TİGRİS HABER - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin 7. yılında İstanbul'da düzenlenen törende konuştu.
Konuşmasında, "85 milyon olarak yine tek yürek, tek bileğiz. Şehitlerimizi anmak, milli irade zaferimizi kutlamak üzere bir aradayız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Darbecilere geçit vermeyen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Millet canı pahasına darbeye direnirken, hainlere alkış tutan o habis elleri; insanlar şehadete koşarken, darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçan korkakları; gencecik çocuklar toprağa düşerken, bu çocukların katillerine kadeh kaldıran haysiyet fukaralarını unutmadık, unutmuyoruz. Unutursak ihanet çetelerinin karşısına dikilen her yaştan kahramana mahcup oluruz. Unutursak benzer felaketlerin tekrar yaşanmasına yol vermiş oluruz. Pusuda bekleyen odaklara hep beraber net bir mesaj yolluyoruz. Değil üzerinden 7 yıl, 70 yıl da geçse 15 Temmuz'un unutulmasına, unutturulmasına izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
‘Her siyasi görüşten insanın nasıl kenetlenebileceğini ortaya koyduk’
"Sadece kanlı ve kalleş bir darbe teşebbüsünü püskürmekle kalmadık. Nesilden nesile anlatılacak büyük bir destan yazdık. Milli iradenin teslim alınamayacağını, nasıl birlik olunacağını tüm dünyaya gösterdik. Her yaştan, zümreden, siyasi görüşten insanın bağımsızlığı söz konusu olunca bir gecede nasıl kenetlenebileceğini ortaya koyduk.
15 Temmuz ömürlerinin baharında tankların, tüfeklerin karşısına hiç düşünmeden geçenlerin direnişidir. Tarlasının 1 yıllık hasadını, kamyonunun, traktörünün lastiğini yakıp, darbecileri durdurmanın direnişidir. Meydanlarda demokrasi nöbeti tutan milletimizin direnişidir. İstiklal ve istikbalini terör örgütlerinin tasarrufuna bırakmamak için şehadet şerbetini içenlerin direnişidir. Ümidini Türkiye'ye bağlamış mazlumlara umut aşılayan yüce gönüllerin direnişidir. Gayesi, vicdanı, acısı, sevinmesi bir olan aziz milletimiz tek cephe olarak hainlere canı pahasına dur demiştir.
Bu cephede 85 milyonun maşeri vicdanı vardır. Bıyığı yeni terlemiş pırıl pırıl gençlerin samimiyeti vardır. Hanımlar unutmayın; burada Nene Hatunların, Şerife Bacıların, Kara Fatmaların fedakârlığı vardır. Ben sizleri böyle görüyorum. Şehit polis Cennet kızımızı böyle görüyorum. Onlar yılmadılar ve şehadete yürüdüler. Ellerine bayraklarını almış hainlere karşı koyan kadınlarımızın cesaretini unutamayız. Şehit olacağını bile bile tek başına darbecilere direnen yiğitlerin imanını unutamayız. Siyasi farklılıklarını bir yere bırakıp omuz omuza verenlerin basiretini unutamayız. Bu cephe var oldukça, Allah'ın izniyle kimse milletimizin iradesine zincir vuramaz.
‘FETÖ'cüler Bay Bay Kemal'i nereye götürdüler’
15 Temmuz akşamı Atatürk Havalimanı'nda saat 23.15'te gelen Bay Bay Kemal'in tankların arasından nasıl sıyrılıp gittiğini biliyorsunuz değil mi? Tankların arasından FETÖ'cüler Bay Bay Kemal'i nereye götürdüler, aldılar Bakırköy Belediyesi'ne götürdüler. Ne dedi: 'Benim Erdoğan'ın geleceğinden haberim olsaydı ben de beklerdim' dedi. İnanalım mı? Ben de senin öyle gideceğini bilseydim, uçağımızı biraz daha erken indirip orada seninle buluşurdum. Bunlar korkaktır, pısırıktır, bunlardan bir şey olmaz.
‘Türkiye topyekün işgal girişimine maruz kaldı’
15 Temmuz elbette öncelikle bize ve hükümetimize karşı yapıldı. Darbeci hainler canımıza kast edecekler kadar gözlerini karartmışlardı. Kaldığımız yere gönderilen suikast timinden kıl payı kurtulduk. O gece bunun gibi nice badire ve saldırı atlattık. Benim korumalarım şehit oldular. Ancak 15 Temmuz kalkışmasının asıl muhatabı milletti, milli iradeydi, ülkemizin bağımsızlığıydı. Türkiye sıradan bir darbe teşebbüsüne değil topyekün işgal girişimine maruz kaldı.
Darbecilerin hedefi olan kurumlara baktığımız bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Milletin evi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz bombalandı. Milli iradenin tecelligahı olan TBMM bombalandı. MİT Başkanlığımız, Özel Harekat Başkanlığımız, Ankara Emniyet Müdürlüğümüz ve diğer birimlerimiz çok ağır saldırıya uğradı. Hainler sadece hükümeti devirmeye çalışmadılar aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin sembollerini hedef aldılar.
251 şehidimiz oldu. 2 bin 200'ü aşkın gazimiz oldu. Milletimizin peygamber ocağı olarak gördüğü ordusuyla arasını açmayı hedeflediler. Biz ordumuza peygamber ocağı olarak bakarız. Ama onların böyle bir derdi yok. Dikkat edin bizim askerimizin adı Mehmetçik. Neden bizim askerimize Mehmetçik demişiz. Küçük Muhammet adına Mehmetçik demişiz. Tarihten böyle gelir. Onun için Mehmetçik çok önemli. Mehmetçiği yedirmeyiz, yedirtmeyiz. Gereği neyse yaparız.
‘Köle olmayacağız, mandaya boyun eğmeyeceğiz’
Devlet millet kaynaşmasını dinamitleyerek milli bünyemizde onulmaz yaralar açmak istediler. Doğu ile batıyı, Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan köprünün işgal edilmesi de kuşkusuz bir mesajdı. İşte o köprü burada. Ne oldu? İşgal edebildiler mi? Benim milletim, kadını, erkeğiyle tankların altına yattı ve orada direndi, köprümüz işgal edilmedi, edilemedi. 15 Temmuz direnişiyle işte tüm bu kirli senaryoları yırtıp attık. Köle olmayacağız, mandaya boyun eğmeyeceğiz, devletimizi parçalatmayacağız, Türkiye'yi işgal ettirmeyeceğiz, ezanlarımızı susturmayacağız, şanlı bayrağımızı indirtmeyeceğiz dedik.
Açık söylüyorum, 15 Temmuz ruhunu anlamayanlar Çanakkale'yi, Sakarya'yı, Dumlupınar'ı anlayamaz. Milletimizin kodlarındaki istiklal aşkını anlayamazlar. Daha darbe girişiminin ilk saatlerinde Ankara'yı bombalayan bizden olamaz diyerek, Anadolu şehirlerinden Ankara'ya sel olup akan bu milletin evlatlarını anlayamaz. Allah devlete millete zeval vermesin diyen ağzı dualı anaları anlayamaz. 15 Temmuz'u anlamayanlar bu milletin çapulcu, çakala, cuntacıya eyvallah etmeyen soylu duruşunu anlayamaz. Varlığımızı şehitlerimize borçlu olduğumuzu anlayamaz.
15 Temmuz direnişini lekelemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Canıyla imtihan edilip imtihandan geçen milletimizin irfanını ölçmeye, 15 Temmuz'a kontrollü darbe iftirası atan gafillerin kıratı yetmez. 15 Temmuz'un sulandırılmasına ne biz ne de milletimizi izin vermeyecektir. Türkiye var oldukça 15 Temmuz destanımız bir zafer şarkısı gibi dilden dile aktarılmaya devam edecektir.
‘Demokrasimizin üzerindeki vesayet gölgesini biz kaldırdık’
Son 21 yılda her alanda tarihi nitelikte reformlar yaptık. Demokrasimizin üzerindeki vesayet gölgesini hamdolsun biz kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilk defa sandık aracılığıyla yönetim sistemimizi değiştirme başarısı gösterdik. Sivil iradeyi tüm unsurlarıyla hakim kılarak Türkiye'yi siyasi istikrarsızlık, sosyal kaos ve darbe girdabından kurtarmış olduk." (AA)