Siverek belediyesinin de canına tak etmiş, DEDAŞ’ı hukuka şikâyet etmiş.
Ne olacak ki?
Şikâyetten ne çıkar?
Normal hayatta hırsızların bu kadar pervasız, arsız olmasının nedeni nedir sanıyorsunuz?
Hırsızın adliyeden kefaleten yâda başka nedenlerle serbest bırakılmasıdır elbette.
Normal hayatta da böyle değil midir?
‘Arlı arından korkar, arsız da der ki benden korktu’
Derler ya
İşte durum tam da buna denk geliyor.
Kara kış kapıda
Elektrik kurumu devrede
Karanlık ilişkilere alışkanlıklar nedeniyle milleti de karanlığa gömmeye, görmelerini engellemeye devam ediyorlar.
Çok telefon alıyoruz, sayısız
Hepsi de beddua içerikli
Yanlış anlamayın
Bize değil, size beddualar
3 saat, 5 saat kesinti olur mu?
Hadi kesinti neyse
Bütün bunlara rağmen yüksek fatura neyin nesi
Çok güldüm
Gelen telefonlardan birinden çıkan özet mesaja
Fatura düşük olunca, ‘olmaz’ demiş elektrik kurumunun işgüzar memuru.
‘Bu rakam düşük, siz bu kadar elektrik harcarsınız, o nedenle rakam böyle olur’.
Şaşırmayın, bunlar gerçek hikâyeler
Vatandaşın tanıklığında gerçekleşen, ancak vatandaşı sanık durumuna düşürecek kadar ahlaksızca bir yaklaşım var elektrik kurumunda.
Subaşlarını devler tutmuş
Köprüde Deli dumrul
‘Ver kurtul’ diyorlar.
O kadar kolay mı?
Ben tabloda, vatandaşın işaret parmağı ile orta parmak arasına sıkıştırdığı bir başparmak hareketi görüyorum.
Bize değil
Size, size
Elektrik kurumunun tepesine hedeflenmiş bir hareket.
‘Al kurtul’
Ne, hala göremediniz mi hareketi
E, bir zahmet artık o kadar da bakar kör olmayın
O zaman ‘gör kurtul’ diyeyim.
Daha ne diyeyim?
**
Sadece bunlar olsa neyse de.
Etraf bu mantık üretiminin ürünlerinden dolu.
Salmışlar tohumu toplumun nüfuz derinliklerine, kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.
Hep böyle gider sanıyorlar
Olmaz, olmaz
Bütün genetiklerle oynayabilirler, ancak halkların genetiği ile biraz zor.
En fazla dönemsel kandırmalar olur ki, o da sağlam genetikten geri döner, bumerang gibi fırlatana çarpar.
Geri dönüş başladı, siz göremiyorsunuz
Yapılacak bir şey yok
Yönelmiş başparmağı da hala göremediyseniz, ben ne diyeyim.
**
Deveye ‘neden boynun eğri’ sorusunu defalarca sormanın bir âlemi var mı?
Vereceği cevap hep aynı olacağına göre
‘Ne diye sorarsın behey densiz’
Demezler mi?
Karşıdaki sürekli ‘yarabbi çok şükür’ diyor ve yağmur niyetine durumu eda ediyorsa, neden o ağızdaki malzemeyi atmaya devam ediyoruz ve kendimizi yoruyoruz ki?