8 Mart ve Kürt Kadınları

Kürt tarihi araştırmacısı Kerem Serhatlı, 8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yıldönümünde tarihe damga vuran Kürt kadınlarını yazdı.

Batıda, Ortadoğu’da kadınlar ezilirken, hakları inkâr edilirken, Kürt kadınlarının durumu nasıldı diye soran Serhatlı, “Kürt kadınları kimi Emir, kimi hakim, kimi komutan görevini üstlenmekte idi. İşte birkaç örnek: Hanzad hanım adındaki kadın, Erbil emirliğini yapmakta idi. Devlet hatun adındaki kadın ise Loristan Emiresi idi. Adile Hatun Caf aşiret reisliğini yapıyordu. Şah hatun ise Bitlis Emirliğini yönetiyordu. Keza Rabia Hatun ki Sultan Selahaddin Eyyubi’nin kız kardeşi Hevlir Emirliğini yönetiyordu. Kara Fatma (FATA REŞ) ise tam bir asker, bir komutan, bir mücahid idi. Kendisi Maraş Kürtlerindedir. Osmanlı Rus savaşına 500 silahlı adamla Erzurum, Kars, Ardahan cephelerine savaşarak büyük bir fedakârlık yapmıştır” dedi.

8Mart’ın tarihçesi…

“8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev o zamana kadar ki en kitlesel kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis kadın işçilere saldırmış, fabrika yönetiminin de desteğiyle binlerce işçinin fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can vermişti.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

Tarihte Kürt Kadınları

O günden bu güne kadar değişik tarihlerde çeşitli ülkelerde, anmalar olmuştur. Batıda kadınlar fabrikalara kilitlenip yakılırken, Orta doğuda kız çocuklar diri diri toprağa gömülürken ve kadınlar hayvanlar gibi pazarlarda satılırken, Kürt kadınlarının durumu nasıldı? Kürt kadınları kimi Emir, kimi hakim, kimi komutan görevini üstlenmekte idi. İşte birkaç örnek: Hanzad hanım adındaki kadın, Erbil emirliğini yapmakta idi. Devlet hatun adındaki kadın ise Loristan Emiresi idi. Adile Hatun Caf aşiret reisliğini yapıyordu. Şah hatun ise Bitlis Emirliğini yönetiyordu. Keza Rabia Hatun ki Sultan Selahaddin Eyyubi’nin kız kardeşi Hevlir Emirliğini yönetiyordu. Kara Fatma (FATA REŞ) ise tam bir asker, bir komutan, bir mücahide idi. Kendisi Maraş Kürtlerindedir. Osmanlı Rus savaşına 500 silahlı adamla Erzurum, Kars, Ardahan cephelerine savaşarak büyük bir fedakârlık yapmıştır. London News İngiliz gazetesi Bhusuta yazılar çıkmıştır. Kültürel ve sosyal alanlarda da Kürt kadınları önemli bir yer almıştır. Mah Şeref Hanım 20 bin beyit yazmış, şiir alanında büyük mesafeler almışlardır. Besi Hanım, Zarife Hanım, Gülnaz Hanım, Zeyno Hanım, Leyla Kasım gibi binlerce Kürt kadını her alanda erkeklerden geri kalmamışlardır.

Dr. Encam Yelmuki:

Coğrafyamızda, kadınlar dışarıya çıkmaları ve okullara gitmeleri yasak iken, Kürt kadınları en yüksek okul olan tıbbiye mektebini okumuşlar ve kadın haklarını aramak için dernekler kurmuşlardır. 20'inci yüzyıl’daki ilk örgütleme,1919 yılında İstanbul’da Süleymaniyeli Kürt Mustafa Paşanın kızı Tıp Doktoru Dr. Encam YALMUKİ tarafından. “KÜRT TEALİ NİSVAN CEMİYETİ”(Kürt kadınları ilerleme cemiyeti)adında bir cemiyet kurulmuştur. Bu cemiyetin ilanı ve tüzüğü kurucu Genel başkanı Tıp Dr. Encam Yelmuki tarafından 21 Haziran 1919 de Sultan Ahmet Camisinde Mevlidi şerif okutularak ilan edilmiştir. Dr. Yelmuki’nin Konuşması özetle şöyledir: “Hanım efendiler! Biz Kürtler, akvam-i muhtelifeyi kardeşleştiren İslamiyet’in zuhurundan yanı asırlardan beri Türk Milletinin en sadık bir muhhibi, en kavi bir dostu ve en zahir bir kardeşi olarak bulunmuşuzdur. Bu gün bütün milletlerin mukadderatı başka şekiller aldığı ve her kese bir hak verildiği bir zamanda, bizle de kendi hakkımızı istiyoruz. Çünkü ortada milyonlarca Kürt var ve büyük bir Kürdistan var. Mukaddes emeller uğrunda en ziyade çalışmak isteyenlere ve milletlerine olan muhabbetlerini göstermiş oldukları fedakârlıklarla isbat eyleyenlere cümlemiz bütün mevcudiyetimizle medyun-i şükranız. Cemiyetin küşad merasimine koşarak gelen muhterem hanımlarımız ve kardeşlerimiz her suretle muavenet edeceklerini Kürtlüğün tealisi için ne yapılmak lazımsa bila tereddüt yapacaklarına Kürt sözü verdiler. Öteden beri Kürt her şeye söz vermez; Fakat vermiş olduğu bir sözden de katiyen dönmez” diyerek sözünü bitiriyor ve resmen Osmanlı imparatorluğunda bir Kürt kadınları derneği kurulmuş oluyor.

Kürt Kadın Derneğinin amacı

Cemiyetin Gayesi ve amacı çok çeşitlidir. Kürt kadınlığının medeni bir bakış açısıyla yükselmesini ve ilerlemesini sağlamak, Kürt aile hayatında kurumsal ve toplumsal düzenlemeler gerçekleştirmek, çeşitli nedenlerle sefil bir hale gelen Kürt yetim ve dullarına iş bularak veya cemiyet adına nakdi yardımda bulunarak onları içinde bulundukları sefaletten kurtarmak gibi çok çeşitli faaliyetlerde bulunmaktır.”

 

Dilek Akin / Özel

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum-yaşam Haberleri