Adalet, adaletli olmak, adalete sahip çıkmak şahsi bir durum değil. Bir kişinin ya da bir toplumun kendisiyle ilgili bir durum da değil. Aynı zamanda başkalarına yönelik kişisel ya da toplumsal haksızlıklara karşı çıkabilmektir. Adalet, adaletli olmak o anlarda, yani karşı çıkıldığında tecelli ediyor demektir.
Adalet, demokrasiyle eş değer bir değer yargısıdır. Kişileri de toplumları da başarıya götüren kıymetli bir değer yargısıdır.
Adaletsizliğinde bunun tam tersi olduğunu kişileri de toplumları da geriye götüren, batıran, hiçleştiren bir durum olduğunu biliriz.
O nedenle, günlük ilişkilerimizde adaletli olmaya, başkalarının hakkını, hukukunu yok saymamaya dikkat ederiz. En azından böyle düşünen çoğunluk için konuşuyorum. Tersini yapanlar için bir sözümüz yok, onlar zaten bu çizgileriyle var olmaya çalışıyorlar, böyle var oluyorlar.
Adaletle adaletsizlik arasında çok ince, görünmez, kıl kadar bir çizgi vardır. Farkına varmadan, ya da çok yakınında olmadığı için umursanmadığında bireyler çizginin adaletsiz tarafında bilmeden yer alır, farkında olmadan o anlayışın destekçisi olur, farkına vardığında da iş-işten geçmiş olur.
Lafı gevelemeye gerek yok, direkt giriyorum; bugün yaşadığımız İstanbul Belediyesine kayyum ataması yapılabilir tartışmasının bize neyi hatırlattığının farkındayız değil mi?
HDP’li belediyelerin tamamına kayyum atandığında sesler ‘Cılız’ çıktığı için bugün iktidar bu konuda pervasız davranıyor, İBB’de işe alınanları ‘Terörist’ olarak ilan ediyor.
Bilerek ya da bilmeyerek, özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin Kadrolarının ve tabanının göstermesi gereken tepkilerin yeterli derecede etkili olmaması bizleri bu noktaya taşımıştır.
Demokrasi, adalet, hak-hukuk-adalet gibi kavramların uygulanması gereken alanlarda yok sayılmasına karşı çıkmak demokratların, sosyalistlerin görevidir. Sağ-muhafazakâr kesim böyle bir çıkışı şimdiye kadar yapmadı, bundan sonra da yapmaz.
Adalet, başkalarının da haklarının korunması ise, HDP’li belediyelere kayyum atandığında çok yüksek sesle karşı çıkılmış olsa, bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi için böyle bir ‘kaygı’ yaşanmaz, bu konuda bir tartışmanın içinde olunmazdı.
Zan altında tutulan İBB çalışanları suçlamayı yapanlara suç duyurusunda bulunmalı.
Demokrasi ertelenemez
Hukuk ertelenemez
İnsan hak ve hürriyetleri kısıtlanamaz
Adalet bir başka bahara bırakılamaz
Adalet herkese lazım!