(Haber Merkezi) ANKARA -Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bloomberg HT- Habertürk ortak yayınında katıldığı bir programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Babacan, son açıklanan verilerle beraber 2013 yılının tümüne bakıldığında Orta Vadeli Program'da yer alan öngörülere oldukça paralel seyir izlendiğini belirtti. Büyümeyi 2013 yılı için yüzde 3,6 olarak öngördüklerini hatırlatan Babacan, "Şu anda yüzde 3,6'nın biraz üzerinde bir rakamla 2013'ü tamamlayacağız gibi görünüyor" ifadesini kullandı.
Son dönemde yaşanan olayların dozajının artık düştüğünü ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
"Biz de hükümet olarak ciddi adımlar attık. Bu işin özellikle komplo ve kumpas boyutuyla alakalı hızlı adımlar attık. Dün TBMM'ye yasa teklifi verildi. Bu teklifte yargının işleyişiyle alakalı, ya da bu yaşadıklarımızın özellikle komplo boyutuyla tekrar yaşanmaması için de hızlı adımlar attık, atıyoruz. Hükümet işinin başındadır. Kontrol bizdedir. Bunlar önemli hususlar. Biz bu siyasi ve ekonomik istikrarı büyük bir emekle oluşturduk. İstikrarın kıymetini çok iyi bilen bir ekibiz. Türkiye'nin ne siyasi, ne ekonomik istikrarının erozyona uğramasına asla izin vermeyiz. Onun için de ne gerekiyorsa yaparız. Elimizde her türlü enstrüman ve imkan var. Bütün bakanlarımız ve kurumlarımız işinin başında. Olayların akışı üzerindeki hakimiyetimiz güçlü ve daha da güçlenecek. "
‘Hukukun üstünlüğü ilkesini herkes sahiplenmeli’
Güçlü bir siyasi iradeyle de ne siyasi ne de ekonomik istikrara zarar gelmesin diye ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:
"Ama orta ve uzun vadede başka unsurlar var dikkat etmemiz gereken. Orta ve uzun vade için Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı en önemli konu, hukuk üstünlüğü ilkesidir. Hukukun üstünlüğü ilkesini herkes sahiplenmedikçe, Türkiye'nin demokrasisinin iyi işlemesi de ekonomisinin iyi ilerlemesi de mümkün olmaz. Ancak 'hukukun üstünlüğü' derken, hangi hukuktan bahsediyoruz? Burada referanslar lazım. Biz evrensel hukuk normlarını benimsemiş bir ülkeyiz. Burada da en önemli referanslarımız, Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa Birliği'nin (AB) normlarıdır. Türkiye Avrupa Konseyi'nin tam üyesidir, AB'ye de aday ve katılımcı ülkedir. Dolayısıyla biz, 'hukuk' dediğimizde neyi anlayacağız? Gidip de Afrika'daki herhangi bir ülkenin ya da Orta Asya'daki adını vermek istemediğim bazı ülkelerin hukuk normlarına anlamayacağız kuşkusuz. Artık üstünlüğü kanıtlanmış, dünyaca kabul edilmiş en üstün normları referans alacağız.
Öte yandan, Federe Kürdistan Bölgesi’yle yapılan bu yeni petrol anlaşmasında, Kürdistan Bölgesi’nden alınan petrol bedellerinin hangi bankaya yatırılması konusunda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler sonucunda bizim ısrarımız bunun tamamen Halk Bankası üzerinden olması. Karşı taraftan birkaç gün bazı farklı fikirler doğdu ama 'biz bunu alıyoruz, parasını da buraya yatırıyoruz' diyoruz."