Başbakan Ahmet Davutoğlu dün katıldığı partisinin Gençlik Kolları Kongresi'nde Kürdistan'daki savaşın süreceği yönündeki sözlerinin yanı sıra HDP'ye de Meclis çatısı altında hesap soracaklarını söyledi. Davutoğlu'nun "hesap soracağız" sözleriyle ise Kürt hareketine yönelik her dönemin tehdidi haline gelen "dokunulmazlıklar" yeniden gündeme getirildi.
Katliamı saklamaya çalışıyor
Davutoğlu'nun bu sözlerine karşılık HDP ise, esas hesap vermesi gerekenin uyguladığı devlet terörü nedeniyle AKP olduğunu kaydetti.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Davutoğlu büyük bir panikle bu açıklamayı yapıyor. Şu anda talimatlandırdığı güçler, sivil halkla yönelik katliam yapıyorlar. Son aşamada orduyu devreye koymuş olması devletin Kürt halkına karşı bütün savaş argümanları ile bir saldırı konseptine geçtiğini gösteriyor" diye konuştu.
Davutoğlu ve AKP'nin, yaşanan bu vahşet tablosunun dünya ve Türkiye kamuoyu tarafından görülmesini engellemeye yönelik meseleyi HDP üzerinden tartıştırarak örtmeye çalıştığını da vurgulayan Baluken, "Bu çabaların sonuç vermediği görülüyor. Gerek Kürdistan, gerek Türkiye gerekse dünya kamuoyunda AKP devletinin halka yönelik uyguladığı topyekûn savaş konsepentine yönelik tepkiler artıyor" diye konuştu.
AKP Esad'ın halkına yaptıklarını yapıyor
Baluken konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu anda bölgede yaşanan durum, Esad'ın Suriye iç savaşı yaşandığı ilk dönemlerde halka karşı yürüttüğü operasyonlardan farksızdır. Davutoğlu ve AKP'li yetkililer, ortaya çıkan durumun bu şekliyle dünya kamuoyunda gündemleşmesine yönelik büyük bir korku yaşıyorlar. HDP'yi 'terör örgütüne' destek vermekle suçlaması kendi içerisinde Kürdistan'da yaşanan durumla yalanlanan bir gerçekliktir.
Doğu Ve Güneydoğu da bir terör var, ama devlet terörü!
Doğu Ve Güneydoğu da şu anda terör uygulayan devletin kendisidir. Halkı katleden, sivil alanları bombalamayan, anne karnındaki bebeğe kadar insanlığa karşı suçlar olarak nitelenecek katliamları gerçekleştiren AKP devletinin kendisidir. Kaldı ki Ortadoğu'da kimin terör örgütlerine destek verdiği bütün dünya kamuoyu tarafından net olarak biliniyor. IŞİD El Nusra, Ahrar El Şam gibi barbar tecavüz ordularına destek veren her kimse terörü destekleyen de odur. Bunu bütün dünya hakları ve dünya kamuoyunda bu şekilde tartışıyorken Davutoğlu, içine girdiği bu çıkmazdan kurtulmanın hamlelerini HDP üzerinden yapmaya çalışıyor.
AKP'nin darbeci zihniyetinin ürünüdür
Bunlardan bir sonuç alamayacağını HDP'nin gerek Kürdistan'da yaşanan devlet terörü gerekse de Ortadoğu'da coğrafyasında terörle olan ilişkilerin dünya kamuoyuna aktarması çabaları devam edecektir. Türkiye kamuoyunda basını tahakküm altına alarak, medyaya sansür uygulayarak halkların doğru bir şekilde bilgileneceği ve sorunların çözüm odaklı tartışılabileceği meclisi, HDP'ye dar edeceğini söylemek de AKP'nin ve Davutoğlu'nun darbeci zihniyetini gösteriyor. Biz başından bu savaş konseptinin darbe ile sahaya sürüldüğünü söylemiştik.
Çilerin akıbetine baksın
Demokratik siyaseti tehdit eden ona nefes aldırmayacağını söyleyen anlayış darbeci anlayıştır. Halkımız bu darbeci zihniyeti bugüne kadar defalarca mahkum etti, bundan sonra da aynı mahkum etmeye devam edecektir. 2 Mart 1994 darbesini yapanların siyasi akıbetlerinin ne olduğuna Davutoğlu bakarsa, o darbeci zihniyetin sindirmeye çalıştığı özgürlük mücadelesinin hangi aşamaya geldiğine bakarsa bu konudaki çaresizliğini görecektir. HDP tehdit kimden gelirse gelsin, boyutu ne olursa olsun bu topyekun savaş konseptine karşı kendi halkının yanında yer almaya mücadeleyi yükseltmeye, bulunduğu her platformu mücadele zemini yapacaktır. Davutoğlu ve AKP'nin tehdit ve şantajlarla korkutacağı tek bir HDP'li olmayacaktır."(diha)