Alan Nasıl "Aylan" Oldu?

Şeyhmus DİKEN

Önce iki sesin bize kadar ulaşan "çaresizliği"ne başvuralım. Bir kaç gün önce çocuk bedenleri Muğla, Bodrum'un Akyarlar sahiline vuran ve medyaya "Aylan Kurdi" olarak geçen Suriye Mültecisi ailenin yakınları "amca" ve "hala" bakın ne diyor.

Almanya'da bir mülteci kampında kalan Aylan Kurdi'nin amcası; "Türkiye, Kürtler için rahat bir ülke değil. Kürtlere iyi davranılmıyor. Bu sebeple Türkiye'ye sığınan mülteci Kürtler dünyanın diğer ülkelerine kaçmaya çalışıyor. Ben de Ege sahilillerinden Yunan adalarına, oradan İtalya üzeri Almanya'ya ulaştım. Ölümü göze aldım. Nasıl kurtuldum ben de bilmiyorum." diyor.

Kanada'da yaşayan Aylan Kurdi'nin hala'sı; "Onlara Kanada'ya gelmeleri için parayı ben yolladım. Çünkü ben de aynı yolları kullandım. Keşke yollamaz olsaydım" demiş.

Suriye'de bir süredir yaşanan IŞİD terörü nedeniyle Suriye'deki sivil Kürtlerin ilk uğrak yeri Türkiye şehirleri, sokakları, caddeleri, evleri, konduları oldu. Fırsatını bulan, çareyi daha uzak ülkelere, özellikle Avrupa'ya kaçmakta buluyor.

İşte DHA muhabiri üzerinden fotoğrafı çekilerek dünya medyasına ulaşan Aylan Kurdi ve kardeşi ile annesinin, ölümden kurtulan çaresiz baba üzerinden fotoğrafı bir kez daha "Bin yıldır birlikte yaşadık / yaşıyoruz" denilen Kürt Halkı'na aslında nasıl "yabancı" olunduğunun tipik kanıtı.

Yaygın medya, adeta "Timsah gözyaşları" dökerek üzerine ihalesiz kalmış "Göçmen-Mülteci" meselesini Avrupa Eleştirisine dönüştürmek için mahir bir performans gösterdi. Siyasal iktidar ve devlet de bunu sahiden iyi kullandı. "Ey Avrupa işte sizin insanlığınız. İnsan hakları demeniz" demeye getirdiler...

Yaklaşık bir buçuk aydır Kürdistan şehirlerinde "taş attı, protesto gösterisinde bulundu" diye devlet güçlerince "Ölçüsüz / orantısız şiddet" kullanılarak Kürt çocukları katlediliyor. Ve nasıl bir garabettir ki "Ölü Kürt çocukları"nın fotoğrafları, haberleri yaygın medyada ilgi görmüyor! "Terörist" olarak yaftala(n)mışlar ya! Ondan olmalı. Ve ne tuhaftır ki, Cizre'de, Silvan'da, Lice'de, Silopi'de katledilen çocuklar basında yer almazken, bedeni sahile vuran bir başka Kürt çocuğu bir anda "yaygın medya"nın nur-u ayini haline dönüşüyor. Oysa her ikisi de Kürt. Ve tuhaf olan her iki örnek olayda katledilen Kürt Çocukları da Ortadoğu'daki kanlı ve kirli savaşın masum can'ları.

Kürtlerin edebi tarihlerinden gelen çok önemli bir destanları var. Mem u Zîn Destanı, O destanın kahramanlarından biri Memê Alan'dır. Alan bölgesinin, coğrafyasının, aşiretinin Mem adlı kahramanıdır destana Ad olan Zîn ile birlikte Mem.

İşte Suriye Kürdistanı-Rojava'nın Kobanê kentinden "Alan Kurdî" bu ismi alan bir Kürt çocuğudur. Yine garip ve tuhaf olan işte tam da o yabancılaşmanın aslında diğer adıdır. Başta dillendirilen bir yanlış isim kaydı / telaffuzu zincirleme uzayıp gitmiştir. Defalarca "Uyarılmalarına" rağmen Aylan'ı Alan olarak düzeltme ihtiyacı gereği duymamışlardır. Başta haberi yapan DHA-Doğan Haber Ajansı olmak üzere.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.