Ali Abbas YILMAZ / ÖZEL
HDP Genel Saymanı Hüseyin Yılmaz, ömür boyu ölüm riski taşıdığı ve cezaevinde kalamaz raporuna rağmen cezaevinde tutuluyor. Yılmaz, ömür boyu geçerli raporuna rağmen 2 yıl aradan sonra yeniden bir sağlık raporu almaya mecbur bırakılıyor. Yılmaz’ın tahliye edilmesi için hukuk mücadelesini sürdüren avukat Mehdi Özdemir, konuyu AHİM’e taşıdı. AHİM tedbir amaçlı Türkiye’den savunma istedi. Türkiye 17 Haziran’a kadar AHİM’e savunma verecek.
Şuan Diyarbakır D Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan ve Sağlık kurulu raporuna göre ani ölüm riski taşıyan ve cezaevinde kalamaz raporu olan HDP Genel Saymanı Hüseyin Yılmaz’ın avukatı Mehdi Özdemir, Yılmaz’ın Cezaevinde kalmaması gerektiğine ilişkin olarak Anayasa mahkemesi ve AİHM şahsında yaptıkları hukuk arayışlarını gazetemize değerlendirdi.
Hüseyin Yılmaz’ın, 8 Mayıs 2014 tarihli sağlık kurulu raporuna göre, ömür boyu ölüm riski taşıdığının ve cezaevinde kalamayacağının sabit olduğunu belirten Özdemir, “Hüseyin Yılmaz HDP’nin Genel Saymanıdır. Siyasetçi kimliği ile yapmış olduğu çalışmalar suçlama konusu yapılmakta ve ani ölüm riski altında cezaevinde tutulmaktadır. Bu şahsın ölüm riski altında cezaevinde tutulduğu her an ölebileceğinin bilinmesi gerekir. Ve savcılığın da adli makamların da bunu bilerek, bu şahsın yapmış olduğu siyasi faaliyetler nedeniyle tutuklanmasına göz yumduklarını görmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Hüseyin Yılmaz’ın her an ölüm riski altında olarak cezaevinde tutulduğunu belirten avukatı Mehdi Özdemir, müvekkilinin hukuk mücadelesini gazetemize değerlendirdi.
Özdemir, müvekkili Yılmaz’a ilişkin hukuk arayışını şöyle özetledi:
“Hüseyin Yılmaz 10 Nisan 2016’da gözaltına alındı. Hüseyin Yılmaz’ın gözaltı kararına, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma hastanesinden alınan 8 Mayıs 2014 tarihli sağlık kurulu raporu ile itirazda bulunduk.
“Bu rapor süreklidir ve mevcut yasalar çerçevesinde ömür boyu geçerliliği olan bir rapordur”
Yılmaz’a sağlık kurulu tarafından verilen sağlık raporunda, Daha öncesinden Bypaas ameliyatı olduğu, Koroner arter rahatsızlığının olduğu, sürekli olarak ani ölüm riski altında olduğu ve cezaevinde kalamayacağı belirtilmektedir. Bu rapor süreklidir ve mevcut yasalar çerçevesinde ömür boyu geçerliliği olan bir rapordur. Bizim söz konusu bu rapor ile gözaltı kararına yapmış olduğumuz itiraz reddedildi. Savcılık Yılmaz’ı tutuklanmak üzere Diyarbakır 2. Sulh mahkemesine sevk etti. Mahkemede de söz konusu raporla tutukluluğa itirazda bulundun, mahkemede bize söylenen raporun üzerinde 2 yıl geçmesiydi. Hal bu ki, geçerliliği ömür boyu olan bir rapordan bahsediyoruz ve söz konusu bu rapor geçerliliğini ömür boyu devam ettirirken Hüseyin Yılmaz’ı tutukladılar. Yılmaz’ı, her an ölebilecek olmasına rağmen tutukladılar.
“Yılmaz, ani ölüm riski altındadır ve mevcut sağlık sorunu nüks ederse aniden ölebilir”
Yılmaz’ın tutuklanmasının ardından 2’inci bir sağlık kurulu raporunun alınması için savcılığa başvuruda bulunduk. Yılmaz, 18 Mayıs’ta yeni bir sağlık kurulu raporu almak üzere Diyarbakır Eğitim ve Araştırma hastanesine sevk edildi. Ve bu süreç halen devam etmektedir.
Bu arada biz Anayasa mahkemesine, tutuklamaya itirazımızın red edilmesi hakkında başvuruda bulunduk. Anayasa mahkemesine dedik ki, tedbir talepli bir tahliye kararı verin. Çünkü Yılmaz, ani ölüm riski altındadır ve mevcut sağlık sorunu nüks ederse aniden ölebilir. Kalp krizini tetikleyen bir sağlık probleminden bahsediyoruz ve bu rahatsızlığı oluşturan kalp damarlarının gereğince çalışmaması hadisesi, kanın yeterince pompalanmaması demektir. Bu da nüksettiği zaman kalp krizini tetiklediği anda Hüseyin Yılmaz ölebilir. Bu esasında çok ciddi bir problemdir.
“Hüseyin Yılmaz tahliye edilsin”
Sağlık Kurulu raporunun yeniden alınmasına ilişkin süreç devam ediyor. Anayasa mahkemesi 25 Mayıs 2016’da verdiği tedbir ara kararında bize dedi ki, ‘ Sağlık Kurulu raporuna ilişkin süreç devam ediyor, rapor tamlansın. Savcılık karar vermezse biz tedbir kararı vereceğiz.’ Anayasa mahkemesinin verdiği bu karar bizim istediğimiz tarzda bir karar değildir. Bu karar, mevcut durumda savcılığın Hüseyin Yılmaz’ın sağlık durumunu göz ardı ettiğini kabul eden bir karardır. Ama bizim istediğimiz karar, Hüseyin Yılmaz’ın ani ölüm riski altında Cezaevinde tutulmasının önüne geçilmesidir. Anayasa mahkemesi bu kararı vermeyince biz de AİHM’ne 28 Mayıs 2016 tarihinde başvuru yaptık. AİHM’ne iki konuda başvuruda bulunduk. Birincisi başvurumuzun öncelikle incelenmesini istedik. İkincisi, tedbir ara kararı ile bu kişinin tahliye edilmesine yönelik olarak geçici bir önlem kararı alın ve bu kararı da hükümete bildirin ki, Hüseyin Yılmaz tahliye edilsin.
AİHM, hükümete 2 soru yöneltti
Tek yargıçlı bir komite tarafından bizim başvurumuz incelendi. Öncelikli inceleme talebimiz 1 Haziran 2016 tarihli ara kararla kabul edildi. Akabinde ise, geçici tedbir yani, Hüseyin Yılmaz’ın tahliyesine yönelik bir geçici tedbir kararı verilmek üzere hükümete 2 tane soru yöneltildi. Birincisi denildi ki, mevcut durumda Hüseyin Yılmaz’ın sağlık durumu itibariyle Cezaevinde kalması mümkün müdür, uygun mudur? İkincisi, Cezaevinin yapısı itibariyle Hüseyin Yılmaz’ın Cezaevinde tutulmasının sağlık durumuna ne derece etki edeceği soruldu. Hükümetin bu sorulara yanıt vermesini sağlamak üzere de hükümete 17 Haziran 2016 tarihine kadar süre verildi.
“Yılmaz, ani ölüm riski altında cezaevinde tutulmaktadır”
Her an ölüm riski altında bulunan bir şahsın, siyasetçi kimliği ile yapmış olduğu faaliyetlerin suça konu edilmesidir. Hüseyin Yılmaz HDP’nin Genel Saymanıdır. Siyasetçi kimliği ile yapmış olduğu çalışmalar suçlama konusu yapılmakta ve ani ölüm riski altında cezaevinde tutulmaktadır. Bu şahsın ölüm riski altında cezaevinde tutulduğu her an ölebileceğinin bilinmesi gerekir. Ve savcılığın da adli makamların da bunu bilerek, bu şahsın yapmış olduğu siyasi faaliyetler nedeniyle tutuklanmasına göz yumduklarını görmemiz gerekiyor.”