Diyarbakır’a gelen baro başkanları, her hafta Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan Tahir Elçi için adalet eylemine katıldı. Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin de bulunduğu eylemde söz alan Baro Başkanları, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Diyarbakır Barosu'na yönelik sözlerine sert tepki gösterdi.
İlk açıklamayı yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Kendileri ile dayanışma içinde bulunan barolara teşekkür eden Özmen, “Diyarbakır Barosu her zaman hukukun üstünlüğü ve insan hakları için çalışmıştır. Elbette siyasi iktidar bunlardan rahatsız olabilir. Ama biz mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Özmen’den sonra dayanışma için Diyarbakır’a gelen baro başkanları ve yöneticileri sırası ile söz aldı.
'Diyarbakır Barosu yalnız değildir'
“Diyarbakır’da bir baro başkanı katledildi” sözleri ile konuşmasına başlayan Antalya Baro Başkanı Polat Balkan, Tahir Elçi dosyasının takipçisi olacaklarını belirterek, “Sorumluluk düzeyinde bulunan siyasetçiler, ayrıştırıcı, ötekileştirici, düşmanlaştırıcı dilden uzak durması gerekenler tam tersine çok ağır ithamlarla, kabul edilemez, vicdansız açıklamalarla toplumu daha çok germekte. Ne yazık ki kutuplaşmanın ateşine benzin dökmekteler. Bizim bu anlamda pusulamazı insan haklarını, hukukun üstünlüğünü gösteren barolar olarak Diyarbakır Barosunun yalınız olmadığını, her koşulda Diyarbakır barosu ile dayanışma içinde olacağımızı, pusulamızın hep evrensel hukuk ilkeleri olacağını, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını göstereceğini basın ve kamuoyu önünde duyuruyoruz. Bizler bu tip söylemlerle sinecek, yılacak insanlar değiliz. Bu açıklamalar öyle vahim açıklamalardır ki, bir kişi hem Diyarbakır Barosu gibi köklü bir baroya hem suçlama yöneltmekte hem soruşturmakta hem tutuklamakta hem de mahkum etmektedir. Bunun bırakın hukukla, mantıkla, vicdanla açıklanacak bir tarafı da yoktur. Sözün özü Diyarbakır Barosu yalnız değildir" diye konuştu.
'Savunma birdir, birliktir, bir olacaktır'
Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran ise, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendini mahkeme yerine koyarak, hükümler verip, sonuçlar yaratmaya çalıştığını söyledi. Diyarbakır Barosu ile dayanışma içinde odluklarını ifade eden Canduran, “İçişleri Bakanı kendini bir mahkeme yerine koyarak kendi kendine hükümler verip sonuçlar yaratmaya çalışmaktadır. Tam da genel seçimler öncesi ülkeyi siz biz diye ayırmaya çalışmak tam bir vicdansızlık örneğidir. Biz buraya Diyarbakır Barosu ile birlikte dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için geldik. Unutulmamalıdır ki barolar savunmanın yılmaz temsilcileridir. Avukatların tarihte hiç bir muktedire baş eğdikleri ve onların uyumunda gittikleri görülmemiştir, görülmeyecektir. Hiç kimse hele de ülkenin İçişçileri Bakanı baroları, avukatları töhmet altında bırakamaz. Kimse İçişleri Bakanına bu yetkiyi vermemiştir. Bu talihsiz açıklama baroları ve avukatları açık hedef haline getirmektedir. Ali Günday'ı, Tahir Elçi'yi de hedef gösterdiler. Avukatlara ve barolara saldıranların azmettireni hiç şüphesiz bu talihsiz açıklamayı yapanlar olara hep algılayacağız, bileceğiz. Diyarbakır Barosu asla yalnız değildir. Savunma birdir, birliktir, bir olacaktır. Nefret dolu açıklamayı şiddetle kınıyoruz ” şeklinde konuştu.
'Biz, olayların sadece hukuki boyutu ile ilgiliyiz'
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Şimşek, Suruç’taki olayın toplumun bilgisinden kaçırılmak istendiğini ve bazı yönleri ile delillerin karartıldığına dikkat çekti. Baroların, avukatların olayın siyasi yönüyle ilgili olmadığını hatırlatan Şimşek, “Biz, olayların sadece hukuki boyutu ile ilgiliyiz. Bizi hukuk dışında çıkaran açıklamaları, bizi suçlayan ifadeleri, bizi kriminalize eden suçlamaların asla hedefi olamayız. Bunu kabul edemeyiz. Diyarbakır Barosu özelinde ama genelde bütün baroları, baroları, avukatları hedef tahtasına koyan bu zihniyeti, bu açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Biz avukatız. Dünde bu uğurda mücadele verdik, yarında bu uğurda mücadele vereceğiz” ifadelerini kullandı.
'Tehdit etmek ne zamandan beri meşru?'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine en sert tepki Sakarya Baro Başkanı Zafer Kazan’dan geldi. Söz söylemenin, düşünceleri ifade etmenin zor olduğu bir dönemden geçildiğinin altını çizen Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, şöyle konuştu: "Bu ülkede huzur içinde konuşacağımız bir ifade hürriyeti yok. Ama bu ülkeyi yönetenler ki, başta Süleyman Soylu çok özel bir yere sahiptir, çok geniş bir ifade hürriyeti var. Tehdit edebiliyor, hedef gösterebiliyor, kin ve intikam duygularıyla toplumu kamplaştırabiliyor. Çok geniş bir ifade hürriyeti var, oysa herkesten çok sevgi dilini, barış dilini, hukuk dilini kullanması gerekirken, bizleri hedef göstererek bu ülkenin hukukuna sahip çıkanları adeta linç kültürüne mahkum etmeye çalışıyor. Biz ne yapıyoruz, bize ne yapıyorlar. Biz hukuk diyoruz, hukuk demek ne zaman suç oldu? Tehdit etmek ne zamandan beri meşru? Diyarbakır Barosu sadece tehdit edilmedi, Sakarya Barosu, Ankara Barosu, Bursa Barosu, İstanbul Barosu tehdit edilmiştir. Hukuk diyen bütün avukatlar tehdit edilmiştir. Çünkü Diyarbakır Barosu Türkiye'dir, Türkiye Diyarbakır Barosudur. Ayırt edemeyiz, ayırt etmek, hedef göstermek asıl bu ülkenin düşmanlarıdır. Buradan ilan ediyorum, Diyarbakır Barosu Başkanı, mensupları veya herhangi birimizin başına bu hedef göstermeden kaynaklı herhangi bir şey gelir ise baş sorumlu Süleyman Soylu'dur. Bir baro başkanı bir baro bu kadar alenice, pervasızca tehdit edilemez. Geçmişte tehdit edilmenin, hedef gösterilmenin acısını yaşamadık mı? Bu topraklar Tahir Elçi'nin öldüğü, öldürüldüğü, katledildiği topraklar değil mi? Neden tekrar hedef gösterip neden tekrar faili meçhullere yol açıyoruz, bundan birileri besleniyor mu acaba? Nasıl bunu bir devlet görevlisi tekrar tekrar yapabilir? Sus diyecek biri yok mu bu adama! Biz bu topraklarda hukuk içinde, adalet içinde, demokrasi içinde yaşamak istiyorsak bu suç mu? Bizler Gaffar Okkan'ız, bizler Tahir Elçi'yiz. Biz bu kadar tehditten sonra buradayız, Tahir Elçi'yi aldığınız yerdeyiz. Tahir Elçi'yi katlettiğiniz kadim topraklardayız, buyurun! Bizde belki Gaffar Okkan gibi, Tahir Elçi gibi bu duruşun bedelini ödeyeceğiz, ödemeye de hazırız. Peki, günahımız ne bizim, suçumuz ne! Hukuk demek mi, Gaffar Okkan gibi barış ve sevgi tohumları ekmek mi? Tahir Elçi gibi demokrasi ve insan haklarını savunmak mı, bizim suçumuz bu mu? Dur diyecek bir kimse yok mu bu ülkede, eğer kimse yoksa biz varız, barolar var, avukatlar var. Bu ülkeyi gerçekten seven bir insan hukuk diyen insanları tehdit edemez. Bizi tehdit edenlere şunu soruyoruz; bugün 130'uncu hafta ey Süleyman Soylu. Bırak tehdidi, bırak hedef göstermeyi Tahir Elçi cinayetinde bir tane şüpheli var mı bize onu söyle. Bu ülkenin Yargıtay'ındaki yandaş Yargıtay üyelerine, Cumhuriyet savcılarına soruyoruz, nerede sanık, neden bir kişi şüpheli değil bu dosyada? Eğer görevinizin başında iseniz ve bu ülkeye hizmet etme gayesi içindeyseniz bize bunların cevabını verin. Bitmeyecek bu dava, bitmeyecek bu adalet arayışı. Bitmeyecek bu huzur içinde yaşam arayışı."
'Diyarbakır ve Urfa barolarının yanındayız'
Bakan Soylu'nun açıklamalarından dolayı özür dilemesi gerektiğini ifade eden Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, "Sayın İçişleri Bakanı çok talihsiz açıklamalarda bulundu. Bunu bir dil sürçmesi diye yaptığını düşünemiyoruz maalesef. İki ayrı televizyon kanalında iki ayrı günde bunu tekrarladı. Hatta bahsettiği konularda yer, tarih, zaman bilgilerinde hataya düştü. Biz ne üslubunu ne kullandığı nefret dilini ne de içeriğini kabul etmediğimizi Bursa Barosu olarak bir kez daha tekrarlıyor ve Diyarbakır Barosunun, Şanlıurfa barosunun bunu hak etmediğini ve onların yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.
Sırası ile konuşmasını sürdüren Adana, Şırnak, Van ve Urfa Baro Başkanları İçişleri Bakanı Süleyman Soyulu’nun açıklamalarına tepki gösterdi. Baro Başkanları, Diyarbakır Barosu ile dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler.
STK’LARDAN SUÇ DUYURUSU
Ayrıca Diyarbakır’da bulunan İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri ve Tabip Odası Şubesi de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda Soylu’nun yaptığı açıklamalarla "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Görevi Kötüye Kullanma, Suç Uydurma, İftira, Suçu Bildirmeme, Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" ettiği ifade edildi.