Emekliler hakkıyla görevlerini yerine getirdi ve hizmet sürelerini doldurarak emekli oldular. Hükümette emeklilere karşı görevini yapsa vatandaş mağdur olmaz, perişan olmazdı.
Hükümet birçok konuda olduğu gibi emekliler konusunda da sınıfta kaldı. Çünkü milyonlarca emekli asgari ücretin de altında aylık alıp, geçinmeye çalışıyor.
Emeklilerimiz artan enflasyon ve zamlar karşısında eziliyor, aldıkları üç kuruşluk aylıkları günden güne eriyor. En düşük emekli aylığının net asgari ücret düzeyine çıkarılması gerekiyor. Bu bile yetmiyor.
Hükümette sorduğumuz zaman başta ekonomi olmak üzere birçok konuda uçuyoruz! Oysa vatandaşın mutfağında yangın var. Ülkenin adaletinin kolu kanadı kırılmış durumda.
İnsanlar artık zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor.
Hükümet emeklilere iyileştirme yapsa para yok, bütçe açık verir, devlet batar. Ama yandaş müteahhitlerin cebine yüz milyarlarca doları doldurduğu zaman, hamdolsun devletimiz batmaz, fakat emeklinin aylığına zam yaparsa Allah göstermesin devletimiz bata bilir.
"Biz ensarız" diyip, Suriyelilere milyarlarca dolar harcayan hükümet, kendi vatandaşına yoksulluk sınırının altında yaşamasını reva görüyor. Bizim vergimizle, bizim paramızla "İmanımız gereği kucak açıyoruz" deyip, onların harcamalarına para var, kendi vatandaşlarını açlığa, sefalete mahkum eden hükümetin kasasında para yok.
Hükümet "Biz ensarız, imanımız gereği kucak acıyoruz" diyor. Peki hükümetimiz imanının gereği mi kendi vatandaşlarını açlığa, yoksulluğa mahkum ediyor, sefalete esir ediyor? Tabii ki Suriyelilere yardım edelim insanlık görevimizi yerine getirelim, ama kendi vatandaşımızı da unutmayalım. Yoksulluğun girdabına bırakmayalım.
Somali'nin borcunu ödeyen hükümet, kendi vatandaşlarının kredi borçlarından haberdar mı? İnsanlar tefecilerin ağında can çekişirken, intihar ederken hangi akla hizmet kendi vatandaşının parasıyla başka bir ülkenin borcunu ödüyor.
Başka ülkelere para var, emeklilere para yok.