Bir gün büyük veli Muîniddin-i Ceşti Hazretlerine bir kimse geldi. Karşısında edeple durdu ve arz etti ki:
“Efendim, çoktandır zat-ı alinizi görmek istiyordum. Çok şükür bugün sizi görmekle şereflendim” dedi.
Büyük veli adama şefkatle baktı ve “Haydi ne için geldiysen hemen yap yapacağını”….dedi.
Adamın hali değişti birden ve kızardı, bozardı. Organları titremeye başladı. Kötü niyetinden dolayı çok utandı. Nihayet anladı hatasını. Haline üzüldü ve ağlayarak “ Efendim, asıl niyetim sizi öldürmekti, çok pişmanım. Lütfen af edin” dedi.
Sonra cebine elini soktu ve oradan bir bıçak çıkardı. Büyük Zatın önüne koydu. Büyük bir pişmanlıkla “ suçluyum, nasıl isterseniz cezamı öyle verin “dedi.
Büyük Veli: “ Bu yolda kötülük edene de iyilik yapılır” diye buyurdu. Sonra el kaldırıp ; “Ey Rabbim! Bu kulun günahlarını af et ve kendisini sevdiğin kullarından eyle” diye dua etti.
Sonra – Allah’ın izniyle – adamın kalbi değişti ve kısa bir zamanda evliya zatlardan birisi oldu.
Kıssadan alacağımız bir hisse de şu olabilir: “ Demek asıl hüner odur ki mümin kardeşimizi fena bir halde görürsek onu kırmak ve ondan küsmek yerine daha ziyade ıslahına ve kurtulmasına çalışmak, İslam dinine sadık olan Müslümanların en temel özelliklerinden birisidir.”
İbrahim Yardım