DTK ziyaretinin ardından, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi önünde bir basın açıklaması yapan STK temsilcilerinden oluşan barış heyeti, bölgede yaşanan yasaklara, çatışmalara ve sivil can kayıplarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Burada konuşan İHD Genel Başkanı Türkdoğan,”Ülkenin bir yerine bir ateş düştü ve bu ateşte insanlar yanıyor, ölüyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar yaşamını yitiriyor. Yaşamını yitiriyor diyoruz, aslında infaz ediliyorlar katlediliyorlar” derken, Çağdaş hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise,”Burada katledilen insanlar bizim insanlarımızdır” dedi.
İHD, ÇHD, TİHV, DİSK, KESK, TTB, TMMOB bileşenlerinden oluşan barış heyeti DTK Eş genel başkanı Hatip Dicle’yi ziyaret etti. Büyük Şehir Belediyesi Konuk Evinde dün yapılan ziyaretin ardından STK temsilcilerinden oluşan barış heyeti, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi önünde bir basın açıklaması yaptı. STK temsilcileri konuşmalarında barış ortamının sağlanması için bir an önce yasakların kaldırılmasını, operasyonlara son verilmesini, diyalog ve müzakere masasına dönülerek sorunların demokratik yollarla çözümünün sağlanmasını istedi.
“Halkların kendi geleceğini belirleme hakları vardır”
İHD adına genel başkan Öztürk Türkdoğan bir konuşma yaptı. Türkdoğan, “ Ülkenin bir yerine bir ateş düştü ve bu ateşte insanlar yanıyor, ölüyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar yaşamını yitiriyor. Yaşamını yitiriyor diyoruz, aslında infaz ediliyorlar katlediliyorlar. Elbette ki, bu yaşananlara karşı tepkimizi sürekli olarak dile getirdik, getiriyoruz. Ama bugün Amed’de olmak, arkadaşlarımızla birlikte bu mücadeleyi verdiğimizi, bir arada olduğumuzu ifade etmek istedik. DTK’yı ziyaretimizde ifade ettik; Halkların kendi geleceğini belirleme hakkı vardır. Kürt halkının statü talebi elbette ki haklarıdır ve bu haklarını ifade edebilirler. Bu ülkede hiç kimse temel hak ve özgürlüklerden bi haber yaşadığını iddia etmesin. Siyasal iktidar Kürt sorununun demokratik çözümünden daha fazla kaçmasın. Biz bu savaş sahnelerini çok yaşadık bir daha yaşamak istemiyoruz. Biz kuralsız ve kirli savaşa karşıyız. Adına ne derseniz deyin burada bir kuralsızlık var. Savaşın bile bir hukuku vardır. Şu anda buna rastlamıyoruz, bunu göremiyoruz.
“Sağlığa ulaşım hepimizin hakkıdır”
Söylenecek çok şey var elbet ama özellikle şunun altını çizmek istiyorum. Halkın sağlık hakkına erişimini sağlamak için, canla başla mücadele eden ve Hipokrat yemini etmiş sağlık emekçilerini hedef gösterenleri kınıyorum. Sağlığa ulaşım hepimizin hakkıdır. İktidar yanlısı yandaş medyanın bu hedef gösterme tutumundan vazgeçmesini istiyorum. Gün gelecek onlar da yaptıklarından utanacaklar ve pişman olacaklar. Siyasal kurumların hedef gösterilmesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Bu ülkenin emek demokrasi ve barış isteyen güçleri, her zaman olduğu gibi bugün de Kürt halkının, ezilenlerin hukuk mücadelesi verenlerin yanındadır” şeklinde konuştu.
“Katlederek bir sonuç alamazsınız”
KESK Başkanı Lami Özgen, “Belli bir süredir değişik bahanelerle bu ülkede yapılan savaş aslında bir halkın topyekûn imhasına yönelik klasik bir şekilde sürdürüle savaşın bir devamıdır. Burada bir kez daha devlet yetkililerine, kurumlarına çağrıda bulunuyoruz. Daha dün Ocak 2013 yılında bu sorunun klasik yöntemlerle çözülemeyeceğini, diyalog ve müzakere dışında başka bir çözümünün olamayacağını söyleyen sizlerdiniz. Türkiye demokrasi güçleri elbette ki bu çözümü sizlerden önce söylemeye başlamıştı. Ancak kendi iktidarınız için, kendi çocuklarınızın geleceği için, bu ülkede işlemiş olduğunuz suçlar, Orta doğudaki savaşta işlediğiniz suçların üstünü kapatmak için, tekrar eski yönteme dönmek suretiyle, topyekûn bir coğrafyayı, halkı inkâr ederek, katlederek bir sonuç alamayacağınızı buradan tekrar ifade ediyoruz.
“Er geç çözüm masasına dönülecek”
Kadın, çocuk, yaşlı sivil demeden bu halkı katlediyorsunuz. Bu ülkenin emekçilerini, sağlıkçılarını hedef göstererek bu savaş konsepti çerçevesinde katletmeye devam ediyorsunuz. Geçmişte eğitimci arkadaşlarımıza yönelik katliamlarda olduğu gibi, bugün de sağlıkçı arkadaşlarımızın, bilerek, hedef gözetilerek katledilmesini kabul etmiyor, protesto ediyoruz. Hele hele kendi mahallesinde, kendi sokağında yaşlı bir kadına müdahale etmek için Cizre’de sağlıkçı Aziz… arkadaşımızın katledilmesini kınıyor ve protesto ediyoruz. Ayrıca bugün burada ‘Beyaz Forumlar’ adı altında mücadele eden sağlıkçı arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu ve mücadelelerini desteklediğimiz ifade ediyorum. Bu ülkenin bütün ezilenleri, muhalifleri, bütün halkları bir arada yaşamak için, eşitlik ve özgürlük talebiyle dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadele etmeye devam edeceklerdir. Savaşla, baskıyla, gözaltı ve tutuklamalarla dün hiçbir kesimi engelleyemediğiniz gibi bugün de yarın da hiçbir kesimi engelleyemezsiniz. Burada bir kez daha bu tarihsel sorunun, inkâr ve imha ile çözülemeyeceğini hükümete söylüyoruz. Er geç, dün olduğu gibi çözüm sürecine, diyalog ve müzakere masasına dönülmek zorundadır. Çünkü başka bir yöntem yoktur. Kendi geleceğinizi ve iktidarınızı daha da kurumsallaştırmak için bu savaştan ısrar ederseniz, bu ülkenin insanları, halkları arasında derin uçurumlar yaratmaya devam edeceksiniz. Bütün bunların sorumlusu siz olacaksınız”
“Halkların kardeşliğine, barışa kurşun sıkılıyor”
DİSK Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Biz DİSK olarak dün olduğu gibi bugün de demokrasiyi, barışı, halkların kardeşliğini savunuyoruz. Bugün Diyarbakırdayız, Bu coğrafyada Kürt halkı çok acılar çekti, çok baskılar gördü, katliamlar yaşadı. Bugün Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, Silopi’de, Cizre’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de katliamlar var. Halkların kardeşliğine, barışa kurşun sıkılıyor. Katliamlar dursun istiyoruz. 7 Haziran’dan bu yana sürdürülen savaş konsepti, Kürt halkının inkâr ve imha politikaları son bulsun” dedi.
“İnadına halkların kardeşliği”
TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da, “Umuyorum şu andan itibaren ölüm olmaz bu ülkede ama durum hiç de öyle gözükmüyor. Demokratik kurumlar olarak, yıllardan beri bu ülkenin temel sorununun Kürt sorunu olduğunu ve bu sorunun çözümünün ancak demokratik, barışçıl yollarla olduğunu ifade ediyoruz. İnsanların kardeşçe bir arada yaşamalarına, halkların kardeşliğine inanmış bir kurumuz. Ama son bir yıldır, Suruç Katliamından sonra hatta 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşananlara bir bakalım. Bölgenin her yanına gittik ve çok vahim bir tablo içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu ülkede bir katliam var; çocuklar, gençler, siviller öldürülüyor bu ülkede. Yasaklar var, cesetler sokakta, cenazeler kaldırılamıyor” şeklinde konuştu.
‘Amed yanıyor’
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise, “ Biz buraya desteğe, dayanışmaya gelmedik; burada bir ev yanıyor ve biz yanan bu evin içerisindeyiz. Amed yanıyor, Amed bizim evimizdir. Burada katledilen insanlar bizim insanlarımızdır. Çocuklarımızı katlediyorlar; eğer yaşasaydı dün Berkin 17 yaşında olacaktı. Nasıl Berkin’in katillerinin yakasından elimizi hiç çekmiyorsak, katledilen Kürt çocuklarının katillerinin yakasından da elimizi bırakmayacağız. Bu katiller aynı katillerdir. 5000 yıldır İnanların yaşadığı Sur içini kentsel dönüşüm yapın, alışveriş merkezleri yapın diye size bırakacağımızı mı zannediyorsunuz. Binlerce yıldır insanların yaşadığı, peygamberlerin gelip geçtiği Cizre’yi, kentsel dönüşüm yapın, insanları tehcir edin, insanları sürün diye size bırakacağımızı mı zannediyorsunuz. İnsanları katlederek, mallarına el koyarak bir soykırım yapabileceğinize mi inanıyorsunuz. Yapamayacaksınız, biz buradayız, her birimizi katletmeden evlerimize, kentlerimize el koyamazsınız. Bu kavga kazanılacaktır, bedel ödüyoruz, daha da ödenecekse öderiz hep beraber” dedi.
Haber: Ali Abbas YILMAZ