Bakırhan: KESK, Kürtlere de umut veriyor

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, KESK’in Ankara’da yapılan kongresine katıldı. Burada konuşma yapan Bakırhan, “KESK, sendikal mücadelenin yüz akıdır.

TİGRİS HABER - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, KESK’in Ankara’da yapılan kongresine katıldı. Burada konuşma yapan Bakırhan, “KESK, sendikal mücadelenin yüz akıdır. Duruşuyla, mücadelesiyle, direnişiyle siz emekçilere büyük bir umut verdiği gibi biz Kürtlere de ezilenlere de kadınlara da gençlere de mücadelesiyle örnek bir duruş ortaya koyan onurlu bir sendikal mücadele yürütüyor” dedi.

KESK kongresine katılan Tuncer Bakırhan, burada yaptığı konuşmada, “Kkadın mücadelesinde ve KESK mücadelesinde büyük emekler veren, büyük bedeller veren ve şu anda aramızda olmayan Sevgi Gökçe’yi ve Sevil Figen Erol’u saygı ve rahmetle anıyorum. Yine 10 Ekim Gar Katliamında yaşamını yitiren kamu emekçilerini ve bütün arkadaşları rahmet ve minnetle anıyorum. Bugün HrantDink'in ölümünün 17’nci yılı ama katilleri bulunamadı. Bir tetikçi mahkûm edildi ve bırakıldı. Hrant’ı da rahmetle anıyorum, bu davanın takipçisi olacağız.” Dedi.

Bakırhan’ın konuşmasının ana başlıkları şöyle;

KESK, Örnek duruş sergiliyor

KESK, sendikal mücadelenin yüz akıdır. Duruşuyla, mücadelesiyle, direnişiyle siz emekçilere büyük bir umut verdiği gibi biz Kürtlere de ezilenlere de kadınlara da gençlere de mücadelesiyle örnek bir duruş ortaya koyan onurlu bir sendikal mücadele yürütüyor. Eşi benzeri var mı bilmiyorum. Hem sermayeden ve devletten kopuk hem de emekçiye, halka, yoksullara yönelerek tabanına dayanan sendikal mücadelesiyle takdire şayan bir duruş ortaya koyuyor. KESK sadece bir mücadele örgütü değil. KESK aynı zamanda eş genel başkanların da ifade ettiği gibi işlerine haksız hukuksuz bir son verilen KHK’lilerle dayanışmasıyla da en önemli dayanışma örneklerinden birini sergiliyor. Biz KESK’in direniş, dayanışma ve ortaklaşma konusunda ortaya koyduğu bu önemli duruş ve tutumu yakından takip ediyor, kendimize örnek alıyoruz. Bu dayanışmadan dolayı KESK’li yoldaşlarıma teşekkür ediyorum.

Savaşlar kamu emekçilerini de yakından ilgilendiriyor

Bugün hem bölgede, Ortadoğu’da hem de yaşadığımız coğrafyada çatışma ve savaşlar var. Bunlar kamu emekçilerini de yoksulları da yakından ilgilendiriyor. Türkiye yanlış dış politikasıyla, yanlış Kürt politikasıyla maalesef ülkeyi gittikçe yoksullaştırdı. Bu savaş ve çatışma politikalarının sonucunda daha fazla yoksullaştık, soframızdaki ekmeğimiz küçüldü. Geçinemez bir duruma geldik. Ancak bu savaşı devam ettirenler ve savaşı isteyenler rahat bir şekilde bu ülkede yaşamlarına devam ediyorlar.

Kürt meselesinde çözüm Amed’dedir, Ankara’dadır

Kürtler, bu ülkede hak sahibi olmak istedi ve iktidarların Kürtler hak sahibi olmasın diye denemedikleri vahşet, katliam, yöntem kalmadı. Ama siz de takip ediyorsunuz bu vahşet ve zulüm politikalarına rağmen bugün ülkemizde, Ortadoğu’da koskoca bir Kürt sorunu orta yerde duruyor. Biz bir kez daha bu değerli kongrenizde, siz değerli emekçilerin ve yoldaşların huzurunda hükümete, devlet aklına çağrı yapıyoruz. Kürt meselesi vahşetle, çatışmalarla, faili meçhul cinayetlerle, işkencelerle, cezaevlerine binlerce Kürt’ü tutsak olarak göndermekle bitmedi; giderek uluslararası bir konuma geldi, büyüdü. Emekçiyi, yoksulu, Alevi’yi, Kürt’ü, Türk’ü bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı da etkileyecek bir noktadadır. Bu sorunun artık çatışmalarla, ret ve inkar politikalarıyla çözülmediğini; artık bu soruna bir çözüm bulunması gerektiğini yeniliyoruz. Çözüm ne İngiltere’de ne Amerika’da ne de emperyalist çözüm politikalarındadır. Çözüm; Amed’dedir, Ankara’dadır, KESK kurultayının yapıldığı bu salondadır. Çözüm; emekçilerdedir, emekçilerin bu mücadelesindedir.

Bu emekçilerin değil iktidar ve yandaşlarının savaşıdır

Son günlerde ülkemizde savaş ve ölümler ciddi bir şekilde kutsanıyor. Bu savaşı kutsayanlar 40 yıldır Kürtler dilini konuşmasın diye ülkenin ekonomisini, doğasını, sosyolojisini, toplumunu çürümeye terk ediyor. Bu sistem yine bu politikalarını devam ettiriyor. Çünkü bu çatışma ve savaşlarda yaşamını yitirenler bu savaşı isteyenlerin çocukları değil; sıvasız evlerde oturan emekçilerin çocuklarıdır, kombisini açamayan emekçilerin ve yoksulların çocuklarıdır. Bu savaş emekçilerin değildir; bu savaş ülkeyi yöneten bir avuç sermayeye rant kazandıran bu iktidarın ve yandaşlarının savaşıdır. Kamu emekçilerinin de bu savaşa karşı barışı, demokrasiyi, Kürtlerin eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamlarını savunduklarını biliyorum. Daha güçlü bir şekilde dile getireceklerine inanıyorum.

(Haber merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri