Asker gibi nöbet tutuyorlar.

Bu insanlar donarsa sorumlusu kim olacak…

Isının eksi derecelerin çok altına düştüğü bölgede,  konteynerlerde hayatta kalmaya çalışan depremzedeler, can kaybı olmadan birilerinin kendilerini duymasını bekliyor…



VAN - Havaların soğuması ile birlikte Erciş'teki konteyner kentlerde kalan ve elektrikl olmadığı için ısınamayan depremzedeler, kendilerini en çok çocuklarının durumunun kaygılandırdığını dile getirdi. Soğuğa karşı ölüm kalım mücadelesi verdiklerini söyleyen Sevda Çekeri, "Çocuklarımızın öleceği korkusu ile yaşıyoruz " dedi. 

Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerin büyük zarar verdiği Erciş'te halen konteyner kentlerde kalan depremzedeler, sorunlarla mücadele ediyor. Havaların soğuması ile birlikte bölgede zaman zaman eksi 40 dereceye varan soğukta, konteynerlerinde battaniyelere sarılarak ısınmaya çalışan depremzedeler, çocuklarının, yaşanan soğuktan dolayı grip, nezle, yüksek ateş ve şiddetli öksürük gibi rahatsızlıklara yakalandığını söyledi.


Sazıyla dramını anlattı

Geçen haftalarda polisin baskısı ile Alkanat Konteyner Kent'ten çıkarılmak istenen depremzedelerden Orhan Çeker, yaşadıkları acı dolu dramı artık konuşarak  ifade edemediğini belirterek, sazını eline alıp şunları söyledi: "Hakkımızı gasp ettiler. Ölülerimizin sayısını bizden gizlediler. Her defasında yaralarımızı sardıklarını dile getirdiler. Yüreğim buz tutmuş çocuğum hasta olmuş, ey devlet ben sana ne suç işledim. Ben de senin vatandaşınım, kimliğini taşırım. Neden beni ölüme terk edersin, ey insanlık neden susarsınız. Bu acımıza burada hayvan bağlasan durmaz, ama biz çaresiziz." 

'Asker gibi yaşam nöbeti tutuyoruz' 

Gece zaman zaman  eksi 40 dereceye kadar düşen soğuk nedeniyle  ölüm kalım mücadelesi verdiklerini dile getiren Sevda Çeker ise "Burada kışlada nöbet tutan askerlerden farkımız yok, onlar mevzilerini koruyor biz ise çocuklarımızı dondurucu soğuktan koruyoruz" dedi. Elektrikleri yetkililer tarafından kesildiği için, tüp gazı ile ısındıklarını anlatan Çeker, "Çoğu zaman bizi zehirleyeceğini düşünüyoruz. Zehirlenme ve donma korkusu bir yana, hastalıklar diğer yana hangisini dert edeceğimizi şaşırdık. " " dedi. Çocukları donmasın diye geceleri sıkı giyindirdiklerini anlatan Figen Bertan, "Depremin ardından 3 yıl geçti, halen ızdırap ve çile içerisindeyiz. Neden sesimiz duyulmaz, neden kimse bizi anlamaz anlamış değilim" diyerek tepki gösterdi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölge Haberleri