DİYARBAKIR - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde 26 Mart 1994'te 38 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanı nedeniyle verdiği tazminat cezasını Cenevre Sözleşmesi'ne yapılan atıf ve PKK'lilerden "özgürlük savaşçısı" olarak söz edilmesi ve "Terörle mücadele eden komutanlarımız ileride savaş hukuku ihlalinden yargılanır" gerekçesi ile temyiz etti.
Türkiye'nin AİHM'in kararına itirazı değerlendiren dava avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, AİHM 12 Kasım 2013 tarihinde Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde 26 Mart 1994'te 38 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava bombardımanına ilişkin verdiği kararın çok önemli olduğunu ifade ederek, "Öncelikle ihlali tespit etti. Savaş uçakları sırasında yapılan bombardıman sonucu 38 yurttaşın kasten öldürüldüğünü ve bunun AİHM sözleşmesinin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi çerçevesinde ağır bir ihlali oluşturduğuna hükmetti. Bir diğer önemli karar da aynı zamanda bu durumun insani bir hukuk olarak ya da çatışma hukuku olarak bilinen Cenevre Sözleşmesi'nin ortak 3. maddesi çerçevesinde olmasıydı. Bu da uluslararası niteliği olmayan bölgesel çatışmalarda bile tarafların sorumluluklarını düzenleyen bir maddedir. Hiç bir şekilde sivillerin, çocukların, kadınların, yaşlıların sivillerin yaşadığı yerleşim birimlerinin askerler tarafından hedef olamayacağını düzenliyor. Bu insancıl hukukun temelidir. Aynı zamanda Cenevre sözleşmelerinin ortak 3. maddesi'nin ürünüdür" dedi.
AİHM'in normal şartlarda ihlalleri tespit ettiğini, bu ihlallerin nasıl giderileceğinin taktir yetkisinin de ulusal makamlara ait olduğunu aktaran Elçi, "Ancak bu davada mahkeme farklı bir yol seçti. Hükümetin bu kararın icrası bakımında uçuş faaliyetini gerçekleştiren ve bu talimatı verenlerin personelin tespiti ile onların cezalandırılması için haklarında dava açılması gerektiğine karar verdi. Aynı kararda insancıl hukuku ve çatışma hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi'ni de ihlal edildiğini belirttiğine göre o zaman normal şartlarda bunlar savaş suçu işlemişlerdir. Böyle bir anlam çıkıyor. Ve Türkiye uluslararası bir toplumun üyesi olduğuna göre, Cenevre Sözleşmesi Türkiye'yi de bağladığına göre aslında Türkiye'nin yapması gereken öncelikle bu eylemi gerçekleştiren askeri yetkileri etkili bir şekilde savaş suçundan dolayı cezalandırmaktır. Sözleşmeye taraf olan bir ülke bunu yapmadığı zaman uluslararası mekanizmaların yetkisi ortaya çıkar" diye konuştu.