Diyarbakır’ın tarihi Alipınar mahallesinde doğan, hala orada yaşayan ve ‘Birsen abla’ lakabıyla tanınan Bağlar Belediyesi Başkanı Birsen Kaya Akat, kıt kanaat imkânlarla belediye hizmeti sunmanın zorlukları üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır’ın merkez ilçelerinden kayyum atanmayan tek ilçesi olan Bağlar Belediyesi Başkanı Birsen Kaya Akat ile Bağlar Belediyesinin hizmetleri üzerine konuştuk.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Diyarbakır’ın tarihi Alipınar Mahallesi, 1962 doğumluyum. Üç çocuk annesiyim ama 30 yıldır siyasetle uğraşıyorum. Neredeyse siyasette herkesin ablası olmuşum. Bölgemiz siyasetinde Ahmet Türk abi, ben de Birsen ablayım. Siyasetle uzun yıllar ilgilendiğim için böyle de bir lakabım var.
Bağlar nasıl bir ilçedir, ne gibi sorunları var?
‘Bir yanda eski Bağlar bir yanda Bağcılar’
Bu kent en dezavantajlı grupların yaşadığı, 90’lı yıllarda göç alan bir ilçemizdir. Yine, son yıllarda yaşanan olaylardan dolayı ilçemize iç göçler yaşandı. Bağlar, sosyo - ekonomik açıdan geri olan bir ilçemizdir. Bir yanıyla çarpık kentleşmenin olduğu bir yer eski bağlar ama tabii bir yanıyla da Bağcılarda imara uygun modern bir yapılaşma var.
‘Çalışmalarımız durduruldu’
Bağlar’ın gerçekten her yönüyle ciddi sıkıntıları var. Tabii bütün bu sıkıntılarının üstesinden gelebilmek ve halkımıza iyi bir hizmet sunabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ediyoruz. Bu hizmetlerimiz Bağlar halkı için yeterli midir, hayır yeterli değildir. Son yıllarda bölgemizde yaşanan sıkıntılı ve çatışmalı ortamdan dolayı ihalelerimiz bile iptal edildi. Yani, çalışmalarımız durduruldu. Şimdi bu sene daha yeni yeni başladık. Bağlar’da yaşayan halkın ciddi ekonomik sıkıntıları var ve belediyelerde ayrılan yardım fonları ise yeterli değil. Sonuçta belediyeler olarak belli bir bütçemiz var ve maalesef bunu aşamıyoruz. Zaman zaman halkımızın yetersiz yardım fonlarına eleştirileri oluyor. Tabii ki, halkımız kendi cephesinden haklıdır, en yakınında ulaşabileceği bir belediyesi var ve oradan bir yardım eli uzanmasını bekliyor.
‘Kaçak yapılaşmadan dolayı belediyeye davalar açıldı’
Tabii ki, bu zor koşullarda, Bağlar’ın çarpık yapılaşması, yapılarda mülkiyet sorunları var. İki defa kaçak yapılaşmadan dolayı belediyeye davalar açıldı. Oysaki dar sokaklara müdahale etmemiz mümkün değil. Bu anlamda ciddi sıkıntılarımız oluyor ama her şeye rağmen bu halka hizmet sunma çabamız devam edecektir.
Bağlar’da yaşanan sıkıntıları biraz açar mısınız ve sözkonusu bu sıkıntıların aşılması yönünde ne tür çabalarınız var?
‘Genel seçimlere 6 ay kalası hiçbir teminat mektubumuz imzalanmadı’
Bağlar’a hizmet sunmamızın önündeki şuan en büyük engel, İller Bankasının teminat mektuplarımızı imzalamamasıdır. Genel seçimlere 6 ay kalası hiçbir teminat mektubumuz imzalanmadı. Bize hiçbir kredi verilmedi. Buna rağmen sadece İller Bankasından gelen ödenek ile hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu ödenek de yeterli değil ama buna rağmen birçok mesafe aldığımızı söyleyebilirim. Geldiğimizden beri ilk kez bir kredi aldık ve bununla da Konkasör Şantiyesini kurduk. Konkasör Şantiyemiz var ve bizce belediyelerin ihtiyaçlarını karşılamak için çok önemlidir.
‘2016 yılında 4 mahalle evi ve iki adet de prefabrik yaptık’
Büyükşehir yasasıyla birlikte 96 köyümüz oldu. Tabii ki, bugüne kadar köy grup yollarının dışında köy içi yolları hiç yapılmamıştı. Sadece kısmen sıkıntılı olan yerler giderilmişti. Kendi Konkasör Şantiyemizde ürettiğimiz 27 bin 500 ton temel alt malzemesi ile 7 köyümüzün tüm iç yollarını bitirdik. Dağsu(Gelte) , Yukarı Molla Ali, Taşdirek, Doluçanak, Pınaroğlu, Karaveli, Çiftlik Bağlantı Yolu, kendi üretimimiz alt temel malzemesi ile yapıldı. Yine köylerimize, mahalle muhtarlarımızın talepleri ile yasevleri yaptık. 2016 yılında 4 mahalle evi ve iki adet de prefabrik yaptık. Uzunbahçe, Yalankoz, Batıçanakçı, Oğlaklı mahallelerine mahalle evi ve Yeşildalı, Karıncık mahallelerine ise prefabrik yaptık. Sözkonusu bu mahalle evlerimizi içindeki tüm döşemeleri ile birlikte yaptık ve halkımızın hizmetine sunduk. Ayrıca mahallelerimizde halkevleri yapıyoruz. Buralarda psikolojik danışmanlardan tutun her türlü hizmeti verdik. Mevlana Halit, Yeniköy, Yunus Emre ve Kaynartepe’de halkevleri açtık. Aynı zamanda kültürel faaliyetler de yürütülmektedir. Geldiğimizden bu yana kıt kanaat bütçemizle bu hizmetleri yapmayı başardık.
‘3 trilyon personel ve giderlerine’
İller Bankasından aldığımız 4 trilyonun 3 trilyonu personel ve giderlerine gitti. Yaklaşık 700 kişi hizmet alım personelimiz, 200 kadar da memur ve personelimiz var. Bizde ihraç edilen memur sayısı ise 23’tür. 5 tane ise sözleşmemiz geçen hafta feshedildi. 11 personelimize ise uzaklaştırma verildi. 38 kişi de hizmet alımında çalışan personelimizin güvenlik gerekçesi ile çalıştırılamayacağı bize bildirildi ve onların da işlerine son verildi. Şuan böylesi süreçleri yaşıyoruz. Her şeye rağmen yine de çalışmalar boyutuyla belediyemizi başarılı gördüğümü söyleyebilirim.
Yetkilerinizin kısıtlanma durumu var mı?
‘Kaymakamlıktan olur almadan ihaleye çıkamıyoruz’
Yetkiler şöyle kısıtlandı: atamalar konusunda şöyle bir durum yaşanıyor; daha öncesinde belediyeler aynı kurum sayıldığından bir başka belediyeden geçişler rahatlıkla olabiliyordu. İki başkanın onayı ile bu geçişler çok rahat yaşanıyordu ama şimdi bunu yapamıyoruz. Zaten belediye mevzuatında da mülki amir kaymakamlardır; mahalli idareler İç işleri Bakanlığına bağlıdır. Şimdi ekstradan biz ihalelerin olurunu alacağız. KHK ile yapım ve hizmet alımı ihaleleri Kaymakamlıktan olur almadan ihaleye çıkamıyoruz. Bugün sadece 45 50binlik bir harcama limitimiz var ve diğer her ihalede Kaymakamlıktan olur almak zorundayız.
‘7 ay boyunca 4 kez müfettiş değişti, böyle bir teftiş geçirdik’
Biz açık ve şeffaf belediyeleriz. 7 ay boyunca müfettişler buradan gitmediler ama en ufak bir hatamız çıkmadı. Batının birçok köklü belediyesinden daha iyi bir şekilde sistemi oturtulmuş, mevzuat ve çerçevesinden hareket edilen bir çalışma tarzına sahip bir belediyeyiz. Bizim diğer belediyelerimiz de öyledir. Diğer belediyelerimizde de asla hiçbir şey bulunamadı. 7 ay boyunca 4 kez müfettiş değişti ve böyle bir teftiş geçirdik. Allah’a şükür ufak tefek sıkıntılar dışında bir eksiğimiz görülmedi. Bu ufak tefek sıkıntılar da Bağlar’daki kaçak yapılaşmayla ilgilidir. Bu kaçak yapılaşmayla ilgili hakkımızda soruşturma açıldı. Bu kaçak yapılaşma da gücümüzü aşan bir şeydir. Toplamda 160 kaçak yapılaşma ve bu da kısmen bizim dönemimizde daha çok da bizden önceki dönemlerde yapılan kaçak yapılaşmalardır. Biz de bu kaçak yapılaşmayla ilgili işlem yapmışız ama biliyorsunuz Türkiye’nin hiçbir yerinde hiç kimse kaçak yapılaşma ihalesine girmez. Mevzuatımızda kaçak yapılaşmanın prosedürü ne ise zaten onu da uygulamışız. Tabii ki, bizim bu kaçak yapıları yıkma gücümüz yok. Kaçak yapılaşma Türkiye’nin kangrenleşmiş bir sorunudur. Antalya belediyesi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı soru yaşıyor. Maalesef Türkiye’nin hiçbir yerinde de kaçak yapıların yıkım ihalesine kimse girmiyor.
Eski Bağlar’daki kentsel dönüşüm çalışmaları konusunda durum nedir?
‘Eski Bağlar’da imar planı da yok’
Kentsel dönüşüm bir belediyenin kaldırabileceği bir iş değildir. Tabii ki, halk arasında Bağlar’da kentsel dönüşüm olacağı yönünde ciddi söylemler var. Sanırsam Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 3 – 4 yıl önce böyle bir çalışması vardı. Şuan bu çalışma ne durumdadır bu konuda herhangi bir bilgim yok. Biz Muradiye ve Yunus Emre mahallelerinde bu konuda bir çalışma yürütmeye çalıştık ama büyük mülkiyet sorunları ile karşılaştık. Arsa başka şahıslara ait ama üzerine evi yapanlar başka şahıslar. Daha önce Yurdusev Başkan döneminde bir çalışma yapılmıştı biz de bu çalışmayı kısmen yürüttük ama ciddi mülkiyet sorunları olduğunu gördük. Sonrasında da zaten Sur’daki çatışmalı ortam araya girdi ve biz kentsel dönüşümle ilgili fizibilite çalışmasını durdurduk. Kaçak yapılaşmanın olduğu eski Bağlar’da imar planı da yok.
Sur’da yaşanan çatışmalı ortam Bağlar’ı nasıl etkiledi, Bağlar Sur’dan ne kadar bir göç aldı?
‘Bağlar, Sur’dan 2 binin üzerinde bir göç aldı’
Tabii ki, Sur mağdurları ile ilgili Bağlar Belediyesi olarak çalışmalarımız oldu. Meclis kararı ile gıda yardımlarımız oldu. Bağlar, Sur’dan 2 binin üzerinde bir göç aldı. Biz ise belediye olarak sadece gıda ve battaniye yardımı yapabildik. Yine, vatandaşlarımızın da katkısı oldu. Vatandaşlarımız yardımlarını getirip bize bırakıyorlardı, bizim aracılığımızla yardımlar Sur mağdurlarına ulaşıyordu. Sur mağdurlarına en son Ramazan ayında yardımda bulunmuştuk. Şuan belediyenin ekonomik sıkıntısından dolayı herhangi bir yardımda bulunmuyoruz. Günışığı mağazamız vardır, Kültür ve sosyal işler bünyemizde. Günışığı mağazamızda ihtiyaç sahibi insanlarımıza giysi ve ayakkabı yardımında bulunduk. Bu yardımlarımızın hepsi de kayıtlıdır ve müfettiş kontrolünden de geçti. Bu yıl 800 aileye giysi yardımında bulunduk. Şuan ise Bağlar’da kalan Sur mağduru 600 aile var.
Merkez’de kayyum atanmayan tek belediye kaldınız, kayyum atanan diğer belediyelerle ilişkileriniz nasıl?
‘Herkes kendi yağıyla kavruluyor’
Merkez belediyelerin oturmuş bir yapısı var. Bizim arkadaşlarımız da belediye yönetimindeyken, kayyum atandıktan sonra da onlarla yardımlaşma araç gereç konusunda bir alışverişimiz olmadı, olmuyor. Tabir yerindeyse herkes kendi yağıyla kavruluyor. Bizim araç filomuz da gayet iyidir. Bunun dışında sadece bilgi alışverişinde bulunurduk. Mesela Sur mağduru aileler konusunda, onlarda kaç aile var, bizde kaç aile var vs… Merkezde bulunan 4 belediye ve artı büyükşehir belediyesinde oturmuş bir sistem var. Hiç kimsenin birbirinden araç gereç istemeye ihtiyacı yoktur. Belediyeler arasında soruları birbirine aktarma mevzuatı yoktur.
Büyükşehir kayyumu ile herhangi bir iletişiminiz oldu mu?
‘Her belediyenin kendi bütçesi ile yapacağı çalışmalar bellidir’
Hayır, ne onlardan yana ne de bizden yana böyle bir şey olmadı. Büyükşehir’in bizim alanımızda yaptığı park çalışmaları var. Biliyorsunuz 15 dönümün üstü park çalışmalarından büyükşehir sorumludur. Bağcılar’da park yapımı çalışmaları var. Her belediyenin kendi sınırları içinde kendi bütçesi ile yapacağı çalışmalar bellidir. Tabii ki bizim alanımızda Büyükşehir belediyesinin yapması gereken yollar var ve yine bize ait olan parklar belli bir metraja kadar bize ait ama bu metrajın dışında olanlar büyükşehir’e aittir. Her belediye yıllık çalışma planını ilan panosuna asar, faaliyet raporunu açıklar.
Diğer belediyelere kayyum atanması sizi nasıl etkiliyor?
‘Siyasetle gelmişiz ancak siyasetle gitmeliyiz’
Tabii ki, bu durum karşısında kendimizi iyi hissetmiyoruz. Bizler halk tarafından göreve getiriliyoruz ve siyasetle gelmişiz ancak siyasetle gitmeliyiz. Eğer varsa bir eksikliğimiz halk bizi alsın. Bence bu siyasi bir süreçtir. Ben hiçbir arkadaşımın suçlu olduğunu düşünmüyorum.
Bağlar Belediyesine de kayyum atanır diye bir endişeniz var mı?
‘Diyarbakır’da kayyum atanmayan 5 belediye kalmışız’
Bir bakıyorsunuz bir sabah belediyenize giremiyorsunuz bu konuda ben bir şey diyemem. Biz Diyarbakır’da kayyum atanmayan 5 belediye kalmışız. Yarın sabah ne ile karşılaşacağımız hiç belli olmaz.
Biraz projelerinizden bahsede misiniz; kısa, orta ve uzun vadede neler planlıyorsunuz?
‘Konkasör Şantiyesini 2016’da kurduk’
Bağlar’da bu sene en büyük çalışmamız kaldırım ve asfalt çalışmasıdır. Bağlar’da ciddi şekilde asfalt sorunu var. Allah izin verirse 2019’a kadar tüm yollarımızı tamamlayacağız. Eski Bağlar bölgemizde asfalt kalmamış. Geçen sene kısmen yapmaya çalıştık. Bu sene Ekim ayından önce ihalemiz bitti. Şuanda parke çalışmalarımız devam etmekte. İki adet projemiz var. Selahattin Eyyübi’de bir spor kompleksi projemiz var ama kaynak bulma sorunumuz var. Kaynak bulursak iki tane kültür evi projemiz var. Eski Bağlar’da yoğun bir nüfus var ve halkımızın rahat ulaşabileceği bir yere bu spor kompleksini yapacağız. Bağlar gençliğinin yararlanması için bir spor tesisi yapma projemiz var ve kaynak bulduğumuzda bunu hayata geçireceğiz. Yaklaşık 8 trilyonluk ihaleye çıktık ve bu ihaleler kapsamında çalışmalarımız sürüyor. Bu ihale kapsamında Bağcılar’a 112.900.00 metrekare kaldırım ve parke yapılacak. Bu çalışmalar kapsamında Bağlar’ın Mevlanahalit, Körhat, Selahattin Eyyübi, Fatih, Şeyh Şamil, Bağcılar ve muhtelif sokaklarında 39.719.21 ton asfalt çalışması yapılacak. Yine, Kaynartepe, Mevlanahalit, Muradiye, Ş.Şamil, S.Eyyübi, 5 Nisan, Yeniköy mahallelerinde parke taşı çalışmaları yapıldı ve bu çalışmalar hala devam ediyor. Bu mahallelerimizde 50243.02 metrekare parke taşı yapıldı, 24609.06 metrekare alanda ise bu çalışmalar devam ediyor. Bütün bu çalışmalarda ise kendi konkasör şantiyemizin ürettiği alt temel malzeme ile yapıyoruz. Bize göre bir belediyenin kendi konkasör şantiyesinin olması büyük bir avantajdır. Biz Konkasör şantiyemizi 2016’da Körtepe mahallesinde kurduk. Yine göreve geldiğimizin ilk yılında 6 adet kamyon aldık ve araç filomuzu genişlettik. Bütün park bahçe çalışmalarımızı endi işçilerimizle, kendi olanaklarımızla yaptık. Bütün bu çalışmalar yeterli midir, değildir ama bu yılki bütçe ile ancak bu kadar yapabiliyoruz.
‘7 köyün tüm iç yollarını kendi üretimimiz malzeme ile yaptık’
Köylerimizin de ciddi yol sorunları var. Şuana kadar bize bağlı 7 köyün tüm iç yollarını kendi üretimimiz malzeme ile yaptık. Bu yıl da yaklaşık 15 köyün bütün iç yollarını yapmayı planlıyoruz. Yine geçen yıl eski Bağlar’da söktüğümüz parke taşını bir köyümüze (Habeş) döşedik. Habeş köyünde tapulaşmadan dolayı altyapı sorunları yoktu ve bu köyümüzün parke taşını yaptık. Kendi işçilerimizle eski parke taşlarımızı değerlendirdik ve Habeş köyünün parke taşı sorununu çözdük.
Bağcılar yeni yapılaşmasıyla Diclekent’e paralel bir gelişim gösteriyor ama her ne hikmetse Diclekent’te emlak daha pahallı, sizce bu durum neden kaynaklanıyor?
‘İki bölge arasında arsa fiyatları farklı’
Kayapınar ve Bağlar arasında böyle bir ayrım var. Bu algının oluşmasının nedeni nedir bilmiyorum. Kayapınar deyince daha elit bir kesimin yaşadığı gibi bir algı var. Bağlar için ise daha alt gelir grubunun yaşadığı bir yer algısı var. Tabii ki, iki bölge arasında arsaların rayiç bedelleri farklı ve emlak fiyatları da sanırsam bundan kaynaklı da farklı olabiliyor. Burada arsaların dönümü 500 600 bin TL iken Kayapınar’da fiyatlar iki katından fazla alabiliyor. Oysa Urfa yolunun ikiye ayırdığı bölgeler ve birbirine pek üstünlükleri olmaması gerekiyor.
İki bölgeyi eşitlemek için ne gibi çalışmalar yapmak gerekiyor?
‘Bağlar’da en iyi daire fiyatı 300 bin TL’
Valla bunu açıkçası ben de bilmiyorum. Doğrusu bunu iş adamlarına sormak gerekiyor kanaatindeyim. Belediyenin böyle bir dengeyi sağlayabilmek gibi bir lüksü yok. Bağlar’da en iyi daire fiyatı son aldığımız duyumlara göre 300 bin TL ilen aynı özellikteki bir dairenin Kayapınar’daki fiyatı ise uçmuş vaziyette.
Halkla ilişkileriniz nasıl, insanların sizden ne gibi talepleri oluyor?
‘Randevulu çalışmıyorum ve herkese her zaman kapımız açıktır’
Ben tek bir şeyde iddialıyım ve onun eleştirisini kabul etmem, halkla ilişkilerim oldukça iyidir. Hizmette eksikliklerimiz olabilir, kaldı ki 400 bin nüfuslu bir kentin kıt olanaklarla sorunlarını çözmek kolay iş değil. Tabii ki, halkımıza hizmetimiz yeterli düzeyde değildir. Şuan eldeki imkânlarla ancak halkın hizmet ihtiyacının ancak %10’unu karşılayabiliyoruz. Hizmeti yeterli bulmuyorum ama eldeki imkânlar dahilinde üstün çabalar sarfettiğimizi söyleyebilirim. Ben halkıma bir söz vermişim, bir tek insanımızı geri çevirmeyeceğim. Randevulu çalışmıyorum ve herkese her zaman kapımız açıktır. Sizler basın olarak randevu alıyorsunuz ama halkımız her istediğinde kapımızı çalabiliyor. Sorunları için belediyeye gelen her insanla görüşüyorum. Basın ve kamera ile değil ama her sabah belediyeye gelmeden bir mahallemizin bir sokağında geziyorum. Eski Bağlar’da her sabah bir mahallede bir sokakta temizlik kontrolü yaparım, birkaç esnaf ile görüşürüm ve öyle güne başlarım. Reklamı pek sevmediğim için yaptığım bu denetlemelerin kamuoyunda bir görünürlüğü olmuyor.
Halkın en çok sizden talebi nedir?
‘Bağlar’ın da en büyük sorunu işsizliktir’
Halkımızın en büyük talebi iş, istihdamdır. Belediyenin çalışma alanı hizmettir. Belediye hizmet üretir, fabrika açamaz. Oysa halkımızın en büyük sorunu işsizliktir ve halk bize de en çok iş talebi ile geliyor. Benim ise en çok zorlandığım nokta insanlarımızın bu çaresizliğidir. Onlara iş konusunda yardımcı olamamanın çaresizliği beni çok yaralıyor. Gençlerimiz geliyor, iki üniversite bitirmiş ama iş bulamamış ve belediyeden bir iş imkânı talep ediyorlar. Ben aynı zamanda bir anneyim ve duygusal bir insanım. İki üç diploma ile yanıma gelen gençlerimizle onlarca kez oturup çaresizlikten ağlamışım. Tabii ki, işsizlik Türkiye’de ciddi bir sorundur. Bağlar’ın da en büyük sorunu işsizliktir. İnsanlarımız var evli, çoluklu çocuklu, geliyorlar burada iki gözleri iki çeşme ağlıyorlar.
400 bin nüfuslu bir belediyesiniz, belediye olarak en temel işiniz hizmet üretmek ancak olanaklarınızın yetersiz olduğunuzu söylüyorsunuz. Peki, kıt olanaklarla halka hizmet üretmede yetersiz kaldığınız bir durumda vatandaşların sizden en çok şikâyetleri hangi konuda oluyor?
‘Kent temizliği bir kültürdür’
En büyük hizmet açığımız asfalt ve kaldırım alanındadır. Kent temizliği noktasında ise şunu söyleyebilirim, kent temizliği bir kültürdür. Temizlik alanında çevre birimimiz var. Çevre birimi bina bina geziyor. Temizlik alanında çalışan tüm çalışanlarımıza özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sabah saatlerinde Bağlar’ın Cadde ve sokaklarını dolaşmanızı isterim, her yer tertemizdir ama iki saat sonra sanki burada hiçbir temizlik yapılmamış gibidir. Bu göreve başlamadan önce ben de hep temizlik işlerini suçlardım; iyi temizlik yapmıyorlar vs… diye. Göreve başladıktan sonra her sabah bir mahalleyi gezdiğimde tertemiz gördüğüm sokakları iki saat sonra gördüğümde sanki orada hiç temizlik yapılmamış. Özellikle çarpık kentleşmenin olduğu eski Bağlar’da temizlik çalışmalarından verim alamıyoruz.
‘Diyarbakır’ın temizlik kültürü ortadan kalktı’
Eskiden Diyarbakır’ın bir kent temizliği kültürü vardı. Herkes kendi evini temizlerdi. Köyden kente yoğun bir göç olunca Diyarbakır’ın bu temizlik kültürü de kalktı. Eskiden hiç kimse pencereden bir şeyini sokağa atmazdı. Evinin içini nasıl temiz tutuyorsa, sokağını da öyle temiz tutardı. Diyarbakır’ın o siyah bazalt taşları ile sokaklar pırıl pırıldı. Ama 90’lı yıllarda yaşanan göçle Diyarbakır’ın temizlik kültürü ortadan kalktı. Köyde de herkes evinin etrafını temizlerdi ama şehre göç ettiğinde sadece evleri onları ilgilendirir oldu, sokaklarını sahiplenmediler. Benim doğup büyüdüğüm mahallede halen daha temizlik işçilerimiz yok. Alipınar mahallesi köprü tarafında temizlik işçilerimiz var ama imara yasaklı olan alanda tek bir temizlik işçimiz yoktur. Orada yaşayan insanlar eski temizlik kültürünü devam ettiriyorlar ve temizlik işçilerine de ihtiyaç kalmıyor. Buralara göç edenler de oradaki ortama uyum sağlıyorlar. Vatandaşlarımızdan bu konudaki ricamız, daha yaşanılabilir bir çevre için sokağımızı sahiplenelim kirletmeyelim. 5 Nisan’da bir kadın vatandaşımız çöpünü sokağa attı, uyardığımızda ise, ‘temizlik işçilerinin işi ne temizlesinler’ cevabını verdi.
Halkın temizlik bilincini geliştirmek, eski temizlik kültürünü yeniden oluşturmak için belediye olarak ne gibi çalışmalarınız oluyor?
‘Sağlık İl Müdürlüğü de bu soruna el atmalıdır’
Temizlik bünyemizde 7 kişilik çevre birimimiz var. Çevre birimimiz zaman zaman zabıtalarla uyarıda bulunuyorlar. Temizlik konusunda geçen yıl reklam panoları hazırladık. Sticker’larla halkımızı duyalı olmaya davet ediyoruz. Temizlik konusundaki uyarılarımızın %30’unda ancak sonuç alabiliyoruz. Bu konuda özellikle vatandaşlarımızın duyarlılık göstermesi gerekiyor. Çevre birimimiz her gün bir mahallede kontrol yapıyor, vatandaşlara çöplerini sokağa atmamaları konusunda uyarıda bulunuyorlar. Otobüslere, kahvehanelere kadar uyarı broşürlerimizi astık. Halkımızdan, özellikle de kadınlardan ricamız çevrelerini temiz tutmalarıdır. Doğrudur, temizlik konusunda bir zafiyet var, insanlarımız rastgele çevreye çok rahat tükürebiliyorlar. Yine, kaldırıma, yola, etrafa tükürmeler aynı azmanda büyük sağlık sorunlarının oluşmasını beraberinde getiriyor. Tabii ki, bu sadece belediyelerin tek başına üstesinden gelebileceği bir sorunda değildir, Sağlık İl Müdürlüğü de bu soruna el atmalıdır. Çevreye tükürmek genel bir sorundur ve tüm vatandaşlarımızın sağlığını tehdit etmektedir. Çevre Sağlık İl Müdürlüğü vatandaşları bu konuda bilinçlendirmelidir.
‘2019’a kadar hiçbir köyümüzün sorunu kalmayacak’
Yine, sorunlarımız daha çok köylerimizde düğümleniyor. 80 yıldır köylere doğru dürüst hizmet gitmemiş. Batıda bütün köy yolları yapılmış ama burada yolları olmayan birçok dağ köyümüz var. Bölgemizin geri kalmışlığı köylerimizde had safhadadır. Tüm köylerimizin alt yapı sorunları olduğu gibi duruyor. Sadece tapu kadastronun yapıldığı 3- 4 köyümüzde altyapı sorunu çözülmüş. Köylerimizin ciddi şekilde kanalizasyon sorunu var. DİSKİ’nin kuyularla geçen sene yeni yeni çalışmaları başladı. Köylülerimize de sizin vasıtanızla şu çağrıda bulunmak istiyorum; biraz sabır! Bir köyümüz var, Dağsu; biz bu köyümüzün bütün iç yollarını yaptık. Bugüne kadar o köyde yol yoktu ve 3 km mesafede insanlar sırtlarında un çuvalı taşıyorlardı. Köylülerimize şunu söyleyebiliriz; 2019’a kadar hiçbir köyümüzün sorunu kalmayacak.
‘İlçe belediyelere haksızlık yapılıyor’
Kentimiz 400 bin nüfusludur ve sorunları çok fazladır ama bu kente ayrılan ödenek çok azdır. 5 trilyon ile 400 bin nüfuslu bir kente nasıl hizmet verilir? Daha önce 13 köyümüz vardı ama büyükşehir yasasının değişmesi ile 96 köyümüz ve mezramız oldu. Bazı mezralar nüfus yoğunluğu ile köylerimizi aşmış durumda. Büyükşehir yasası ilçe belediyelerin bütçesinde ciddi anlamda bir sıkıntı yarattı. Bu konuda Türkiye’nin tüm belediyeleri rahatsızdır; Büyükşehir yasası yapılırken, paylar ayrılırken ilçe belediyelerine haksızlık yapılıyor. % 30 ödeneğimiz direkt büyükşehir’e gidiyor, %’10’u DİSKİ’ye gidiyor. İller Bankasından aldığımız ödeneğin %60’ı ile ancak bu kadar hizmet sunabiliyoruz. Yeni Büyükşehir yasası 2014’te yasalaştı ve burada ilçe belediyelerine haksızlık yapıldı. Çağrımız şudur: büyükşehir yasası yeniden düzenlensin ve ilçe belediyeleri aleyhine olan bu durum düzeltilsin. Bir ilçe belediyesinin ödeneğinin % 40’ı gittiği zaman hizmet üretmekte zorlanıyoruz ve ciddi kaynak sorunları yaşıyoruz. Türkiye Belediyeler Birliği toplantılarında bu konuyu gündeme getirdiğimizde kendileri de bu yasayı çok acele hazırladıklarını belirttiler.
Ali Abbas Yılmaz / Özel haber