Nerede, hangi ortamda olursak olalım ülkenin içinde bulunduğu durum, döviz meselesi, siyasetçilerin, gazetecilerin, yazar-çizerlerin gözaltı ve tutukluluk halleri, haksız, hukuksuz yargılamalar, Anayasa, bir de ‘Gelecekle ilgili kaygı’ içerikli tartışmalar yapılıyor.
Ülkenin yarısından fazlasının kaygılı hali anlaşılır, insani gerekçelere dayalı bir ruh haline hitap ediyor. Diğer yarısının ruh hali konusunda ise bizim endişelerimiz var.
Bu bir kesimin dolarını bozdurana ‘tıraş’, ‘köfte ekmek’ gibi promosyon hizmeti sunma halinin mutluluk ‘içeren’ fotoğraflara yansımış olmasını kaygısızlık mı, umursamazlık mı, inanmışlık mı, hangisi? Bu kategorilerin hangisinde değerlendirmek gerekir diye düşünmeden edemiyoruz.
Dövizle milyarlık ihalelerin dağıtıldığı bir ülkenin fertlerinin, cepteki 300-500 doları aynı kefede değerlendirip, bunu siyasi istikrarın gerekçesi sayan anlayışını kim alkışlar?
Elbette ki ülkenin siyasetini, ekonomisini, sosyal yaşamını ayaklara düşüren iktidar!
Otoyollara döviz bazında geçiş ücreti ödeyen sevgili halkımızın cebindeki 300-500 dolarla dünya ekonomisine promosyonla kafa tutuş biçimini de galiba bizim alkışlamamız gerekiyor!
Milyar dolarları kasasında tutan, arka arkaya aldığı ihalelerle kasayı daha da büyüten iktidara yakın otoyol, Metro, havaalanı inşaatlarının müdavim Müteahhit firmalarının TL’ye dönüş yapması gerektiği fikrini aklından geçirmeyerek geleceğini bu kesimlere teslim ettiğinin farkında dahi olmayanların da kısa zaman sonra kendiliğinden ikna olacağı gerçeğini gözden kaçırmıyoruz.
At izini it izine karıştırdıktan sonra ülkede iki izin birbirine karıştığına dair hamaset nutukları atan iktidar mensuplarının bu karışıklığı düzeltme kaygılarının olmadığını biliyoruz. At ile iti aynı kulvarda gayri nizami koşullarda koşturduğunuzda iki izin gittiği noktayı, varacağı menzili hesaplamak zordur.
İzleri birbirine karıştıranların bir kaygısının olması gerekiyor mu?
Gerekmiyor çünkü izlerin karışmış olması işlerine geliyor.
Bizler iz peşindeyken onlar kendileri için belirledikleri başka bir güzergâhtan yollarına devam ediyorlar.
O zaman atı da iti de izleri daha fazla karıştırmadan durdurmak duyarlı laik kesimlerin işi olmalı.