2020 epeyce geride kaldı. Hüznüyle, mutluluğuyla, her şeyiyle yaşamımızdan bir yıl daha gitti. Bilmem, buna üzülmeli mi sevinmeli mi? Bildiğim bir şey var, çokça umut etmeli. Umut ettikçe severiz dünyayı hatta insanları. Umut, iyimserliğin görünmez çerçevesidir. Umuyorum ki her anı tekrar yaşanmak istenecek bir yıl, sanırım bunu yazmak için bir ay kadar gecikmişim en azından on bir ay, olsun. Diğer yazılarımdan farklı olarak size bir şiirimi sunuyorum. Umarım tek kötü yanı 2020’de yazılmış olması olur. Selam ve sevgiyle.
Bir Aralık Akşamı
Ben miydim ezilen
Yoksa üstüne bastığım toprak mı
Ben miydim
Üstünde isim dahi yazmayan kurşunları
Gövdesine doğrultan
Gökyüzüne bir bir astım
Gövdemden çıkan acıları
Kaburga kemiklerime salıncak kurmuş çocukların
En büyük yalnızlığıydı bu
Bir aralık akşamıydı.
Evet, bir aralık akşamıydı
Ve hiçbir akşam
Bundan daha karanlık olmamıştı
Ben yine bir geceyi kendi ellerimle
Yıldızlara teslim ediyorum
Gün gibi ağarırken sevda
Yüreğimden neler geçiyor
Bilmiyorsun
Biliyorum.