Anonsa gerek kalmadı, aranan kan bulundu.
Sezgin Tanrıkulu’ndan söz ediyorum.
Diyarbakır-Ankara-İstanbul güzergâhındaki siyasi trafiğin ana karargâhının son noktada Diyarbakır olması, ilk etapta tartışmalara, karşı çıkışlara, dudak bükmelere neden olsa da, Sezgin Tanrıkulu’nun kent kimliği karşısında çok fazla direnç gösteremiyor gibi duruyor. Bunun yanı sıra kentle buluşan siyasi kimliği, parlamentodaki başarı grafiği, aranan milletvekili profiline denk gelen duruşu, kent adına ‘Aranan kan bulundu’ imajını giderek güçlendiriyor.
Hem hukuk hem de siyasi tecrübesi, bunun yanı sıra hitabı, temsiliyet anlamında duruşu, zaten yabancı olmadığı, kendini var eden kentin sokaklarında istediği saatte rahatlıkla dolaşması, diyalog kurması, ‘Oy vermiyorum’ diyenleri de samimi ‘Şehir çocuğu’ yaklaşımı ile ikna edişine tanık oldum, ‘Bu iş tamam’ dedim. ‘Aranan kan bulundu’ başlığı da o arada üretilmiş oldu.
Kimse kusura bakmasın, ben bir miktar kent milliyetçiliği yapacağım. Yadırganacak bir durum olmadığı gibi, olması gereken de budur diye düşünüyorum.
Vardır biz şehir çocuklarında öyle bir damar, hiç çözülmeyecek, olmayacak gibi varsayılan meseleler, şehir çocuğunun samimiyeti, fedakârca dik duruşu ve yaklaşımı, sahiplenme duygusu ile bir anda hal olur, ortada sorun, itiraz, fitne-fesat gibi şeyler olmaz.
Bir şey ya vardır ya da yoktur.
Öyle bakarız, düşünürüz.
‘Her şeyin hayırlısı’ gibi bir repliğin durumu öteleyen yaklaşımları şehir çocuğunun raconun da yoktur. Meseleye giriş, hal oluş biçimi direktir, geriye dönüşü de yoktur.
‘Bizim çocuğumuzdur’ denildikten sonra kalemde onun lehine kırılmıştır.
Çocukluk, okul, mahalle arkadaşlarına rastlıyorum, ‘Selam söyle, gelip gitmiyoruz, ama oyumuz onun’ gibi yaklaşımları anlatmadan geçemeyeceğim. Seçim bürosuna gitmeyi, gözünün içine, içine sokarak ‘oyum sana’ demeyi benimsemeyen bu kesim, aynı zamanda ‘minnetsiz’ olduğu yönündeki mesajını da böyle verir, bir beklentisinin olmadığına da böyle vurgu yapar.
Şehir çocuğu raconu böyle, hep böyleydi, şimdi de böyle yürüyor.
‘Aranıyorduk, kaçaktık, davamıza baktı, bize sahiplendi, oyumuzu ona vermeyeceğiz de ne yapacağız’ diyenleri de söyleyeyim, meseleyi netleştireyim.
CHP Genel Başkanı teşhisi doğru koymuş.
‘Ben Cumhurbaşkanı olacağım, partimiz iktidar olacak, Diyarbakır’a da iktidar Milletvekili lazım, git seçil, gel’ demiş, o da gelmiş.
Kent için söylüyorum, Diyarbakır’ın damarına hitap ettiği için yazıyorum.
‘Tanıdık, kentli, bildiğimiz aday yok’ deyip, sitem edenlere takdimimdir.
Anonsa gerek yok, aranan kan bulunmuştur, Sezgin Tanrıkulu…
Zaten çok uzakta da değildi.