareket eden uçağa binerseniz Ay’a 17 günde ulaşabilirsiniz.
Dünyamızın lambası ve sobası olan Güneş, Dünyamıza uzaklığı 150 milyon km’dir.Saatte 1000 km hızla hareket eden uçağa binsek Güneşe 17.1 yılda ulaşabiliyoruz.
Işığın saatteki hızının 300 bin km olduğunu kabul edersek Güneşten dünyamıza eşyasını bavulunu toplayıp gelmeye çalışan bir ışık ışını, dünyamıza 8 dk. 20 sn. de ulaşır. Şu an Güneşimiz patlasa bizler 8 dk. 20 sn. sonra fark ederiz. Aslında Güneşimizin 8 dk. Sonrasını görmekteyiz değil mi?
Hâlbuki Güneşimiz bize en yakın olan yıldızdır. Gökyüzünde o kadar çok yıldız var ki bazılarının ışığı bize daha ulaşmamıştır.
İlginç bir şey daha anlatayım: Gökyüzünde gördüğümüz Yıldızların bir kısmı şuan bulundukları yerde değiller. Bazıları yıllar önce süpernova patlamasıyla yok olmuşlar. Ama ışıkları günümüze ulaşmıştır.
Şu anda Güneşten sonra bize en yakın yıldız 4,4 ışık yılı uzakta olanProximaCentauri’dir.Eldeki en iyi teknolojiler ile bile oraya ulaşmamız 100.000 yıl civarında sürerdi. Kütleli hiçbir cismin ışık hızına ulaşması mümkün değil,ancak olsaydı bile yolculuk 4,4 yıl sürerdi.
Devam ediyorum,
İçinde Güneşimizin de bulunduğu Galaksimiz olan Samanyolu Galaksisindeyse, 300 milyar Yıldız vardır. Her biri Güneş büyüklüğünde 300 milyar Yıldızın kapladığı alanı hayal edebilir misiniz?
Samanyolu Galaksimizin çapı 100 bin ışık yılıdır. Işığın saniyedeki hızı 300 bin km’dir. Eğer saniyede 10 bin km hızla hareket eden bir rokete binseydik, Galaksimizin bir ucundan diğer ucuna gitmek için 15 milyar yıla ihtiyacımız olacaktı. Ve ne kadar aciz bir duruma düştüğümü sizlerin huzurunda itiraf ediyorum.
Bilim adamları Evrende 2 trilyon Galaksiyi keşfetmişlerdir. Kendi itirafları ile belki de kâinatın milyonda birini ancak keşfedebilmişler. Acaba kâinatın büyüklüğünün ne kadar olduğunu tasavvur edebilir misiniz?
Bütün bu Galaksilerin içinde kim bilir bizim bilmediğimiz neler oluyor.
Bu kadar büyük bir Evrenin içinde bizden başka yaşam olmama olasılığı sizce % kaçtır?
Başka gezegenlerde, oksijensiz ortamda nefes almadan, su içmeden yaşayabilir bir canlı yaratılmış olamaz mı? İnsanoğlu daha burnunun önündeki Mars'a ayak basamadı.
Bilim durmaksızın ilerliyor, bu yıl içinde Çin ve ABD marsa insansız hava aracı indirdiler. Fakat insanlı araç gönderemedik üstelik bize en yakın gezegenlerden biri Mars’tır.Saatte 1000 km hızla hareket eden uçağa binsek Marsa 6 yılda ulaşabiliyoruz.
O kadar sınırlıyız ki mesafeler ve zaman konusunda aciz kalıyoruz. Bu kadar büyük mesafeleri teleskoplar bize yakın etmeye çalışsa da evrenin milyarda birine şuanki imkanlarla ulaşmak mümkün değil.
Elimizde şimdilik tek bir seçenek gözüküyor Astral seyahat.
Peki, Astral seyahat nedir?
Astral seyahat ruhun canlı iken bedeninden ayrılarak başka bir yere gitmesidir. Yani başka bir boyut kazanmaktır.
Öncelikle altını çizmem gereken Astral seyahatin şimdilik bilimsel bir dayanağı yok. Yaşayanların deneyimleri ve bir takım idealardan oluşmaktadır. Belki de bu sayede uzakları yakın edip evrenin başka uçlarında seyahat etmek mümkün kılınabilir ve belki de bir gün sadece efsane olarak konuştuğumuz uzaylılar ile tanışma fırsatımız olur. Ne dersiniz?
Bilimle ve esenlikle kalın.