Önceki gün Demokratik Toplum Kongresi önünde toplanan ve büyük çoğunluğu gençlerden ve kadınlardan oluşmuş büyük bir kitle toplanmıştı. Oradan Ekinciler Caddesine kadar Özgecan adına sloganlar eşliğinde yürüyüş başladı. Yürüyüş bir süre sonra öyle bir hâle evirildi ki, okullarından çıkan liseli öğrencilerin önceden hazırladıkları dövizler, afişlerle liseli gençliğin tepkisine büründü. Basın açıklaması sırasında Silvanlılar Dernek Başkanı Mehmet Çeliker kulağıma fısıldayarak dün için bir günlük bir taziye planladıklarını ve ne düşündüğümü sordu. Heyecanla onayladım.
Dün sabah ilk işim Silvanlılar Derneği ve Taziye Evine gitmek oldu. Kapıya Özgecan'ın fotoğrafı ile Platformun ilanını asmışlardı. İçerde ise bir masaya bitiştirilmiş sehpanın üzerinde Özgecan'ın fotoğrafı etrafında da kızıl güller dizilmişti. Bir taziye evi için alışıldık bir görüntü değildi. Ama burası Diyarbekir'di. Kime, nasıl sahip çıkacağını bilirdi. Öyle de yaptı.
İçeri girip Fatihamızı okuduk. Amed Dernekler Platformu bütün bileşenleri üzerinden bu Taziyeyi kurmuştu. En baş köşeye de DİAYDER (Din alimleri yardımlaşma derneği) Seydaları, melleleri oturmuştu.
Taziye sürerken Platform temsilcilerinden biri bir defter hazırladıklarını duygularımı yazmamı ve bu defteri, daha sonra Özgecan'ın ailesine ulaştıracaklarını ifade edince aşağıdaki metni yazıp sonra da taziye evindekilere okudum.
" Sevgili Özgecan,
Sen şimdi toprak altındasın.
Senin ruhuna, duygularına yazdıklarım mutlaka ulaşır, biliyorum.
Seni katleden anlayış; hem fiziki olarak, hem de ruhen büyük ve kitlesel protestolarla lanetlendi bilesin.
Zaten tarih de tanıktır buna!
Senin erken ölümün, öte yakaya göçmen, gencecik yaşında hayata vedan, umuyor ve diliyorum ki sonrası için Milat olacaktır.
Bugünden sonrası için Kadın bedenine, ruhuna tecavüz etmeyi aklından dahi geçirmeyi düşünenlere ders olacaktır.
Bugün 18 Şubat 2015 Çarşamba. Amed / Diyarbakır'da; Amed Dernekler Platformu senin ruhuna Silvanlılar Derneği ve Taziye Evinde Yas kurdu.
Buraya gelenler olarak senin için hep birlikte ellerimizi açıp yakardık ve rahmet diledik.
Ruhun şad olsun. Toprağın bol olsun.
İçimden güle güle Özgecan demek geçse de demeyeceğim; çünkü içimize senin hüznünün gözyaşları akıyor."