Çok küçük tartışmalar esnasında dahi insanların silaha sarıldığını görüyoruz. Öldürme fiilinin geliştiği, geliştirildiği bir toplumsal gerçeğin tasvip edilmeyecek bütün yönlerinin hâkimiyeti altında korku imparatorluğunun esiri durumundayız. Devlet erkini elinde bulunduran iktidarların sağlaması gereken can ve mal güvenliği konusunda kaygılarımız var.
Adalet, hukuk kavramları, hem yazılı hem de sözlü bağıt niteliğini, aynı zamanda toplumsal karşılığını yitirdi, bireysel karşılık buldu ve sokakta rastgele dolaşıyor. Herkes kendi hukukunu, bildiği gibi uyguluyor. Adalet arayışı bireysel uygulandığında toplumsal zarara neden oluyor, Diyarbakır’da, minibüs şoförünün hayatını kaybettiği olayda olduğu gibi.
Birileri kendi arasındaki hesaplaşmayı kentin en işlek caddesinde silahla çözme gayreti içine giriyor.
Sonuç; Gencecik bir baba hayata veda etti, iki küçük yavru, magandalar yüzünden hayata babasız devam edecek. Bu son örnekten yola çıkarsak, sadece Diyarbakır’da değil, Türkiye’nin diğer bölgelerinde de hukukun sokağa düştüğünü, herkesin kendi adaletini sağlamaya çalıştığını söylemek mümkün.
Minibüs şoförünün katledilmesi 2024 yılının ilk maganda olayı oldu. 2023 yılında buna benzer onlarca cinayet olayına tanıklık ettik, sokakta, caddede, kahvehanelerde. Bunların olmaması için ne gerekiyor?
Mesele, bunu konuşmak, tartışmak ve de önlemini almakta.
Bireysel silahlanmanın önüne geçilmediği, bu konuda, gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı sürece, bu ve buna benzer olayların önünün alınması mümkün olmaz, aksine giderek artış gösterir.
Konuyu yazarken, çok dikkatli olmak istiyorum, çünkü doğru bir şeyler yapmak, hakkın, hukukun, adaletin, eşit yurttaşlık bilincinin zarar görmemesi adına bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.
Silahsızlanma konusunda alınması gereken tedbirlerin nasıl olması gerektiğini kolluk güçleri bizlerden daha iyi biliyor. Bu konuda çok süratli bir çalışma programının yapılması gerektiğine inanıyorum. Kent genelinde edindiğimiz bilgilerin sağlıklı olmadığını, alacak-verecek meselelerinin çözümsüzlüğünün sokaklara yansıma ihtimalinin sinyallerini görebiliyoruz.
Emniyet ve jandarma güçlerinin özellikle uyuşturucu konusunda gösterdiği performansı, ruhsatsız silah kullanımı alanında da gösterebileceği konusunda kuşkumuz yok. Uzun zamandır Diyarbakır’da uyuşturucu konusunda süreklilik arz eden şikâyetler duymuyoruz. Tamamen yok edilme ihtimalinin olmadığını biliyoruz, ancak uyuşturucu da olduğu gibi silah konusunda da yapılacak çalışmalarla caydırıcı bir zemin yaratılabilir.
Magandaların sokağa taşıdığı hukuku, ait olduğu alana taşımak, bireysel, aynı zamanda toplumsal hukuku ve adaleti güvence altına almak için zaman kaybetmemek gerekiyor.