Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i 1976 yılından beri tanır, bilirim. Arkadaşlığımız, dostluğumuzun başlangıç tarihidir 1976. Van’dan sürgün edilmiş bir grup öğrenci ile birlikte Diyarbakır’a gelmiş, Diyarbakır lisesine kayıt yaptırmıştı. Birlikte mezun olduk. Yüksek öğrenimden dolayı yollarımız ayrıldı, ancak görüşmelerimiz kesilmedi.
Aradan yıllar geçti, GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreteri olarak Diyarbakır’da yollarımız yeniden kesişti. Ben gazeteci, o bir akademisyendi. Daha sık görüşüyor, kent ile ilgili görüş alışverişinde bulunuyorduk. Ailesi, eşi, çocuklarıyla da yakınlığımız oldu. Ailece sık görüştük.
Araştıran, sorgulayan, irdeleyen, yazan, çizen bir akademisyen olarak Kürt meselesine yakınlığı olan, kafa yoran biridir Ahmet Özer. Aynı zamanda demokrasiye olan inancı tartışılmaz. Mersin’de de sık görüştük. Özellikle 2019 yerel seçim sürecinde Mersin’de çalıştığım zaman zarfında dostluğumuzu, arkadaşlığımızı daha da pekiştirdik.
Mersin’de Belediye Başkan aday adaylığı oldu, Van’da denedi, olmadı. Sonuç olarak İstanbul Esenyurt’ta verdiği mücadelenin finaline geldi, başkan seçildi. İyi de oldu. Bilgisi, birikimi konusunda tereddüdümüz yok. Başarılı olacağına da inancımız tam. 6 aylık süre içinde yaptıkları, yapacaklarının teminatı oldu.
Sabahın köründe evinden gözaltına alındı. Gerekçesi ise çok saçma. Gözaltına alınmasının 10 yıl önce başlatılan bir soruşturmaya dayandırılması son derece manidar. 10 yıl süren bir soruşturma mı olur. Öğretim üyeliği, dekanlık, rektör yardımcılığı yapan, son olarak Belediye Başkanı olmak için bütün hukuki süreçlerden geçmiş birinin sabahın köründe evinden gözaltına alınmasını gözdağı olarak değerlendiriyorum. Ekrem İmamoğlu’na yakınlığı ile biliniyor Ahmet Özer’in. Bu nedenle, gözdağının direk İmamoğlu’na yönelik olduğunu da değerlendirme dışı bırakmamak lazım.
Arkadaşı, dostu olarak çok iyi biliyorum; Ahmet Özer’in herhangi bir örgütle bağı söz konusu değil. Sosyolog kimliği ile herkesle, her kesimle görüşebilir, görüşmüş olabilir. Ancak, akademisyen kimliği ile bağımsız ve özgürlükçü bir bakış açısına sahip biri olduğundan kimsenin şüphesi olmasın. 78 kuşağının bir ferdi olarak eleştiri-özeleştiri geleneğine sahip biri. Doğru görmediği hiçbir şeyi onaylamadı, onaylamaz, ayrıca da eleştirir.
Ahmet Özer’in gözaltı süreciyle, yeni bir sertleşme döneminin başlayacağının mesajını almak, görmek lazım. Mesele tamamen bundan ibarettir.