Uzun bir aradan sonra sporla, daha doğrusu futbol ile ilgili bir ortama girdim.
Neden uzun bir aradan sonra diyorum, onu da açayım ki, kafalar karışmasın.
Özellikle Diyarbakır spor’un ehil olmayan ellere geçmesi ve ardından amatör kümeye kadar düşmesinden sonra bir nevi küstüm diyebilirim. Sadece bu da değil, Türkiye’de futbol dünyasının karakterinin giderek yozlaşmaya başlaması, TFF’den MHK’ya kadar uzanan güzergâhta haksızlık, sahtekârlık, para-pul işlerinin varlığından duyduğum rahatsızlıklar beni bu alandan uzaklaştırdı. Bu iktidar döneminde her alanda olduğu gibi futbol alanında da yaşanan büyük gerilemeye hep birlikte tanıklık ediyoruz.
Türkiye Spor Yazarları Derneğine üyeliğim devam etmesine rağmen bu alana yaklaşımım bu nedenlerle bir türlü değişmiyor ve heyecan da duymuyorum doğrusu. Diyarbakır’daki futbol kulüplerinin mevcut faaliyetlerine de saygılıyım, ancak sıcak değilim. Belki de biraz da yaş yorgunluğundan kaynaklıdır.
Belki de biraz da fikirlerimizi durup dururken çatıştırmamak içindir.
Her neyse, bunlar özel durumlar, bana ait kararlar.
*
Uzun zamandır Amedspor maçlarına davet ediliyordum, ancak hiç gitmedim. Önceki gün çok sevdiğim dostum Burç Baysal, Amedspor dayanışma gecesine davet edince kıramadım, birlikte katıldık. Gecede sahiplenmeye, dayanışmaya ait bir atmosferle karşılaştım.
‘Bir takım var, halka ait, yaşaması lazım’ gibi bir atmosferin varlığına hitap eden bir sahiplenmenin varlığını, bu yönde çabayı gördüm. Kentin bileşenleri de yalnızlaştırmanın bilincinde olduğu için ortaklaşmış bu sahiplenme faslında.
Amedspor anladığım kadarıyla ortak bir değer durumunda Diyarbakır halkı nezdinde, aynı zamanda bölge halkı içinde. Her futbol kulübünde olduğu gibi en büyük handikapın para olduğunu çok iyi biliyorum. Futbol kulüplerinin hiçbir zaman çözemediği tek mesele ‘Para’ meselesidir. Sağdan soldan paralarla da çark dönmüyor. Amedspor dada çarkın dönmediği hep söylenir. Zaten dayanışma gecesi de çarkın bir şekilde biraz dönmesi için düzenlenmiş.
Yurt içinden ve dışından gönülden verilen desteklere tanıklık mettik, yöneticilerin biraz moral aldıklarını gördük, ancak yeterli olmadığını da biliyoruz.
Bütün bunların yanı sıra, önerim, bu tür sıkıntıların yaşanmaması için Amedspor’un anlayış olarak ‘amatör’ bakış açısıyla alt yapısını daha da güçlendirmesi mantıklı olacaktır. DİSKİ olarak kurulurken de bu anlayışla kurulmuştu. Yoksa sürekli büyük paralar harcayarak başarı kapısına çarparak geriye düşmesi sıkıntılarının katlanarak devam etmesine zemin hazırlar.
Dayanışma güzel, sahiplenme harika, birlik sloganı da tutuyor, ancak para bütün bunlardan azade bir yerde her zaman sıkıntı olur. Dayanışma, birlik ruhu ve sahiplenme de bir süre sonra cılızlaşır.