AB ÜLKELERİNİN TUTUMU ÜZERİNE

Aydın Altaç

 

 

Son günlerde Almanya ile başlayan Hollanda,Danimarka, Belçika ile devam eden Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bakanlarının programlarını iptal etme çabalarını gördük. Hollanda'da daha  vahim olanı ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının konsolosluk binasına alınmaması ve sınır dışı edilmesidir. AB ülkesi devletlerin bu tutumunu  eleştirmek ve kınamaktan ziyade bu tutumun neden geliştiğini iyi araştırmak gerekir. Öncelikle şunu iyi bilmemiz gerekir. Bugün gıpta ile bakılan AB ülkelerinin büyük bir kısmı zenginliklerini ve kalkınmışlıklarını adaletsizlikler ve haksızlıklar üzerine inşa etmişlerdir. Sömürü ve kölelik uygulaması bahsettiğimiz tüm ülkelerin inşaasında önemli bir yeri vardır. Sanayi dönemi ile gelişen ekonomiyi sadece kendi elitlerine tahsis etmek amacıyla özgürlükler ve temel haklar alanında yapılan düzenlemeler ile adeta "sus payı" verilerek uluslararası sömrürüden ulusal sömürü düzenini oluşturdular. Demek istediğim şu ki; kendi insanına sus payını vermek suretiyle ekonomideki kazanımları belli kesime tahsis etmeye çalışan anlayış ,yeri geldiğinde çark etmesi kuvvetle muhtemeldir. Avrupanın hemen hemen tüm ülkelerinde özellikle son 10 yılda ekonomi alanında daralma olduğunu biliyoruz. Ekonomideki daralmanın yaratığı etki ile Avrupa ülkelerinde önemli anlayış değişiklikleri olmaktadır. Bu anlayış değişikliklerini şöyle sıralayabiliriz.

1-Ekonomideki daralma ile birlikte kişi başına düşen gelir ve refah düzeyinde inişler olmaktadır. Bu inişlerle birlikte huzursuzluklar baş göstermeye başladı. İngiltere'de yapılan referandumla AB'den ayrılma niyeti ortaya konuldu. Bu niyetin tam açıklaması; AB ülkeleri başka bir ülkenin yada halkın yükünü çekmek istemediğinin ifadesi olmasıdır. Yani İngiltere başka bir AB ülkesinin yükünü çekmek istemediğini ilan ederek ayrılma isteğini ortaya koymuştur. Fransa'nın da yakın zamanda aynı yola başvuracağı konuşuluyor.

2-Ekonomideki daralmanın bir diğer sonucu ise Avrupa'da başlayan milliyetçi dalgadır. Bugün AB üyesi tüm ülkelerde milliyetçi düşünceyi şiar edinmiş partiler hızlı bir şekilde yükselmektedirler. Bu yükselişle birlikte faşist ve nazist anlayış ta yayılmaktadır. Bu anlayışı zapt edemeyen diğer partiler de onlara benzemektedir. Bu nedenle sadece kendilerinin istediklerine izin veren diğer anlayışları red eden tutum sergilenmektedir.

3- Ekonomideki daralma ile yabancı düşmanlığı ve İslamofobi en üst seviyede seyretmektedir. Vakti zamanında zenginliklerini inşaa ederken kullandıkları insanları ve bu insanların zenginlik kaynaklarını çabuk unutmuşlar. Mülteci konumunda olan insanların ülkelerinde savaşlar çıkararak sömürü düzenlerini devam ettirmeye çalıştıklarını bizlere unutturamazlar. Şu an için ülkemizde sahip çıktığımız ve yaklaşık 20 milyar dolar gibi bir harcama yapmış Türkiye'nin ,dünyada yeni bir aktör olarak kabul görmesini istemediklerinden her türlü müdahaleyi yapabilirler. 16 Nisan 2016 günü Türkiye'nin sistemi değişirse daha güçlü ve istikrarlı bir ülke olarak kendilerine karşı duracağını bildiklerinden her türlü engellemeyi yapacaklardır. Çünkü AB ülkelerine one minute,dünya beşten büyüktür, Aylin kürdileri,Suriye'deki çocukları,kadınları,yaşlıları kendilerine hatırlatan Türkiye'nin gelişmesi ve istikrara kavuşması halinde meydanı iyice daraltacağını iyi biliyorlar. Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınması demek sömürü düzenin sonlanması ve suni gündemler ile yalanlarla savaşları çıkartamayacaklarını biliyorlar. Arap Baharının önünü keserek demokratikleşme ve özgürlükleri mazlumlara çok gören bu ülkeler Türkiye'de tam tersi bir tutumla gezi olaylarından başlayarak 17-25 aralık,çukur ve barikat olayları,6-7-8 ekim olayları,15 temmuz darbe girişiminde hükümete karşı duruş sergileyerek ne kadar özgürlükçü(!) olduklarını bizlere ispatladılar. Belirttiğim nedenlerle sistem değişikliği kendilerini şimdiden korkutmuştur. Hem Türkiye adına hem de tüm mazlum ve mağdurlar adına olumlu olacak bu değişikliğin geçmemesi için farklı tutumlara da hazırlıklı olmamızı tavsiye ediyorum. 16 Nisan 2016 bizler kadar onlar için de önemlidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.