ANTEP -Devletin 1990'lı yıllarda bölgede uyguladığı OHAL uygulamaları sonucu sayısı milyonları bulan ailenin yaşamları talan edilerek, zorunlu göçe maruz bırakıldı. Bu savrulmayı yaşayan ve dört kardeşten oluşan Altürk ailesi de 1991 yılında Şırnak'a bağla Yaşlıtaş (Piran) köyünün askerler tarafından yakılması sonucu Uludere ilçesine göç etmek zorunda kaldı. Burada da rahat bırakılmayan ve "Ya korucu olacaksınız ya da sizi öldürürüz" dayatması sonucu Altürk kardeşlerinden ikisi Antep'e biri İstanbul'a biri de Federal Kürdistan Bölgesi'nde bulunan Mahmur Kampı'na sığındı. Devletin bitmek bilmeyen baskılarını direnmeyi seçen Altürk ailesinin 23 ferdi PKK saflarına katıldı. PKK'ye katılan 23 kişiden 21'i yaşamını yitirirken, 2'si hala PKK saflarında.
'Baskıcı uygulamalara karşı ailemizden 23 kişi PKK saflarında yer aldı'
1992 yılında PKK saflarına katılan ve yaşamını yitiren Hazım Altürk'ün ağabeyi Ali Altürk, askerlerin 1991 yılında ikamet ettikleri Yaşlıtaş (Piran) köyünde kendileri ve üç amcasının evini yakarak, Uludere'ye sürgün edildiklerini belirtti. Altürk, 1994 yılında da Uludere'de '"Ya korucu olacaksınız ya da sizi öldürürüz" dayatmasıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Altürk, bu baskılardan dolayı babası ve bir amcasının Antep'e bir amcasının İstanbul'a bir amcasının da Mahmur Kampı'na göç ettiğini aktardı. Köylerinden sürgün edilmeden önce ailelerinden 3 kişinin PKK saflarına katıldığını söyleyen Altürk,"Bugüne kadar bizim ailemizden 23 kişi PKK saflarında katıldı. Bunlar farlı tarihlerde ve farklı yerlerde katıldılar. Bir sene veya iki sene aralıklarla çıktılar. 21 kişi yaşamını yitirdi. Kardeşim Hazım 1992'de gitti. 1994 Şahadete ulaştı. Sadece bu bilgiyi biliyoruz" dedi.
'Hiçbirinin cenazesine ulaşamadık'
Altürk, kardeşi Hazım'ın 1994 yılında Bingöl Yaylıdere yakınlarında çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdiğini belirterek, şunları aktardı: "Herhangi birinin bile cenazesine ulaşamadık. Sadece bir ara basına yansıdı. Bingöl Yaylıdere'de 26 PKK'liden oluşan toplu mezar olduğu belirtildi. O dönemde kardeşim de orada yaşamını yitiriyor. Cenazesi orada olabilir. Bunun içinde yetkili kurumlara başvuracağız. Devlet, 1990'lı yıllarda uyguladığı politikalarla ailemizi darmadağın etti. Buna karşı çıkan aile fertleri PKK saflarında yer aldı. 23 gerillanın hepsi birbirine akraba hepsi de Altürk ailesindendir."
'Biri şehit düştüğünde diğeri onun silahını kaldırıyordu'
"Biri şehit düştüğünde diğeri onun silahını kaldırıyor" diyen anne Meruşe Altürk ise, " Kaç tane gerillamız, kaç tane şehidimiz olursa olsun kanımızın son damlasına kadar Serok Apo'yla beraberiz. Ne Başkanımıza sahip çıkacağız. Bizi köyümüzden sürgün ettiler. Göç edip Antep'e geldik. Halkımızdan elimizi kopardılar. Mal varlığımızın hepsini yerle bir ettiler. 500 koyunumuz vardı hepsini talan ettiler. Köyümüzü, evimizi ve malımızı yaktılar. Bizi dört bir yana savurdular. Dağa çıkan gerillalarımız da şehit oldu. Onlarla başımız diktir. Biri şehit düştüğünde diğeri onun silahını kaldırıyordu" diye konuştu.
Altürk ailesinde 23 isim
PKK saflarına katılan ve hepsinin soyadı aynı olan isimler ise şöyle: "Cemil, Namet, Cafer, Hazım, Abdullah, Ali, Haci, Kader, Asiya, Mesut, Emin, Cevher, Ferhan, İbrahim, Lokman, Haci, Şehmuz, Zahide, Sait, Mehmet, Adnan, Hacer, Muhabet."