TİGRİS HABER - Edinilen bilgiye göre, Hakan Aslan, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde 22 Ocak 2016’da çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. O sırada yanında bulunlar tarafından cenazesi, Hasırlı Cami’nin yakınlarına defnedildi. Sokağa çıkma yasakları bittikten sonra, aile avukatları aracılığıyla, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, çocuklarının cenazesinin çıkarılmasını istedi. Kadavra köpeklerinin de katıldığı arama çalışmalarında, Hakan Aslan’a ait bir iz bulunamadı. Geçen yılın Şubat ayında Hasırlı Mahallesi’ndeki Katolik Kilisesi ve Hasırlı Mescidi arasındaki alanda kazı yapan ekipler, kemiklerle karşılaştı. Kemikler çıkarılarak, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Ailenin başvurusu ile yapılan DNA testinde, Kasım 2021’de kemiklerin Hakan Aslan’a ait olduğu tespit edildi.
9 ay sonra teslim edildi
18 Kasım 2021’de cenazesinin Hakan Aslan’a ait olduğu kesinleşmesine rağmen, kemikler 9 ay boyunca İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda tutuldu. Geçtiğimiz hafta Diyarbakır Adliyesi’ne ulaşan kemikler, sabah saatlerinde aileye teslim edildi. Erzurum’dan Diyarbakır’a gelen Ali Rıza Aslan, 7 yıl aradan sonra oğlunun kemiklerini teslim aldı. Aslan’ın kemikleri, torba içerisinde konmuş bir kutuda babaya teslim edildi. Hakan Aslan’ın, cenazesinin Erzurum’da defnedileceği öğrenildi.
Tigris Haber’e konuşan ailenin avukat Ferhat Kılınç, “Kemiklerin bu şekilde teslim edilmesi, aile açısından oldukça zor bir durum. Bu kemikleri adli emanet gibi görülmemesi lazım. Aile için çocuklarının cenazesi. O yüzden daha insani koşullarda teslim edilebilirdi” dedi.
‘Üzüldüm, ne yapabilirim?’
Oğlunun cenazesini Erzurum’un Karayazı İlçesi Çavuş Köyü’ne defnetmek için Diyarbakır’dan yola çıkan baba Ali Rıza Aslan, Tigris Haber’e şu bilgileri verdi: “Oğlum 1992 doğumlu idi. Nişan için hazırlık yapıyorduk. O sırada İstanbul’da inşaat işinde çalışıyordu. Biz Diyarbakır’a geldiğini bilmiyorduk, bir kanaldan ölüm haberini aldım” dedi. Cenazenin İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan çuvalın içinde gönderildiğini belirten Baba Aslan, “İstanbul’dan plastik kutu ve çuvalla gelmiş. Savcılık da bana bu şekilde verdi. Oğlumun kemiklerini 6 yıl sonra bu şekilde teslim ettiler. Üzüldüm, kahroldum. Ne yapabilirim?”