Ayşe Öğretmen’in cezası ertelenmezse, bebeği cezaevinde doğacak. Ayşe Öğretmen, her şeye karşın televizyonda söylediği sözlerin arkasında. Dünyada çocukların ölmesine sebep olan çatışmaları lanetliyor. Nâzım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiirinin dizelerini anımsatarak, “Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler...” diyor. Doğacak bebeğiyle ilgili de şunları söylüyor: “Çocuğumu tabii ki daha iyi şartlarda ve planladığım gibi dünyaya getirmek isterdim. Adaletsiz bir dünya da yaşadığım ve böyle bir durumda bırakıldığım için, vicdandan yoksun, zalim ve kötü insanlıktan utanıyorum.” Ayşe Çelik, onama kararının ardından yaşadıklarını gazetemizle paylaştı.
-Ayşe Öğretmen’den bahseder misiniz? Şu an neler yapıyorsunuz?
Ayşe Öğretmen artık bir öğretmen olmadığı için Ayşe Öğretmen’den bahsetmek biraz zor ama sıradan bir Ayşe olarak cevap vermem gerekirse o çok sevdiğim eğitim yuvasından ve masum çocuklardan uzak bir şekilde kendi halimde mütevazı bir hayat yaşıyordum ta ki niyet okuyuculuğu yapılarak hakkımda verilen vicdandan uzak karara kadar. Şimdi ise alınan bu karar sonucunda beni neyin beklediğini bilmeden tedirgin bir şekilde başkalarının beni zorla ittiği belirsiz bir geleceği beklemekten başka bir şey yapmıyorum.
-Canlı yayına bağlandıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Yayın esnasında tamamen vicdani duygularla, yaşadığım olayların psikolojisi ile çatışmanın olumsuz sonuçlarına, ortaya çıkan insanlık dramına dikkat çekmek üzere masumane bir konuşma yaparken ve o an beni dinleyen insanlar tarafından olumlu tepki alırken doğru bir şey yaptığım hissi uyandı. Ama cümlelerimin kendi çıkarları uğruna kimi medya organları tarafında çarpıtılması sonucu hayatım allak bullak oldu. Çok sevdiğim eğitim yuvasından uzaklaşıp, çocuklardan kopartıldım. Hiçbir suçum yokken toplumsal baskıya maruz kalarak linç edildim.
-‘Çocuklar ölmesin’ demenin suç olabileceğini düşünmüş müydünüz?
Düşünmedim hâlâ da düşünmüyorum. Bir aydan kısa bir süre sonra anne olacak biri olarak her zaman, her yerde bu cümlelerimi tekrarlayacağım. O çocuk, bu çocuk demeden sebep ne olursa olsun hiçbir çocuğun ölmesi, öldürülmesi taraftarı değilim. Tek bir çocuğun tırnağına bile zarar gelsin istemem. Çocuklar ölmesin demek suç ise dünyada bu suçu işlemeyen kimse yoktur sanırım. Çünkü vicdan sahibi hiçbir birey çocuklar ölsün istemez.
-Yargıçlar hakkınızda 1 yıl 3 ay ceza verdiğinde neler hissettiniz?
Güldüm... Önce doğru algılamadığımı düşündüm. Ama karar gerekçeleriyle yüzüme açık açık okunurken yüreğim sızladı. Bu karar gerçek olamaz, olmamalı dedim. Bir süre şok yaşadım. Defalarca kendime, çocuklar ölmesin demenin cezası olur mu, diye sordum. Tabii bir yandan da kötü bir karar çıkacağının sinyallerini almıştık. İçimde yine de bir umut vardı. Cezamın dünya çocuklar gününde onaylanması da ayrı bir trajedi.
-Yargıtay’ın kararı onamasını bekliyor muydunuz?
Hayır beklemiyordum çünkü bu ülkede ‘çocuklar ölmesin’ demenin suç olduğunu bilmiyordum. ‘Çocuklar ölmesin’ demenin hiçbir yerde, hiçbir tarihte suç olacağı fikri aklımı ucundan bile geçmezdi. Hâlâ inanamıyorum. Kararı öğrendikten sonra düşündüğüm tek şey çocuğumu nerede ve hangi şartlar altında dünyaya getireceğim oldu. Şimdiye kadar bir kadın ve bir öğretmen olarak çocuklardan yana bir tutum sergiledim. Bundan sonra da bir kadın, bir öğretmen ve bir anne olarak her zaman, her yerde ve her şartta çocuklardan yana olacağım. ‘Anneler ağlamasın, çocuklar ölmesin’ diyen biri muhtemelen çocuğunu hapiste doğuracak.
-Cezaevine girecek olmak sizde bir kaygı yaratıyor mu?
Elbette kaygı yaratıyor. Hele ki suçsuz olunca. Vicdan sahibi olmayan insanların sadece konjonktür öyle gerektirdiği için verdikleri karar ile anne olma arifesinde tedirgin olmamak mümkün mü? Doğduğum günden bugüne sorumluluk sahibi, vicdanlı haksızlığa karşı duran başarılı bir öğretmen olma çabasıyla hareket ettim. Gelecek nesillerin daha umutlu, daha başarılı olabilmeleri için çocukları nasıl eğitmemiz gerektiği konusunda kendi içimde yoğun bir çalışma yaparken, insanlığa fayda sağlamanın vicdanı ile sarf ettiğim vicdani söylemim sonucunda yargılanmak ve cezamın onanması... Şu an yaşadığım şey tedirginlikten öte annesi ve babası ile beraber sıcak bir yuva yerine, şefkatten uzak böyle bir ortamda çocuk sahibi olacak olmanın korkusu içerisindeyim. (Kaynak: Cumhuriyet)